Türk Askerinin 'Katar'da Ne İşi Var!?

Basra Körfezi'nde yer alan, yüzölçümü "11.571 Kilometre Kare" olan, nüfusu 2.700.000 kişi, geliri de petrol-doğalgaza dayalı olup, 2021 verilerine göre dünyanın dördüncü zengin ülkesidir!.. Çeşitli aşiretlerden oluşan ülkeyi, "EL SANİ Ailesi" yönetir. Ülkenin en büyük şehri ve Başkenti 'DOHA' dır. Dili Arapça olup; 1915 yılına kadar Osmanlı idaresinde olan bu mini devlet, 1916 yılında İngiliz egemenliğine girmiş, 03 Eylül 1971 yılında bağımsızlığına kavuşmuş, henüz 51 yaşında olan Müslüman bir devlettir!..

Tabii, sebebin 'Para' olduğu belli de, hangi akla hizmet olarak FİFA kabul ettiyse artık, Ortadoğu'da ilk kez bir 'Dünya Futbol Şampiyonası' bu ülkede, '21 Kasım 2022 ile 18 Aralık 2022' tarihleri arasında bu şampiyona yapılacak!.. Her şeyi ince eleyip-sık dokuyarak karar verdiği bilinen bu FİFA, bu mini ülkenin siyasi, aşiret ve mezhepsel problemlerini bilmiyor muydu? Bu ülkede 'güvenlik zafiyeti' olduğunu, Katar'ın kendi imkânlarıyla bunu başaramayacağını hiç hesap edememiş miydi!? Petrol zenginliği her şeyin üzerinde mi tutuluyordu!? Can güvenliğinin hiç önemi ve kıymeti yok muydu!? Şampiyonaya katılacak ülkeler neden itiraz etmediler acaba? Bu petrol parasından bir miktar "Katar'da dolar pişer, bize de biraz düşer" diye falan mı düşündüler acaba?

Duyduğumuza göre, Katar'daki bu şampiyonada güvenliğini bizim '3.250 Polisimiz' ile sayısını kimsenin bilmediği 'Türk Askerleri' sağlayacaklarmış!.. 07 Ekim2022 tarihli köşesinde sayın Emin Çölaşan da yazdı; "Katar'ın Bekçisi Türk Askeri mi?" diye, zehir zemberek cümlelerle soruyordu ve yazısı sonunda diyordu ki; ".Ne biçim, ne onursuz, ne haysiyetsiz bir kabile imiş bu Katar!.. Bizi her açıdan sömürdüğü yetmezmiş gibi, şimdi de asayişi sağlama görevini Türk asker ve polisine devrediyor!.. Ulan, madem asayişi sağlamaya bile gücünüz yetmeyecekti, ne halt etmeye üzerinize aldınız 'Dünya Futbol Şampiyonası' gibi önemli bir organizasyonu, alırken bize mi sordunuz!?" diyordu.

Evet, Türk Askerinin Katar'a gidebilmesi için Meclis'ten tezkere çıkması gerekiyordu. Her zaman olduğu gibi, yine AKP ve MHP oylarıyla bu tezkere de geçti, karşı oyları ise CHP, İYİ Parti ve HDP kullandı. Ne gariptir ki, yandaş basının bunlardan hiç haberi olmadı (!), gazete köşelerinde ve TV ekranlarında bir cümle eleştirilerini yine duyamadık!.. Ya bunlar birileri gibi 'Kış Uykusu' na yattılar, ya da çok para kazandıkları için, Bahamalara veya Miami'ye filân tatile gitmiş olmalılar, ne bileyim ben!? Yoksa, bir sınır komşumuz olmayan, NATO üyesi olmayan, Kurtuluş Savaşımız sırasından kalma bir diyetimiz hiç olmayan bu 'Üçkâğıtçı Sani Ailesi Devleti'ne, kendi vatanımıza hizmet etsinler diye hiçbir karşılık beklemeden gönderdiğimiz evlâtlarımızı, Katar'a hangi akla hizmet olarak gönderelim ki!?

İnşallah asla olmaz da; orada bir evlâdımız 'şehit' edilirse eğer, Katar düşmanları tarafından biri kaçırılırsa, bunun hesabını biz kimden soracağız!? Tezkereye 'EVET' oyu veren, Milliyetçilikleri ile övünen MHP Milletvekilleri mi, yoksa dünyada herkese yardımlarıyla övünen İktidar Milletvekilleri mi bunun hesabını verecekler!? Bunu şimdiden kendilerinden duymak isterdik!.. Benim Mehmetçiğimin ne işi var oralarda !?

Halbuki şair Hayali Hasan Yavaş; "Vatan İçin" şiirinde Mehmetçiklerimiz için ne diyordu:

"Coşsun gönül, tekrar yine/ Türklük için, vatan için/ Hayal ersin dileğine/ Türklük için, vatan için!..// Bağrım yanık, gözüm yaşlı/ Döksün yaşın, içli içli/ Alev olmuş hep ateşli/ Türklük için, vatan için!..// Sevda bize gam olmasın/ Ahım düşmana kalmasın/ Diller Milli Marş söylesin/ Türklük için, vatan için!..// Türk deyince yanan yürek/ Allah Allah diyen dilek/ Mehmetçiğimdeki bilek/ Türklük için, vatan için!.."                                                                                      Eee, bu sözler Katar mı, yoksa güzel Anadolum için mi söylenmişti!?         Sakin KOŞAR.

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI