"RAKINAME!.."

Bazıları itiraz etse de, 'Rakı'nın ülkemizin 'Milli İçkisi' olduğunu uzun zamandır herhalde siz de duymuş, okumuşsunuzdur!.. Bugüne kadar Neyzen Tevfik'ten Orhan Veli'ye, Cahit Sıtkı Tarancı'dan Ümit Yaşar Oğuzcan'a kadar, hemen bütün ünlü şairler 'Rakı' üzerine çok güzel dizeler yazmışlardır...

Ama, Ankaralı üstat ve işletmeci 'Necip Mirkelamoğlu'nun 'Rakıname' şiiri bir başkadır... Yıllardır mekânının duvarında asılı durur, her gelen önce bunu okur, sonra rakı içerek memnun şekilde oradan ayrılırmış... İnternette adını yazıp, tamamını okuyabilirsiniz... Şiirden bazı bölümler şöyle:

"İçmesini bilene/ Zevk-ü sefadır rakı/ İçmesini bilmeyene/ Ceyr-ü cefadır rakı!..// Bir münasip miktarı/ Muhabbet anahtarı/ Kaçırırsan kantarı/ Cana ezadır rakı...// Eşek içerse zırlar/ Köpek içerse hırlar/ Kedi içse tırmalar/ İnsan olanadır rakı!..// Gönül dargınlarına/ Vefa kırgınlarına/ Hayat yorgunlarına/ Haza devadır rakı!.."

Ünlü yazarımız Yılmaz Özdil de, 14 Ekim 2020 tarihihnde yazdığı "Rakı Ciddi İştir" başlıklı yazısında şöyle diyordu:

"Rakı ciddi iştir, sahteciliği kaldırmaz!.. Sahtesine denk gelirsen, ölürsün!.. Sahte oy kullan meselâ... Hiç sorun olmaz. Sahte diplomayla siyaset yap. Her mevkie gelirsin!.. Sahte Şeyh ol, müritlerin kuyruğa girer... Sütsüz peynir yapıyorlar. Etsiz sucuk var. Arısız bal satılıyor. Ucuz diye herkes memnun!.. Ama rakı ciddi iştir, sahteciliği kaldırmaz!.." deyip, bir de kendine göre şiirini yazmış:

"Vatan sevgisidir rakı/ İki tek attığında/ 'Noolacak bu memleketin hali?' diye/ Kafa yormazsın aksi olsa/ Tıp bazen çaresizdir/ O merhemdir!../ Gurbete bile iyi gelir/ Kontörsüz muhabbettir!/ Büst gibi oturan adamın bile/ Hemen çenesini açar!/ Hayatın anahtarıdır çünkü!../Fazla kaçırırsan özüne döner/ Maymun olursun!../ Evrim Teorisi'nin kanıtıdır/ Şiirdir.../ Ne demiş bak Orhan Veli:/ 'Şiir yazıyorum/ Şiir yazıp eskiler alıyorum/ Eskileri verip, musikîler alıyorum/ Bir de rakı şişesinde balık olsam...'/ Şarkıdır aynı zamanda/ Dönülmez akşamın ufkudur!.."

Sonra da eklemiş: "Aman diyeyim, siz siz olun, gırtlağınıza kadar sahte'kârlıklar içinde yaşarken, rakıdan uzak durun ha... Ayran için... Malum, dünya size h'ayran!.." diyordu...

Rakı öyle bir içkidir ki; hangi bünyedeki tepkisi nasıl olur, bunu kimse tahmin bile edemez!? Sessiz birinin, iki fırt çekince hemen çenesinin açıldığını görürsünüz!.. Çok konuşan birinin, dut yemiş bülbüle dönüverdiğine şahit olursunuz!.. Kimisi kırk yıllık kavgayı hatırlayıp, orada hesap görmeye kalkar!.. Kimi şarkıcı oluverir... Kiminin aklına çocukluk aşkları gelir, ağlar!.. Kimi şair kesilir, dörtlükleri sıralar, kafiyesini uydurur da, gerisi safsatadan ibarettir: "Dam başında saksağan/ Vur beline kazmayı/ Dün yâri gördüm Hasan/ Bırak bana kızmayı!.." gibi...

Kimi durmasını bilmez, düğünden düğüne beleşe içtiği rakıyla, evine hep traktör vagonunda hususi götürülür!.. Kimisi kafayı bulunca donu-gömleği çıkarıp, yırtıp; evine ilk doğduğu günkü gibi 'anadan üryan' gitmek ister!.. Kimi bonkörleşir, neyi varsa orada saçar... Kimi de, iyice kafayı bulunca dam başına çıkıp, manzara eşliğinde illâ oraya sıçar!..

Sizler hangi katagoriye giriyorsunuz bilmiyorum ama, rakı yavaş başlanır, sonra hızlanılır... Sulandırılması % 50 su, % 50 rakı şeklindedir... Balık ve hayvansal ürünlerle tüketilirse, bünyeye dokunmaz!.. Şarap, bira, viski... içkileri gibi sırf çerezle tüketilmez!.. Büyüklerimiz bize böyle öğrettiler, size de tavsiyemiz olsun, e mi? Aksini yapıp da ele-güne rezil olup, evlerinize traktör vagonunda 'hususi' halde gitmenizi asla istemem!..            Sakin KOŞAR..

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI