HADİ BUGÜN BİRAZ 'GÜLELİM VE DÜŞÜNELİM!?'


Şu bitmez tükenmez uzun Seçim gecelerinde sizler ne yapıyorsunuz, nelerle meşgulsünüz, tabii ki ben bunları bilemem? Ama 73 yaşına gelmiş bendenize, bazı geceler hiç uyku tutmuyor!.. Sık sık sıcacık yatağımdan kalkıp, gündüzden okumadığım gazeteleri karıştırıp, bazı kitaplarımı tekrar okuyor, aklıma takılan yazılarımı yazıyor, gözlerim iyice yorulunca da tekrar yatıyorum!.. Gecenin olmadık saatlerinde yanan ışığımı uzaktan gören bazı tanıdıklarım belki de; "Ulan bizim ihtiyar dallama yine bi haltlar karıştırıyor galiba, uslanmayacak ulan bu herif!?" diye düşünüyor olabilirler? Özgür bir memlekette yaşadığımız söylendiğine göre, herkes nasıl isterse öyle düşünmekte serbesttir tabii ki, bizler karışamayız.

--- Ülkemizin en büyük yöneticisi, yurt dışına gitmek isteyen Doktorlar için; "Az para aldıkları için gidiyorlarmış!.. Giderlerse gitsinler, biz de yeni mezunları, asistanları onların yerine koyar, yolumuza devam ederiz" demiş. Bizim yaşlarda olanlar hatırlarlar herhalde, 1950'lerin sonuna doğru merhum Başbakan Menderes de bir soru üzerine; "Bu generaller de biraz ileri gitmeye başladılar ama!.. Bizim ordunun bunlara çok mu ihtiyacı var sanki, biz bu orduyu astsubaylarla da idare ederiz!.." demişti, hatırladınız mı? 1960 öncesi son genel seçimlerde de bir soru üzerine; "Millet bize o kadar güveniyor, bizi o kadar seviyor ki, ben partimden bir 'odunu' aday göstersem Vekil seçtiririm!.." demişti, ya bunu da hatırladınız mı? İyi, çok iyi, sonra ne oldu? Böyle konularda benim başka bir yorumum yok ve olamaz da efendim. No gomend !..

--- Gazetelerimin birinde internetçi yeni yetmelerin kısa ve özlü sözlerine rastladım, sizinle de paylaşmak istedim, kusur eyledikse, tarafınızdan affola:                                                                                                      
    
-Beni bu saatten sonra klarnetçi Hüsnü bile Şenlendir'emez!..                                                                            
   
-Ben Milli Piyango gibi bir adamım, herkese vuramam!..                                                                                     
 
-Biz, iki tost ekmeği kadar birbirimize yakındık, taa ki aramıza kaşar-sucuk girene kadar!..                          
  
-Paran varsa Range Rover, paran yoksa game over!..                                                                                                   
  
-Sen Vodafone gibi anı yaşarken, ben Turkcell gibi seni her yerde çekemem!..                                          
            
-Abi, gelirken bir 70'lik al da, sofradayken başımızda bir 'büyük' bulunsun!..                                                                      
  
-Mercedes'in ön koltuğundaki çocuklar kazaya kurban giderken, arka koltuğundaki kazalar ise birer çocuk doğmasına sebep olurlar!..                                                                                                                                         
 
-Çayın Lipton'lusu, kadının ip donlusu sevilir!..                                                                                                 
         
-Karda düşüp de elini-kolunu kırmak istemiyorsan, dışarı çıkmayıver kardeşim!..                                  
-Benzine para yetiremiyorsan, benzin istasyonlarına uğrama abi!..

---Hani Doktorlarımıza 'giderlerse gitsinler yahu!' demişlerdi ya? Dün caddeleri gezerken bu söz aklıma geldi!.. Sıra sıra dükkânlarda çeşit çeşit esnaflar, zenaatkârlar, ustalar, çıraklar vardı!.. Bunlara bakarak biraz düşündüm: Yahu, şimdi karda ayağım kayıp da düşsem, kazara pantolonun kıç tarafı sökülse, ben bunu bizim 'Terzi Osman'a mı, Elektrikçi Soner'e mi, Berber Ömür'e mi, yoksa Ayakkabıcı Dursun'a mı diktiririm!? Ya dişim çürümüş de ağrıyorsa, ben bunu bizim Diş Hekimi Gökhan-Gürhan'a mı, Nalbant Mehmet'e mi, Marangoz Muhammed'e mi, yoksa Muhasebeci Asım'a mı çektiririm!? Patlamak üzere olan apandisitimi ameliyatla aldırmak için ben Veteriner Kamil'e mi, Semercilerin Ergün Alpözen'e mi, Yorgancı Ramazan'a mı, yoksa Genel Cerrah Prof. Dr. Şükrü Boylu'ya mı koşarım!..

Görüyorsunuz ya; her işin bir ehli, bir ustası, bir uzmanı var!.. Bu meslekler üzerinde en fazla eğitim ve uygulama yapan grup da 'Doktorlardır!' Çünkü söz konusu olan insan sağlığı ve insan yaşamıdır!.. Bu konularda hiçbir meslek hafife alınamaz, ama en dikkat göstermemiz gereken ise, 'Doktorluk' tur!.. Kendi sağlığınız söz konusu olunca, ülkenin en iyi doktorlarını ararken, bir mesele yüzünden onları küçümsemek kimseye hayır getirmez!.. Hiç kimse kurbanlık koyun olmadığına göre, en iyi doktorlar da herkesin hakkı değil mi? Bunları okuyup da  gülerken, biraz da bunları düşünün gari, olur mu?..                       Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI