TANRIM! İNSAN, SENİN EN MÜKEMMEL YARATIĞIN, ANCAK.

 

 TANRIM! İNSAN, SENİN EN MÜKEMMEL YARATIĞIN, ANCAK.       

Virüs, Gezegenin başına öyle dert açtı, öyle musallat oldu ki, akşam yatarken Covıd-19, sabah kalk, Covıd-19. Vallahi, bıktık, usandık. Dünyaya Çam akması gibi yapıştı. İki kelime konuşalım muhabbet edelim diyoruz, ama fırsat vermiyor, hep kendinden söz edilsin istiyor. O nedenle istesek de istemesek de, kıyısından köşesinden COVID-19'u tartışıyoruz. Bakın yine onunla birlikteyiz. Baştan söyleyeyim, biz kurallara eksiksiz uyuyoruz. Sizin de uyduğunuzu tahmin ediyoruz. Çünkü siz kurallara uyan mükemmel yurttaşınız.

 

Ama insanımızın küçük bir bölümü virüs konusunda yapılan uyarılara karşı çok duyarsız davranıyor! Bunun adı: "Sorumsuzluktur!" Sağlık Bakanı ve TV kanalları: "Maskeni tak! Mesafeni ayarla, el temizliğini ihmal etme." Demekten, yurttaşta dinlemekten bıktı. Ama sorumsuz insanımız, hiç olmazsa bir kere: "Ne oluyor, ne diyorlar, ne istiyorlar?" Deyip kulağını kabartmadı. Yarın, bedelini masum yurttaşa ödetecekler. Bakalım, konu ile ilgili olarak Sonbaharda nasıl bir fotoğraf oluşacak, bekleyip göreceğiz!

COVID-19'la bulaş savaşı devam ederken, kurulun uyarılarına uymayan yurttaş için, aklıma şu geliyor: Bir ülke düşmanı ile savaşırken, içeriden bazıları savaşılan ülke istihbaratı ile işbirliği yapar. Bunlar vatana ihanet içindeki kişilerdir. Ancak içinde bulunduğumuz zaman böyle olmasa da, Bilim kurulunun uygulanmasını istediği kararlara, bunca çağrılara rağmen uymayanlar, umursamazlığından ötürü, sanki virüsle işbirliği içinde gibi davranıyor! Ülke çoğunluğu, uyarken, bu vurdumduymazların soruna ket vurur gibi davranması kahredici hal oluşturuyor.

 Vaka sayısı, bir türlü sıfırlanamıyor. Sağlık Bakanlığı sıfırlanmaktan vazgeçmedi, ama (1000)in altına indiremiyor. Tüm ülke tedirgin! Kurallara uyumsuz davrananların umursamazlığı, önümüzü görmemizi engelliyor ve yarın ne olacağının tedirginliğini yaşıyoruz! İkinci dalgadan söz ediliyor ki, daha birinciyi alt edemedik!

 Asker uğurlamaları, evlenme törenleri, gizli nişan törenleri, bir süre sonra başlayacak sünnet törenleri ve ayrıca cenaze törenlerinde, olağanüstü bir durum yokmuş gibi, gelenekler normal yaşamın şartları içinde sürüyor. Maşallah; el temizliği, sosyal mesafe ve maske hak getire. Bu olumsuzluk devam ettiği sürece, zorunlu olarak çok sıkı tedbirlerin alınacağı, kesin. Müsebbibi uyumsuz yurttaş, bedelini ödeyecek olan da, kurallara saygılı yurttaş!

 Arkadaşım fotoğraf paylaşmış. Paylaşım, iki fotoğraftan oluşuyordu, üst üste iki fotoğraf. Birinci fotoğrafta, insan denen yaratık, piknik yaptığı yeşil alanda, yiyip içtikten ve meydanı çöplüğe dönüştürdükten sonra zemini temizlemeden bırakıp, gitmiş! İnsan görünce bir an şaşkınlık yaşıyor. Pikniğe katıldığını varsaydığım, hanımlara iki çift sözüm var! Eşlerinizi, çocuklarınızı bu konuda uyarıp niye çevre temizliği yapmadınız da, eteklerinizi silkip gittiniz? Hadi bakalım! Şimdi, bu piknikçilerin COVID-19'la ilgili kurallara uyduğunu düşünüyor musunuz?

TV kanalının birinde, Ege kıyılarındaki bir yerleşim merkezinde tatil yapan bir yabancı turist, kıyılarda kendi isteği ile atıkları toplayıp plastik torbalara doldurduğu ve bir kenarda istiflediğini görünce, çok utanmıştım. Bir de kameraya: (Bu güzel ülke sizin!) Dediğinde utançtan ateş basmıştı. Allah aşkına biz nasıl bir milletiz? Kirimizi temizlemiyoruz. Sadece evimizin şıklığı ile ilgileniyoruz. Yabancının: (Bu güzel ülke sizin) deyişi bizi utandırmıyorsa, daha ne demesini bekleyeceğiz?

 Bazı kanallar, yabancı ülkelerde çekilmiş video yayınlıyor, herkes gibi bende izliyorum. Parkta ve sokakta köpek gezdirenler, ellerinde eldivenle köpeğin doğal ihtiyacını ortada bırakmıyor! Alıyor torbaya koyuyor ve çöpe atıyor. İşte, bunun adına medeniyet deniyor. Doğaya, çevreye ve insana gösterilen saygı deniyor!

 Gönderideki diğer fotoğraf ise, ineklerin yemyeşil otlakta ot yiyişi ve yeşil alanın, halıya benzer güzelliği idi. Seyrederken, yüzünüzde gülücükler oluşuyordu. Çünkü her biri 2-3m mesafe aralığındaki duruşlarından ötürü, insanların uyamadığı sosyal mesafe kuralına sanki uyuyor gibiydiler!

 Aklıma; yayalara kırmızı ışık yanmasına rağmen, karşıya geçişlerinin sürdüğü bu nedenle otomobillerin, mecburen beklemeleri hali geldi. O arada, bir köpeğin bekleyişi de, gözüme ilişti. Umursuzca kuralların çiğnenerek geçişlerin yapıldığı o sırada köpek yerinden kıpırdamadı. Ne zaman ki, yeşil yanıp bekleyen üç dört kişi, karşı kaldırıma doğru yürüyünce, köpekte yanı sıra karşıya geçti. Hayret etmemek, şaşırmamak, mümkün değildi! (Çünkü köpek, bekleyenlerin hiç birine ait değildi.)

 Maskesini takmayan, taksada ağzını burnunu kapatmayıp çenesinde toplayan veya ağzını kapatıp burnunu açık bırakan yurttaş; çevre ve mesafe aralığını dikkat etme konusunda, videodaki inekleri, umarım tesadüfen görmüştür. Zira görmesinin fayda sağlayacağını düşünüyorum. Çünkü şimdiye kadar söyleneni pek anlayamadı(!) Görünce belki anlar!

 Yeşil ışığı bekleyip, yandıktan sonra geçen köpek; kural tanımaz yurttaşa örnek olmayı başarırsa ve insan da: "Yahu hayvanlar bile." diye başlayan cümleyi tamamlayıp, yeşil ışık yandığında geçiş hakkını kullanırsa, alkışlarım.

 Tanrım! İnsanımızın basit kurallara bile uyum sağlayamaması ve söyleneni dikkate almamasından ötürü, İnekten ve Köpekten medet umuyoruz! Yüce Tanrım! İnsan, senin en mükemmel yaratığın, ancak neden böyle davranıyor, anlamak çok güç!

YAZARIN DİĞER YAZILARI