MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ

MADALYONUN ÖBÜR YÜZÜ

İnsan denen yaratık, Dünyanın; en muhteşem, en harika ve en şahane varlığıdır. Benzeri yoktur! Kendi beyninden daha mükemmel projeleri üretecek (Yapay zekâyı) geliştirmiştir.  Acaba Tanrı, insanı: "Dünyayı daha da güzelleştirsin, daha yaşanır şekle getirsin, doğanın harika güzelliklerini bozmasın korusun, zarar vermesin ve sadece gerçeği yaşasın diye mi, yarattı?" Diye düşünüyorum. Çünkü insan, insanın yararı için; bulup, geliştirip üretmeyi başardığı teknoloji ve diğer her şey bir başarıdır.(Silahlar ve bombalar hariç) İyilik insanın müthiş özelliğinden biridir. Yardımseverlik, ha keza bir başka fevkalâdeliğidir. Misafirperverlik ise geleneğidir. İnsan için söylenecek güzel sözlerin, ne önü kesilir ne arkasından yetişilir. Yeri gelir fazlası ile fedakârlık yapar, yeri gelir lokmasını paylaşır. Bunlar çok hoş hasletlerdir ve insana hastır. Alkışlamadan önce, insanın birde içindeki yüzüne göz atalım!

 İnsanın içindeki yüzü ile karşılaştığınızda, acaba Dünya üzerinde; doğayı kullanıp, üzerinde yiyip içen ve sonra her türlü kirini, olduğu yerde bırakıp giden, gitmeden önce bir ağacı ıslatan başka bir canlı var mıdır? Vardır. Ama onlar, düşünemeyen canlılardır! Acaba insan gibi; yeşil alanların içine tüküren, üzerinde kurban kesip, kan akıtan, iç organlarından bazılarını ortada bırakan, umursamaz tavrı ile arkasına bakmadan giden var mıdır demeyeceğim, çünkü var.

 Kuralsız yaşamın; vurdumduymazlığın, adamsendeciliğin, böylesine zift gibi koyulaştığı bir memlekette çevre temizliğinden sizce söz edilebilir mi? O nedir öyle, geçen hafta Pazar günü serbest bırakılınca çevrede yediğini, içtiğini ve pişirdiğinden arda kalanları olduğu yerde bırakıp gidenlerin hali? Hiç olmazsa içlerinden biri: "Şurayı temizleyelim, öyle gidelim böyle bırakmayalım!" Diye, neden çağrısını yüksek sesle dillendirmez? 

Hani nerede kaldı Müslümanlık? Hani nerede kaldı: "Temizlik imanın yarısıdır" Hadisi-i Şerifi? Kendi evinizde bunu yapmazsınız! Her tarafı derleyip toplar, bulaşıkları makineye koyar sonra oturursunuz. Doğaya, yeşile bir düşmanlığınız, bir kin'iniz mi, var? Hayır!O zaman bu nasıl bir düşünce ve davranış? Yakın gelecekte bir gün; ilgili bakanlıklar müştereken: ".piknik yapanların, alanı ve çevreyi aşırı derecede kirlettiği, kurallara uymadığı ve doğanın bu yüzden tahrip olduğu, kötü görüntüler oluştuğu belirlenmiştir. Ayrıca dikkatsizlik nedeniyle, yangınlara sebep olunabileceği ihtimali ele alınmış ve durumun değerlendirilmesi sonucu." diye gerekçeli bir kararla piknik alanlarını, kapatırsa, hiç; kırılmayın, sinirlenmeyin, eleştirmeyin! Çünkü arkanıza dönüp baktığınızda, ne yaptığınızı göreceksiniz.  Bu nasıl bir anlayış? Bu nasıl Vatan ve doğa sevgisi? Bu nasıl torunlarınız için gelecek hazırlamak? Eğer belirli bir süre de olsa, piknik alanları için eğer böyle bir yasak uygulanırsa, bu sizin sorumsuz davranışlarınızın eseri olacaktır.

 Sevgili yurttaş! Sizi şu durum için, düşünmeye davet ediyorum: "Kirlettiğiniz alanı niçin temizlemiyorsunuz?" Neden her işimizi kendimize benzetiyoruz. Doğayı neden sevgi ve koruma duyguları ile sahiplenip heyecanını yaşamıyoruz? Dünya dönüyor, bebekler doğuyor, büyüyor ve o alanlara çok ihtiyaç duyacaklar! Oynayıp, zıplayıp, koşturacaklar. Ama kirletiyorsunuz, tahrip ediyorsunuz ve o kirli haliyle bırakıyorsunuz.

 Ne idi o geçen hafta Pazar günkü manzara? Sanki yaban illerde yıllarca kalıp; evine, köyüne, şehrine, arkadaşlarına, hısım akrabasına hasret kalmış kişilerin duygusunu yansıtan manzara. Ve her şeyin boş verilmiş hali? 

Sağlık bakanlığı bir tarafta: "Sosyal mesafeye dikkat! Maskeyi takmayı sakın unutmayın! Hijyene fazlası ile önem verin!"  Dememiş de: "Sosyal mesafeyi aldırma, boş ver! Birbirinizle sıkı fıkı olup, kaynaşın! Maskeyi atın, o güzel yüzünüz kapanmasın! Hijyen de neymiş,  o yeni mi çıkmış?" Dercesine her kuralı ayaklar altına alıp, ne yaptınız öyle? (Kurallara uyan, doğayı koruyan, yurttaşlık sorumluluğunu yerine getiren her yurttaşı, bu eleştirilerimin dışında tutuyorum ve normal yaşama dönerken, devletin sıkı bir denetim sağlamasının çok önemli olduğunu düşünüyorum. Eğer:(Saldım çayıra Mevla kayıra) yöntemi ile normalleşme beklenirse, insanın aklına: "Beklerim her gün, bu sahillerde mahzun böyle ben." diye başlayan şarkı gelir.  O zaman da tablo çok kısa sürede değişir. Dilerim yanılırım.

 Dün bir yurttaşın maske takışını gördüm ve şaşkına döndüm. Güleyim mi, ağlayayım mı bilemedim. İyi ki, yüzümde maske vardı, adam güldüğümü görse, Muğla ağzı ile: "Ne va? Ne gülüpdurun? Ayı mı, oynepduru?" Diye sorsa, mahcup duruma düşerdim. Şahsın, maskesi aynen papyon'a benzemiş ve bıyık bölgesinde duruyor!(Nasıl becerdin be adam? İsteyerek yapılsa vallahi bu kadar denk gelmez.) Burnu ile üst dudağının arasına kondurmuş. Bir maske vallahi bu kadar rezil edilir! Yine Muğla ağzı ile: "Ben böölü bişee görmedim. Adam masgeyi, tamışedmiş!"

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI