EN GÖRKEMLİ VE EN MASRAFLI SÜNNET DÜĞÜNÜ !?
624 yıl hüküm süren Osmanlı İmparatorluğu'nu yöneten 36 Padişah içinde, dünyada eşi benzeri görülmemiş kutlama ve eğlencelerle, Kanuni Sultan Süleyman'ın oğulları Şehzade Mustafa, Selim ve Bayezit için 'İstanbul At Meydanı'nda günlerce süren sünnet düğünleri olarak bilinirdi... Ama Padişah III. Murat ve Safiye Sultan'ın oğulları 'Şehzade Mehmet' için 1582-83 yılında yapılan sünnet töreni, o güne kadar dünyada eşi-benzeri görülmemişti!..
Muhteşem Kanuni Sultan Süleyman'ın yerine geçen oğlu II. Selim (Ya da nam-ı diğer, Sarı Selim, Sarhoş Selim), sadece 8 yıl tahtta kalabildi, ölünce yerine oğlu III. Murat geçti (1574) ve 28 yaşında Padişah oldu, Sadrazam da Sokollu Mehmet Paşa idi... Sultan Murat, oğlu Şehzade Mehmet için yapılacak sünnet düğününün hiç akıllardan çıkmayacak şekilde yapılmasını istiyordu!.. Bu iş için bir yıl önceden hazırlıklar başladı; hazineden tam 'yarım milyon akçe' para ayrılıp, imparatorluğun Mutfakçıbaşısı Karabali Bey "Düğün Emirî", eski nişancı Hamza Bey de "Düğün Nazırı" oldular!..
At Meydanı'nda her tarafa mutfaklar yapılıyor, fenerler için direkler dikiliyordu... Tarihçi Hammer'in yazdığına göre; Asya, Avrupa ve Afrika devletlerini temsilen kalabalık Kurullar, bu görkemli düğüne katılmaya gelmişler... Yine aynı yıl içinde görevlendirilen Çavuşlar, İmparatorluğun bütün Beylerbeylerine çağrıda bulunmaya gitmişler!.. Önemli işleri için gelemeyecek olanlar da, kalabalık heyetlerle birlikte, bu düğüne çok değerli armağanlar göndermişler!.. At Meydanı'na üç katlı seyir tribünleri yapılıp; birinci kata yabancı devletlerin Elçileri, ikinci kata iç ve dış Saray Ağaları, üçüncü kata da İmparatorluğun Beyleri, Beylerbeyleri ve Vezirler oturmuşlar!.. Bir yanda Mehteran Takımı, bir yanda Fenerciler, Şerbetçibaşılar, Şekercibaşılar, Sakalar ve Tatlıcıbaşılar habire çalışıyorlarmış!..
Ertesi günü armağanların verilme töreni başlamış: İlk armağanlar yeni Sadrazam Sinan Paşa'dan gelmiş; altın koşumlu 5 iyi at, kaliteli kumaşlardan elbiselikler, altın ve inci işlemeli at örtüleri, at koşumları... Bunun tutarı da tam 40 Bin Duka Altın değerindeymiş... İkinci Vezir Siyavuş Paşa, 30 Bin Duka Altın değerinde armağanlar vermiş... Kâhyabey Osman Paşa ise gümüş eşyalar yanında, 10 Bin Duka Altın değerinde çok genç olan 'Gürcü ve Çerkez Oğlanları' armağan etmiş, iyi mi? Lehistan Elçisi Filipovski dört iri ve cins köpek ile samur kürkler verirken; Kırım Hanları da 10 yük samur kürk, Bin astragan manto, 500 ağaçsansarı kürkü ve 20 de genç Hıristiyan köle getirmişler...
Merhum Padişahımıza ve Şehzadesine hayırlı uğurlu olsun, güle güle bunları kullansınlar da, bu kadar saltanatlı eğlenceler sonrasında Osmanlının ilk "Duraklama Dönemi" de işte bu eğlence düşkünü III. Murat zamanında başlamıştı!.. Dedesi Muhteşem Süleyman ve Babası II. Selim'den kalma zenginlikleri ve gücü, bu safsata işlere harcayıp, bir de üstelik dedesinin Fransızlara verdiği 'Kapitülâsyonlar" yetmezmiş gibi, bu Padişah da 'İngilizlere' yeni Kapitülâsyonlar vererek, her yerde İngiliz tüccarların cirit atmasına, ticaretimizi ellerine alıp ekonomimize çok büyük zarar vermelerine sebep olmuştu!..
Pandemi nedeniyle, neredeyse 15 aydır saltanatlı düğünler, sünnetler yapılamıyor da, başımıza gökten taş mı düşüyor sanki!? Demek ki, masrafsız ve gösterişsiz de bu işler yapılabiliyor, milletin abes yere yelmeleri gerekmiyor, haybeye giden paraları ceplerinde kalıyor işte, fena mı!? Bizim gibi ülkelerde daha yeni doğmuş kız çocuklarının parmaklarına pahalı 'Tektaş' yüzükler takma görgüsüzlüğü ve soytarılığı hiç bitmeyecek mi yani!?
Bu yazı sonuna bizim deli Orhan Veli'nin 'Pireli Şiiri' iyi gider:
"...Kimi işinde gücünde/ Kiminin donu yok kıçında/ Ağız var, kulak var, burun var/ Ama hepsi başka biçimde// Kimi kılıç takar böğrüne/ Kimi uyar dünya seyrine/ Karı hesabına geceleri/ Gündüzleri baba hayrına// Bu düzen böyle mi gidecek/ Pireler filleri yutacak/ Yedi nüfuslu haneye/ Üç buçuk tayın yetecek!// Karışık bir iş vesselâm/ Deli dolu yazar kalem/ Yazdığı da ne? Bir sürü/ İpe sapa gelmez kelâm!.." Sakin KOŞAR...