HER SEÇİMİN BİR SİMGESİ VARDIR !?



Ülkemizde demokrasiye geçildiğinde, Demokrat Parti (DP)'nin bir el resmi altındaki "Yeter!.. Söz Milletin" sloganı hâlâ unutulmayan simgelerden biriydi, 1950'de tek başına iktidara gelmişlerdi.

1965 seçimlerinde Adalet Partisi (AP) lideri Demirel, elinde fötr şapkasıyla "Barajlar Kralı" denile denile iktidara gelmişti. 1977'de CHP lideri Ecevit; "Kıbrıs Fatihi, Karaoğlan" diye ünlenerek, ilk kez % 40'larda oyla seçilmişti. 1983 Genel Seçimlerinde devlet fabrikalarını "Sattırmam!" diyen muhalefet seçimi kaybetmiş, "Babalar gibi satar, özelleştiririm! Ben 'Orta Direği' güçlendireceğim!" diyen Turgut Özal iktidara getirilmişti. Tansu Çiller 1994'teki seçimlerde halka "İki Anahtar (Ev ile Araba)" sözü vererek kazanmıştı. 03 Kasım 2002'de de, daha 1,5 yıllık parti olan "Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP)" de; "Yoksulluk, Yasaklar, Yolsuzluk (3 Y)" olaylarını tamamen ortadan kaldırmak vaadiyle tek başına iktidar olmuştu, sonra başımıza gelenleri biliyorsunuz?

14 Mayıs 2023 genel seçimlerinin simgesi sizce nedir? Yerli ve milli araba dedikleri TOGG mu, kilosu 30 TL'ye fırlayan soğan mı, Bay Kemal'in vaatleri mi, gösterişli konvoylarla yapılan 'Açılış Törenleri' mi, 11 İlimizi vuran ve çadır-kan satan Kızılay'ın sınıfta kaldığı depremler mi? İsterseniz size biraz ipucu vereyim:

Geçende bir karikatür yayımlandı, genç bir oğlumuz, evleneceği kızın önünde diz çökmüş, ona evlenme teklifi yapıyor, ama bir kutu içinde ona elmas taşlı yüzük yerine, kutunun içindeki küçük bir 'soğanı' takdim ediyordu, çok güldüm!.. Yine bazı düğün haberlerinde halkımız, gelin kızımıza altın veya kâğıt para yerine, 'kuru soğan' takıyorlardı, ona da çok güldüm!..

Gazetelerdeki köşe yazılarında 'Kuru Soğan' ile ilgili özlü sözlere ve dörtlüklere sıkça yer verilir oldu, işte bazıları:

--Aslında güçlü biri değilim, soğan bile ağlatıyor beni.                                                                                                
--Benim sevgilim soğandan beter, onu soydukça beni ağlatıyor!..                                                                                 
 
-Patates ve soğan, bazılarından daha onurlu, hiç olmazsa kızarmasını biliyorlar!..                                                    
-Ağlamak çare olaydı, doktorlar reçetelerine kuru soğan yazarlardı!..                                                                                 
-Ben artık çelik kasamda altın-para-döviz değil, kilosu 30 TL olan soğanı saklıyorum!..                                           
-Bir baş ol da, istersen soğan başı ol !..                                                                                                                            
-Sofu soğanı yemez, bulunca da sapını bile komaz!..                                                                                                     
   
-Hayat dediğin nedir ki; ağlayarak soyduğun bir soğandır!..

Örneğin, Adil Oğuz'un taa 2011'de yazdığı şu dörtlüklere bir bakınız:                                                                       
  
"Öyle bir zamana geldik ki dostum/ Baharı beklerken, Yazım Kış oldu/ Unuttuk baklava, börek, pekmezi/ Kuru soğan soframıza aş oldu!..// Milletin halini bilen olmuyor/ Ne yer, ne içer, soran olmuyor/ Et, süt, meyve, sebze eve girmiyor/ Soframıza kuru soğan aş oldu!.."

Sizleri bilemem, ama bana göre bu son seçimlerin simgesi 'Kuru Soğan' oldu dostlar!.. Görmüyor musunuz, Mersin'de partisinin I. Sıra Milletvekili adayı olan sayın Nureddin Nebati ve Şanlıurfa adayı sayın Bekir Bozdağ, şehirde 'TOGG' Marka arabalarıyla gövde gösterisi düzenleyince, evine yiyecek alamayan vatandaşlarımızdan bazıları hemen; "Biz evimize kuru soğan alamazken, bizden oy isteyen Vekiller milyonluk TOGG ile geziyorlar!" diye tepki gösterip, basına haber oluyorlardı. Yani, orada bile soğan hemen en öne çıkıyordu!..

Neyse, 'Soğan' diye diye ortalığı kokuttuk galiba, şimdi de sizi ağlatmadan, bir şiirle yazımıza son verelim bari:

"Uzanıp yatıvermiş, sereserpe/ Entarisi sıyrılmış hafiften/ Kolunu kaldırmış, koltuğu görünüyor/ Bir eliyle de göğsünü tutmuş/ İçinde kötülüğü yok, biliyorum/ Yok, benim de yok ama/ Olmaz ki/ Böyle de yatılmaz ki!?" (Orhan Veli - 1946.)    Biliyorum, soğan konusu üzerine çok gittim; ama olmaz ki, bu kadar da pahalı soğan olmaz ki!?              Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI