O YAZIYI HERKES, MUTLAKA OKUMALI !..


Son yıllarda öylesine siyasi iç ve dış baskılara maruz kalıyoruz, kendimizi o kadar yalnız ve çaresiz hissediyoruz ki, demeyin gitsin!.. Halbuki bu Yüce Türk Milleti, o kadar da yalnız ve çaresiz değil!.. Bunun için çok değil, sadece 100 yıl öncesi tarihi arşiv belgelerimize, orada bakmamızı bekleyen tarihi fotoğrafları bir süre incelememiz yeterli!.. Şu çaresiz günlerde bize bu yolu da, her zaman yazılarını ve araştırmalarını takdirle okuduğum İzmirli gazeteci-yazarımız sayın 'Yılmaz ÖZDİL' öğretti!..

İşte son '29 Eylül 2022' tarihli Sözcü Gazetesi'ndeki köşesinde yazdığı "100 Yıl Önce İzmir'deki Bayrak, 100 Yıl Sonraki Kıbrıs'taki Bayrak" başlıklı yazısıyla; artık biraz silkelenip, biraz geçmiş tarihimizi okuyarak, 'kurtarıcımız ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk'ün ne büyük bir deha olduğunu bir kere daha anlayarak, artık kendimize gelmemizi sağladı!..

Yazısının başında, 100 yıl arayla çekilmiş iki fotoğraf vardı; biri 15 Mayıs 1919'da Yunan'ın İzmir'i işgal ettiği zaman çekilmiş, Rum Papaz Hrisostomos'un İzmir Hükümet Konağı Merdiveni başında dua ederken, önlerine serilmiş 'Amerika, İngiltere, Yunanistan ve Rum Bayrakları'; biri de şimdilerde Kıbrıs Rum Kesiminde çekilmiş fotoğrafta 'Yunan-Rum-Amerikan' bayrakları. Herkes biliyor ki, bizim '20 Temmuz 1974 yılında Kıbrıs'a çok haklı nedenlerle yaptığımız çıkartmada, yine bu devletler hep Yunan-Rum Kesimi tarafında yer almışlar, daha yeni bir tarihte de Amerika, Rum Kesimine uzun yıllardır uyguladığı 'Silah Ambargosu' nu kaldırıp, birçok ağır silahları beleş olarak vermişti!..

Hatırlayınız; Kurtuluş Savaşımız zamanında birçok yerli işbirlikçi insanımız, kolay yoldan bu işgalden kurtulmak için, illâ 'Amerikan Mandası' olmayı kabul etmemiz için çalışmış, Büyük Atatürk bu tekliflerin hepsini elinin tersiyle itmiş, şiddetle reddetmişti!.. Çünkü çok iyi biliyordu ki; Amerikan Mandalığını bir kabul eden, bir kere elini bunlara veren, bir daha asla kolunu kurtaramazdı!..

Sayın Yılmaz Özdil'in o yazısında, benim de hiç duymadığım bir bilgi vardı ve çok şaşırdım: "Halide Edip, Yunus Nadi, Ahmet Emin, Velid Ebuzziya" gibi bazı gazeteci isimler, Kurtuluş Savaşı zamanında "Wilson Prensipleri Cemiyeti" ni kurup, ABD Mandalığına girmemizi, en az 15 yıl bizi eğitip, korumalarını istemişler, iyi mi!? Halbuki biz bunları hep Atatürk'ün yanında, milliyetçi, vatansever insanlar olarak bilirdik, inanın çok şaşırdım ve bunlara pek saygım da kalmadı!.. Onların bir 'Kurtarıcı' olarak bildikleri ABD Başkanı Wilson; Atina Üniversitesi'nde okumuş, Türkiye'nin Doğusunun Ermenistan'a verilmesini defalarca istemiş, iflâh olmaz bir Yunan ve Ermeni hayranı olan Başkandı!.. Bu hatayı nasıl yapmışlar, hayret doğrusu!?

Yine aynı Başkan Wilson, ABD Mandalığını kabul edersek eğer, hemen bizim topraklarımıza tam 60 Bin Amerikan askeri gönderecek, 5 yıl içinde bu asker sayısı 200 Bine çıkarılacaktı, ya bu nasıl!? Bu durum bal gibi de bir 'İşgal' idi!.. Hatırlarsanız eğer, 2003 yılında da başımızdaki hükümet, Irak İşgali sırasında 60 Bin Amerikan askerini topraklarımıza getirmek için Meclis'te oylama yapmış, sağ duyulu Milletvekillerimiz sayesinde bu teklif sadece 'Bir Oyla' reddedilmiş, vatan topraklarımız bu işgalden de kurtarılmıştı!.. Biz bu halimizle, bu yabancı ABD askerlerini nasıl ülkemizden çıkaracaktık acaba, bir bileniniz var mı!?

Eğer bir vatansever, gerçek bir milliyetçi, Atatürk ve Cumhuriyetimize bağlı yurttaşlar iseniz, size ısrarla tavsiye ediyorum ki; sayın Yılmaz Özdil'in o günkü yazısını mutlaka okuyunuz, ülkemizin başına nelerin geldiğini, "dost bildiğimiz gerçek düşmanların kimler olduğunu", bunların güzel ülkemizi hâlâ nasıl soyduklarını, bu yazı sonrasında iyice düşünerek, tarihi belgeleriyle öğreniniz!..                     Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI