GÜLE GÜLE 'SÜLEYMAN CAN' BABA !..

11 Eylül 2022. Yatağan İlçemizin çalışkan, iş bilir, güzide insanlarından "Esnaf Kefalet ve Kredi Kooperatifi Başkanlığını" Kurucu Başkan merhum Sadi Uysal amcadan 1965 yılında devralıp, tam 56 yıl başarıyla sürdürmüş, kurucu üyelerinden birisi olarak bu konuda rekor kırmış büyüklerimizdendi, geçen yıl da bu görevini çok sevdiğimiz kardeşimiz Ali Suat Tekin'e bırakmıştı!.. Esas mesleği 'Fotoğrafçılık' olan bu büyüğümüz, başarılı olduğu o mesleği sonrasındaki 'Kooperatif Başkanlığında' da fazlasıyla sürdürmüştür!..

Yıl 1963. Yatağan İlçemizin en büyük esnaflarından merhum ve benim dayım Sezai Koç ile can arkadaşı fotoğrafçı Süleyman Can, bir akşam Bozüyük'teki evimize ziyarete geldiler!.. O gün de rahmetli babam, bizim 6 tütün ortağıyla beraber, tütün paralarını almışlardı. Üçü beraber içeriye, ayrı bir odaya geçtiler, yarım saat sohbet ettikten sonra evimizden ayrıldılar!.. Günler sonra öğrendiğime göre, babamın çok sevdiği Sezai Koç dayım, Marmaris'ten bir arsa almak için, babamdaki bütün tütün paralarını borç olarak almaya gelmiş, babam da çok güvendiği için ona hepsini vermişti!..

Aynı 1963 yılının Temmuz ayında bizim sınav sonuçları belli oldu ve ben Isparta-Gönen İlköğretmen Okulu'nu kazanıp, yatılı olarak oraya gitmiştim. Okuldan bize bir ihtiyaç ve giyim listesi verdiler, içinde bir de o güne kadar hiç adını duymadığımız "Mandolin" vardı. Babam da bunun ne olduğunu Sezai Koç dayıma, Sezai dayım da Süleyman Can'a bunu sormuş, o da ağabeyi ve Halk Eğitim Merkezi Müdürü olan merhum Kemal Can'a anlatmış. 15 gün sonra bana okulun en güzel Mandolin'ini İzmir'den bulan Sezai dayım, Isparta-Gönen'e gönderdi, 6 yıl boyunca müzik derslerinde ve okulun 'Müzik Kolu'nda bu mandolini kullandım!.. İlk sömestr tatilinde yine Sezai dayımın bana hediye getirdiği harika deri eldivenler ve çok güzel yün atkı ile okulda çok seçkin giyinen öğrenciler arasında yer aldım!..

Süleyman Can, 1960 ve 1970'li yıllarda Yatağan'ın en popüler fotoğrafçısı, en iyi giyinen insanlarından biri idi. 1980'lerde başladığı "Yatağan TRT Temsilciliği" görevini, 2001 yılında bana devretti. Her konuda başarılı, işin en iyisini yapmaya özen gösteren bir büyüğümüzdü, onun için bunca yıl hep gündemde kaldı, görevlerini de hep kendi isteğiyle bıraktı.

Aradan yıllar geçti. Süleyman Can babanın evli olduğu Gökpınar Köyü'nde tam 9 yıl Okul Müdürlüğü ve Öğretmenlik yaptım!.. Kayınpederi Muhittin Çerçi, oğulları Şecaattin-Akif-Mustafa-Faruk Çerçi ile çok iyi dostluklar kurduk, uyum içinde çalıştık!.. Sonra Yatağan Öğretmenevi Müdürlüğü'ne atandım. Kooperatif Başkanı olarak Süleyman Baba ile çok olumlu işlere imza attık!.. Sık sık ziyaretine gider, çayını içerdim. Kooperatifin Fethiye-Aydın-Manisa-Ankara toplantılarına katıldık!.. Süleyman Babaya  herkes o kadar saygı gösteriyorlardı ki, hepsi de "Baba" diyerek ona akıl danışıyorlardı!..

Fethiye toplantısında benim okul arkadaşım ve 13 yıllık "Fethiye Esnaf Kefalet ve Kredi Kooperatifi Başkanı" iken, İsmail Başoğlu'na bunun sebebini sordum? Bana aynen şöyle dedi: "Ülkedeki bütün Esnaf Kredi Kooperatiflerinin, üyelerinden milyonlarca liralık 'alacak takibi' vardır!.. Bir tek alacak takibi olmayan kooperatif, Yatağan Esnaf Kefalet ve Kredi Kooperatifi'dir!.. İşte Süleyman Can'ın başarısı budur!.. Geri ödeme yapamayacak hiçbir esnafa Kooperatifin parasını vermez, esnafı da zor durumda bırakmaz!.. İşte onun büyüklüğü de budur" dedi.

Yani, bir Başkan öyle 45 yıl boyunca aynı kuruluşun Başkanlığını boşuna yapmaz, oraya havadan seçilemez, mutlaka bir bilgeliği ve farklılığı vardır!.. Süleyman Can büyüğümüz de böyle bir Başkandır!.. Benim yazılarımı da sürekli okuyan, hep olumlu yorumlarını telefonla mutlaka anında bildiren bir büyüğümdü; kendisine; 'toprağın bol, mekânın Cennet olsun' diyor, ışıklar içinde yatması için dua ediyorum!.. Seni hiç unutmayacağız Süleyman Baba !.

Yazıma son verirken, bizim deli Orhan Veli'nin Varlık Dergisi'nde 1937 yılında yayımlanan "Yokuş" şiiriyle Süleyman Babaya veda etmek istiyorum:

"Öteki dünyada akşam vakitleri/ Fabrikamızın paydos saatinde/ Bizi evlerimize götürecek olan yol/ Böyle yokuş değilse eğer/ Ölüm hiç de fena bir şey değil !.."        Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI