12 Ekim 2022 tarihli Yeni Akit Gazetesi'nde, haberin yazarı belli olmayan, sadece "Akit-Gündem" logosu altında; "Küfürbaz Metin Akpınar, Millete Kin Kustu" başlığıyla bir haber yayımlandı. Antalya Film Festivali'ndeki konuşmaları aktarılan Akpınar'ın orada söylediklerine karşın, kendisine edilmedik küfür bırakmamışlar!..
İşte bazıları: ".Sanatçı sıfatı verilen küfürbaz adam. Darbe şakşakçısı. Zırvalarla gündeme gelen oyuncu bozuntusu. Milleti aşağıladı. Yalakadan sanatçı olmaz. Pervasız ve küstah sanatçı." Sadece bunlar olsa neyse. Bir de Akşam Gazetesi yazarı Hikmet Genç denen birinden alıntıladıkları "Cahil Sensin Ulan!.." başlıklı yazıda da; ". Sanatçı bozuntusu. Kerameti kendinden menkul cuntacı, kifayetsiz muhteris, aristokrat bozuntuları. Çakma solcu, fikir fukarası, mal !.." deniliyordu.
Şimdi elinizi vicdanınıza koyun da, lütfen söyleyiniz; burada asıl 'küfürbaz' olanlar kimler!? Onların gazetelerine yazdıklarını, bir yerel gazeteci olarak buraya aktarırken, inanın yüzüm kızardı, tüylerim diken diken oldu!.. Türkiye'nin yetiştirdiği en büyük, en kalıcı, en çok izlenen bir tiyatro sanatçısına karşı, bu kadar öfke, hiddet ve düşmanlığın sebebi sizce ne olabilir? Şimdi bu dillerinden ateş saçan, 'ağzı bozuk' gazeteci kılıklı arkadaşlara. -Yok yok. Bu yazıları ağızlarıyla yazmıyorlar, elleriyle yazıyorlar, onlara haksızlık etmeyelim.- İçlerinden ateş saçan bu 'Elleri Bozuk' arkadaşlara, biz de kendi hitaplarıyla soralım bakalım: Sanatçımız Metin Akpınar'ın tiyatro oyunları ve filmleri yıllarca kapalı gişe oynadı, sahne kasetleri yok sattı, katıldıkları tüm radyo ve TV programları en çok izlenen programlar oldu, bu durum hâlâ da aynen devam ediyor!.. Ulan bu berbat haber ve yazıları yazan sizleri bu ülkede kaç kişi tanıyor, kaç kişi o edepsizce yazı-haberlerinizi okuyor da, önünüze gelene dümdüz gidiyorsunuz!? Kimsiniz siz, bu yetkiyi nereden alıyorsunuz, bugüne kadar hangi başarılara imza attınız, bıraktığınız eserler nerede!? Oturun da, biraz haddinizi bilin artık!.. Bu ülkede sizin gibi küfürbazlar çok da, bir tane 'Metin Akpınar' var, onun da kıymetini bilin bari cahil sürüleri!..
Eğer yüreğiniz yetiyorsa, hepiniz birden gelin, Metin Akpınar'la sizin meşhur TV'lerinizin birinde, her konuda onunla bir tartışma programına katılın bakalım, cahil-cühela kimmiş, sanatçı bozuntusu kimmiş, cuntacı-darbeci kimmiş, orada görürsünüz!.. Aşağıladığınız o adam, böyle bir programda topunuzu birden 'bir kekiğe örkleyip' sizi 'sulu dereye götürüp de, susuz geri getirmezse eğer', gelin de beni bulun!.. Siz kimi küçümsüyorsunuz bakayım!?
1980'li askerî darbe zamanında, Kenan Evren'in asıp-kestiği yıllarda Metin Akpınar-Zeki Alasya gibi, Levent Kırca, Müjdat Gezen gibi sanatçılar bu darbecileri ve yaptıklarını sahnede korkmadan eleştiriyorlardı, kasetleri hâlâ piyasalarda, oturun da bir izleyin bakalım!.. Peki, sizin gibiler ne yapıyorlardı? Kenan Evren'in tıpkı günümüzün Atatürk'ü olduğunu söyleyip, darbecilere yağ çekmekle meşgullerdi, bizim bunları unuttuğumuzu mu zannediyorsunuz!?
Ellerin eğitimli, gelişmiş, demokratik ülkelerinde böyle sanatçılar hep el üstünde tutulur, her ihtiyaçları devlet tarafından karşılanır, sağlıklı kalmaları için herkes seferber olur!.. Ya bizde ne oluyor? Sizin gibi 'Elleri Bozuk' yağdanlıklar yüzünden yurt dışına gitmek zorunda kalıyor, genç yaşta üzüntüden kansere yakalanıyor, çekemeyenlerin şikâyetleri yüzünden hayatları mahkemelerde, hapislerde geçiyor, ödedikleri tazminatlarla birikimlerini kaybediyorlar!.. Çekin artık sanatın ve sanatçıların üzerinden o kirli ellerinizi, yeter ama yahu!..
Bugün de yazımızı İbrahim Ergin'in meşhur "VE" adlı şiiriyle bitirelim bari:
"Ne varsa bizim/ Kalacak dün gibi/ Kalacak Aydedesi çocuğun/ Ve üzüm gözlü bir kuzunun/ Kucaklanmak isteği!..// Kalacak, kim bilir hangi aynada/ Süslenmesi genç kızın/ İçimizde 'cız' diye bir şey/ Kayması bir yıldızın!.." Sakin KOŞAR.