Şimdi size inanamayacağınız, ama gerçekte yaşanmış bir tespiti anlatacağım: "31 Tem 2024 tarihinden beri TBMM Genel Kurulu, dün sona eren '2. Yasama Yılı'nda, sadece "924 saat 21 dakika" mesai yaptı!.. En uzun çalışması ise, '16 saat 20 dakika' süren bütçe görüşmeleri olmuştu... Evet, biz asılların seçip de 'bizlerin işlerini görsünler' diye Yüce Meclis'e gönderdiğimiz 'Milletvekilleri' sadece bu kadar çalışıyorlar!.. Yani, bir yasama yılında sadece "38 GÜN" çalışmışlar, iyi mi !?
Peki, biz bu 'Vekillerimize' aylık kaç TL maaş veriyoruz: 2025 Temmuz ayında bir Milletvekili maaşı "229.676 TL" oldu, emekli Milletvekili maaşı da "149.000 TL" olurken, milletin aslının emekli maaşı ise; "16.881 TL" yapıldı... Bir de şu önemli bilgiyi hatırlatalım; bu 600 Milletvekilimizden 300 kadarının da yine 'Emekli Milletvekili Maaşı' aldığını unutmayalım!..
Vekillerimizin maaşları bu kadar da, biz asıllar en az 25 yılda emekli olurken, Vekillerimiz sadece 'İki Yılda' emekli oluveriyorlar, ya bu nasıl? Bu işte hiçbir eşitlik ve adalet var mı !? Peki bitti mi? Olur mu efendim; devletin uçaklarında, tren yollarında, gemilerde, trafikte, metrolarında, gümrüklerde yol parası avantajları, yani 'indirimler' var!.. Otellerde, statlarda, müze girişlerinde avantajları var!.. Meclis Lokantası'nda Çorba= 23 TL, Pirinç Pilavı= 23 TL, Salata= 15 TL, Etli Kuru Fasulye = 100 TL... Peki, 16.881 TL emekli maaşı alan biz Asılların lokantalarda yedikleri Çorba, Salata, Etli Kuru Fasulye kaç lira !? Adalet bu mu !?
Daha bitmedi; Vekillerimiz bir Komisyona girerse, bir göreve gönderilirse, aldıkları yüklüce yollukları ve harçlıkları da cabası!.. Bütün bunlara rağmen, geçende sayın Çalışma Bakanı çıkıp; "Sayın Cumhurbaşkanımızın sayesinde ekonomimiz çok iyi, çok şükür emekli maaşlarını zor da olsa ödeyebiliyoruz!.." dedi değil mi? Ekonomimiz çok iyi ise, neden bu çok düşük emekli maaşlarını bile nasıl oluyor da 'Zor da olsa' nasıl ödüyoruz? Bu size hiç mantıklı geliyor mu? Tümden çelişkilerle dolu bir açıklama değil mi bu !? Biz bu Vekilleri böyle saçmalasınlar diye mi bunca maaş verip de, oralara gönderiyoruz!?
Şimdi sadede gelelim: Sürekli iktidarı eleştirip, yapılanları birbirimize boş yere şikâyet edip dururken, ya bizim şu 'Aslan Muhalefet Partileri' neler yapıyorlar !? İçlerinden bir tek Milletvekili çıkıp da; "...Yahu arkadaşlar, emeklilerin ve asgari ücretlilerin yanında, bizim aldığımız şu maaşlar çok yüksek!.. Halkımız en az 25 sene çalışıp da emekli olurken, biz Vekillerin 'İki Yılda' emekliliği hiç de adil değil!.. Bu kadar maaş alıyoruz, Meclis Lokantamızdaki yemek fiyatları gülünç; vatandaş bize kızıyor, Et-Süt-Yumurta-Sebze-Meyve fiyatları bu kadar yükselmişken, bizim burada '23 liraya çorba, 15 liraya salata' yememiz millete karşı çok ayıp kaçıyor, bu fiyatları piyasa fiyatlarına uyduralım..." filân dediğini hiç duydunuz mu!?
Ben bunları ortalığı kızıştırmak-karıştırmak, Asıllar ile Vekilleri karşı karşıya getirmek için araştırıp da yazmıyorum!.. Yarın yine bir seçim olduğunda, kapınıza gelecek yeni aday Vekillere bunları sorun, onlara; 'Siz Seçilince Ne Yapacaksınız?' deyin, oylarınızı öyle kullanın, sonra başınızı gidip de kara taşlara vurmayın; sorun-sorgulayın-muhakeme edin, sonuçta en doğru kararı verin diye yazıyorum!.. Bizim görevimiz uyarmak, bilgilendirmek... Sonuçta nihai kararı verecek olan yine sizlersiniz, biz sandıkta nereye oy vereceğinize asla karışmayız; o yetki de, selâhiyet de, seçmen olarak sadece size aittir!..
Neyse, bugün biraz başınızı ağrıttımsa özür dilerim... Güzel bir fıkrayla yazımızı bitirelim bari:
95 yaşına gelmiş bir adamı, karısı doktora götürmüş... Muayeneden sonra doktor, onun çok sağlıklı olduğunu söyleyip, sebebini sormuş, adam: "Ben bu yaşıma kadar çok güzel yaşadım, kimseye kötülük etmedim, karımı çok sevdim, hep ona yardımcı oldum... İşte onun için de, ben her gece tuvalete gittiğim zaman Yüce Rabbim tuvaletin ışığını yakıveriyor, işim bitince de söndürüyor" demiş, doktor bu işten endişelenmiş...
Bir süre sonra karısını çağırıp; "Eşiniz çok sağlıklı ama, galiba biraz psikolojik sorunları var" deyip, en son anlattıklarını karısına anlatmış... Karısının kaşları çatılmış ve doktora; "Hııımm... Demek ki son günlerde buzdolabına işeyen hep oymuş..." demiş... Sakin KOŞAR...