BİR BAKALIM; NELER OLUYOR HAYATTA !?
Demirören Grubuna ait CNN ile Kanal-D televizyonlarının ortaklaşa yayımladığı, Moderatörlüğünü Fulya Kalfa'nın yaptığı, sayın Cumhurbaşkanı Erdoğan ve gazeteci geçinen 'Ahmet Hakan Coşkun-Abdülkadir Selvi-Hande Fırat-Zafer Şahin'in katıldığı 28 Eylül 2022 akşamı yapılan açık oturumda konuşulanlar, hâlâ tartışılıp duruyor ya? Sayın Cumhurbaşkanı, Abdülkadir Selvi'nin; "Efendim, Şehir Hastanelerini çok eleştiren muhalefetin bugünlerde pek sesi çıkmıyor, bunu nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusuna karşılık, sayın Erdoğan da; "Artık siz de köşenizde gereğini yapın, bakın Ahmet (Hakan) Bey bunu gayet iyi yapıyor!.." sözleri basın tarihine geçmişti ya!?
30 Eylül 2022 akşamı TELE-1 televizyonundaki bir programa katılan gazeteci-yazar Sedef Kabaş dedi ki; "Gerçek gazeteciliğin özünde 'Muhalif' olmak vardır, gazeteci dediğin her konuya şüpheyle yaklaşır, bu meslek tasdik makamı değildir!.. O günkü programda izlediğimiz Abdülkadir Selvi ve Ahmet Hakan'ın söyledikleri ve yaptıklarının, gerçek gazetecilikle ilgisi yoktur!.. Bakınız, Ahmet Hakan için yandaş gazetecilerden Cem Küçük aynen şöyle demişti: 'Sen önceleri Aydın Doğan'ın köpeğiydin, şimdi de bizim köpeğimizsin!' demişti. Bunlar için daha başka bir izahata gerek var mı bilemiyorum?" demişti. Belli ki, bu yandaşlar arasında da aşırı kıskançlıklar mevcut, yoksa birbirlerine böyle sözler sarf ederler miydi?
Ahmet Hakan, Hürriyet'teki 01 Ekim 2022 günkü köşesinden şöyle haykırıyordu: ".Yazdıklarım ortada. Siyasi fanatiklik, siyasi aktivistlik, siyasi sözcülük yapmadım, yapmıyorum, yapmayacağım!.. İki cepheye bölünmüş ve biraz da kafayı yemiş Türkiye ortamında saldırılara fena halde açık duruma geldim... Bunun sonucu, kategorinin iki sembol ismi var: Bir- Küfürbaz Lütfü (Türkkan), İki- Maganda Cemal (Enginyurt.)" diyordu.
Şu olanlara, söylenenlere ve 'Gereğini En İyi Yapan' güya gazeteci Ahmet Hakan'ın şu son yazdıklarına bakıp, biraz düşünüyorum da, kendi kendime; "Yahu, Ertuğrul Özkök gibi birinin boşaltmak zorunda kaldığı 'Genel Yayın Yönetmeni' koltuğuna, bunlar senin gibi birini niye oturtsunlar ki!? "Küfürbaz Lütfü, Maganda Cemal, Facebook Ece" diye suçladığın kişiler, kendi içinizden gazeteci kılıklı Cem Küçük, durduk yerde neden hep sana saldırsınlar ki!? Demek ki, bir bildikleri, bir duyumları var bunların!?" diyorum!.. Yine düşünüyorum; bizzat sayın Cumhurbaşkanı'nın elinden kaç tane ödül aldın? İyi de, Türkiye'nin en çok okunan yazarları sayın 'Yılmaz Özdil, Emin Çölaşan, Uğur Dündar' gibi gazetecilere bu ödüller, bizzat elden niye verilmiyor!? Senin gazeten kaç tane satıyor, senin yazılarını kaç kişi okuyor da bu ödülleri hak ediyorsun acaba? Şimdi bunları yazdım diye, beni de Küfürbaz Lütfü ve Maganda Cemal kategorisine mi koyacaksın yani!?
Kaç gündür gündemde olan 'Hep Gereğini yapan' bu iki güya gazeteci, yeni açıklanan "Devlet Denetleme Kurulu" raporları ve orada tespit edilen usulsüz ve yasal olmayan işler hakkında bir gün olsun tek cümle yazılar yazdılar mı? Bütün yaptıkları ise; varsa-yoksa CHP ve 'Bay Kemal' düşmanlığı!.. Mersin'de yapmaya çalıştıkları 'CHP-PKK Terörü Kumpası' ellerinde patladı, günlerce attıkları manşetler tepelerinde asılı kaldı, şimdi ne yapacaklarını şaşırır haldeler!.. Gazetecilik buysa, biz sizden değiliz bayım, Roma'ya doğru güle güle size!..
Neyse, bugün de size Hak yolunu gösteren Koca Yunus Emre'den dizelerle veda edelim, belki bunları okur da, artık doğru bir yola girersiniz:
"Açıldı gökler kapısı/ Rahmetle doldu hepisi/ Sekiz Cennet kapısı/ Açılır Allah deyu deyu.// Rıdvan-dürür kapı açan/ İdris-dürür hülle biçen/ Kevser şarabını içen/ Kanar Allah deyu deyu...// Miskin Yunus var yarına/ Koma bugünü yarına/ Yarın Hak'kın divanına/ Varam Allah deyu deyu!.." Sakin KOŞAR.