GİZLİ KALAN ŞEYLER

MUTLU KÖŞE                                                                                             TURGAY MUTLU

       

         Dört sevgili yazar arkadaşımızın ortak olarak Mask Yayınlarından 2 ay önce çıkardıkları öykü kitabının adıdır 'Gizli Kalan Şeyler.' İzmir Kitap Fuarında Şairler ve Bestekarlar Derneği standında yan yana kitaplarımızı imzaladığımız yazar arkadaşlarımızın ortak çalışmaları sonucu yazdıkları eserleri  nedeniyle tebrik ettim, kutladım. Daha sonra beraberce kitaplaştık. Kitabın arka kapak yazısını yazan sevgili arkadaşımız yayınevi sahibi Aydın Şimşek'in de yazdığı gibi kendilerine ''Dörtiz'' adını veren dört öykücü, birlikte iş yapabilmenin ve kolektif bilincin önemini ortaya koymuşlar. İçindeki öyküleri sıkılmadan zevkle okuyorsunuz. Kitabın ilk öykü yazarı Seda Öztürk'ün yazdığı ''Sinan ve Maya'nın Hikayesi'' çok hoşuma gitti. Buradaki bir cümleyi burada yer vermeden geçemeyeceğim: Platon'un dediği gibi; bedenim ruhuma mezar değildi. Vedam adlı öyküsü de güzeldi. Yazarın öykülerinde kendinizden birer parça bulabiliyorsunuz. Kalemine sağlık.

         İkinci yazarımız Yaşar Can'ın yazdığı ''Siyah Gözler'' etkileyici olduğu kadar ayrıca hüzün dolu bir öykü. '' Aklım bir karış havada, bulvarın karşısına geçerken bir sıcaklık duydum. Artık her yerde sen vardın. Gitmiştin ama bir türlü unutamadığım o gözlerinin siyahlığı şimdi ılık ılık tüm dünyamı kaplamaya başladı bile.'' Atacak çığlığın söyleyecek sözün varsa bir yolu bulunur temennisiyle öykülerine imza atan yazarımız; 'yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek.' öykülerini yazmaya devam edecek. Yolu açık olsun.

        Üçüncü yazarımız Asude Sungur Hergüllü, kelimelerle yeni dünyalar kurmayı ve kurduğu dünyaları paylaşmayı seviyor. Terzi adlı öyküsünü keyifle okudum. Umudu aşılayan güzel bir öyküydü. Beslenme Çantası da çok güzeldi.

Hüzün; çabasız yüreklere çarpıntı.

Hayal; baş ağrısı.

Anılar; omuzlarda yük.

Özlem; kulak çınlaması.

Kararsızlık; hazımsızlığa dönüştü mü diyet vakti geldi demektir.

Okuru bol olsun.

         Dördüncü yazarımız Hatice Çırak, '' Aşkın en güzel halleri'' dediği çocukları en büyük ilham ve destek kaynağıdır. Bu destek; '' Derinlerdeki Işık '' ve '' Hikayelerle 300 Tarifli Enginar Kalbime Yolculuk '' kitaplarının doğmasına katkı sağlamış, her zaman gözlerini ıslatmıştır. 'Baba Sevgisini Aktaran Palto' adlı öyküsünü sevdim. İçinde özlem barındıran öykü, tamamlanmamış mutluluğu anlatıyor. Duygularının derinliğinde açan şiir çiçeklerini anlatıyordu:

Turuncu denizin kara göğünde

Şiirler okudunuz

Ama sesiniz nerdeydi?

Derinliklerde

Yüksek sesle okuyun, Derinler!

Maviyi kim çaldı?

Maviyi kim çaldı?

Derinler,

Siz mi çaldınız?

Ooohhhh! Yoruldum.

Tesadüf mü bilmiyorum ama dört yazarında ilginçtir palto öyküsü var. 'Kırmızı Mini Etek' ise şimdiye kadar okuduğum öykülerden çok farklı bir biçimde yazılmış. Beğendim. Okurları bol olsun.

       

YAZARIN DİĞER YAZILARI