SIDIKA(ROMAN) Rodoslu Mülteci :

Ünal Şöhret Dirlik

http://blog.milliyet.com.tr/sizhangimahalledeoturuyorsunuz

 

SIDIKA(ROMAN) Rodoslu Mülteci :

                                                                      Ünal Şöhret Dirlik

Emine Perran Yücel benim ilkokul diplomamda imzası bulunan öğretmenimdir.1948/1949 Öğretim yılının son bir ayı geldiğinde ailemiz İncirköy’den Çalış Sahilinde Çardak Zeytin’e göçtü.Suyu bardakta görmeye alışan biz koca denize 50 metre mesafeye yerleştik. Üstelik günde beş altı defa dekovil hemen yanı başımızdaki kumsaldan Şat iskelesine maden götürüyordu. Pazartesi günü Karagedik İlkokulunun yolunu tuttuk.İncirköy’de üç öğretmenimiz vardı, Karagedik ilkokulunda bir tek bayan öğretmen var. Adı E. Perran Kovacı.Daha önce mesleki bir esere imza atan Perran öğretmenim emekliliğini eşi Turgut Yücel ve çocuklarıyla İzmir’de yaşıyor. Birkaç yıl önce Cambaz isimli bir şiir kitabı yayınladı.Bu şiirlerle Fethiye’nin hala ünlü Hamam Sokağı ve Paspatur Sokağını en güzel anlatan şair damgasını yedi benden. Hele aslen Çameli’nden olan Cambaz Yakup’u öyle güzel anlatıyordu ki.Bir TV ekibi internetteki yazım üzerine Cambaz Yakup ile ilgili bilgiler sordu. Ben “onu en güzel anlatan öğretmenimdir. Ben yalnız memleketi Çameli’dir diye biliyorum” dedim. Öğretmenimi bulup çekimler yapmışlar. Perran öğretmenim İzmir’den telefon etti.” Bayram tatilini Fethiye’de ve Arpacık köyünde geçireceğiz. Seni telefonla arayacağız” dedi.Son bayram günü aradılar.Fetav’da saat 00.11’de buluşalım dediler. Ben; Fethiye Kültür merkezi Ünal Şöhret Dirlik Kütüphanesinde buluşalım. Tatil olmasına karşın bende salonun anahtarı var” dedim, buluştuk. Bayramlaşmadan, çaylardan sonra hocam kitap çantasını açtı. Pırıl pırıl baskılı,280 sayfalık SIDIKA / Rodoslu Mülteci isimli romanından altı tane çıkardı. Biri bana imzalıydı. Biri de benim adımı taşıyan kütüphaneye, FETAV Müdürü Dilek Dinçer’e, Fetav Sekreteri Kadriye Çaycı’ya, Recai Şahin’e ve Fethiye Belediye Başkanı Behçet Saatcı’ya ayrılmıştı. Kendisini tebrik ettim.Eşi Turgut Yücel’i de ayrıca kutladım.

Kitapları teslim ettikten sonra kütüphaneden ayrıldılar. SIDIKA’yı okurken Perran öğretmenimin eserinin Rodos’ta başlayıp Fethiye’de noktalandığını, büyük sıkıntılar çekildiğini, en çok sıkıntıyı da Sıdıka’nın yani anne annesinin çektiğini tespit ettim.Bu arada onun babasının Fransız Şirketinde sağlık görevlisi olduğunu Karagedik İlkokulundan bu yana biliyordum.Kovacı soyadı da yabancı gelmemişti. Kitabı aldığım gün okumaya başladım, Rodos’ta yaşananlar ve çekilen sıkıntılara ortak oldum. Bu arada en çok göç ve kaçışın, sığınmanın (iltica) Muğla sahil kentlerine ve bilhassa Fethiye’ye olduğunu gördüm. Zaten Rodoslular düne kadar Fethiye’de yaşayanların çoğunluğunu teşkil etmiyorlar mıydı?

Sıdıka’nın Rodos’tan komşularıyla beraber Fethiye’ye doğru motorla kaçış hikâyesi romanın en can alıcı bölümüydü. Hani Dido Sotiriyu’nun ”Benden Selam Söyle Anadolu’ya” demesi var ya; Mülteci Sıdıka ve onunla birlikte Fethiye’ye sığınanlar da “Benden selam söyle Rodos”a diyecek hale gelmişler. Yazar ön sözde “Osmanlı İmparatorluğunun sınırları içinde iken yerleştiği veya yerleştirildiği Balkanlar, Rodos, Girit, Sakız, Midilli, Sisam, İstanköy (Kos) gibi Ege Adalarında yaşayan Türk toplulukları, Balkan savaşı ve I. Cihan Savaşı sonrası,yaşadıkları toprakların kaybedilmesi, o ülkelerin yeni sahiplerinden ve yönetimlerinden , siyasi, ekonomik, toplumsal baskı, zulüm, şiddet, horlanma, dışlanma, kimliklere saldırı,hak gaspı gibi nedenlerle Anadolu’ya göçmek veya sığınmak zorunda kalmışlardır….

” Kitabın arka kapağında şöyle yazıyor: “Rodos’ta başlayan ve Anadolu’da devam eden Sıdıka’nın gerçek hayat hikâyesinden yazılan bu romanı okurken bir sığınmacı(mülteci) bir göçmen(muhacir) olmanın zorluklarını, sıkıntılarını yüreğinizde hissedeceksiniz. Onun doğup büyüdüğü, çocukluğunu, gençliğini, acılarını, sevinçlerini, sevgilerini, mutluluklarını, aşkını, umutlarını, arzularını, heyecanlarını yaşadığı ve bir zamanlar vatan olarak kabul ettiği o coğrafyadan, o sosyal çevreden kopamadığına, ata yadigarı o toprakların özlemini hayat boyu taşıdığına şahit olacaksınız. Savaş adı verilen felâketin; ateş, ölüm, kan, kaygı, korku, yokluk, açlık,çaresizlik çemberi içine aldığı insanların feryatlarını duyacak, barışa ve şansa olan ihtiyacımızı mutlaka kabul edeceksiniz.”

Tebrikler değerli öğretmenim. saygı ve selamlarımı gönderip, ellerinizden öpüyorum.

 

(*):Ünal Şöhret Dirlik

İnönü Bulvarı No:80/1

Uysallar Petrol Yanı’nda

“Festival Halı”üstü/TAŞYAKA/FETHİYE

(Tel:6142354)

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI