DODURGALAR'DA KELOĞLAN MAĞARASI

                Değerli okurlar, Yeniköy'den sonra doğruca KELOĞLAN MAĞARASI' na yöneliyoruz. Ancak mağaraya gitmeden ACIPAYAM adının gelişimi ile ilgili bilgiyi elimize verilen broşürden size aktaralım: Şöyle:

                "ACIPAYAM' ın en eski adı "HAMİT OVASI" dır. Acıpayam, Isparta sancağına bağlanmasıyla birlikte adı, "GARBİKARAAĞAÇ" olarak değiştirilmiştir. Germiyanoğulları zamanında ise adı, "ASİKARAAĞAÇ" olmuştur. Bölgenin 'ACIPAYAM' adını alışının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bölgede badem ağaçlarının bol oluşu ve bademlerin acı oluşu nedeniyle "ACIPAYAM" adı verilişi kuvvetli ihtimallerdendir. Zaten bölgede bademe 'PAYAM' denilmesi bu adın yukarıdaki açıklamalardan ortaya çıktığını doğrulamaktadır. 1870 tarihli Osmanlı Nizamnamesi ile ilçe kurulmasına karar verilmiş ve Denizli sancağına bağlanmıştır. 1876 yılında kurulan Acıpayam ilçesi, 56 mahallesi ile toplamda 55 bin nüfusa sahiptir." Yine broşürden: "Keloğlan Mağarası, Acıpayam'a 18 km. uzaklıktaki DODURGALAR mahallesindedir. Bucak içi mevkiindeki köy yeri denilen muhitin hemen batısında yükselen Karadağ'ın "KELOĞLAN YAKASI" adı verilen yamacında bulunmaktadır. İçerisinde yer alan çok sayıdaki sarkıt ve dikiti, 145 metrelik gezi alanı ile Acıpayam'ın doğal güzelliklerinden biri olan Keloğlan Mağarası, efsaneye göre saç ve sakal da uzatmaktadır.

 

                Acıpayam Ovasında 20 km. kadar gittikten sonra su kanalının kenarından yukarı; dağa doğru tırmanarak mağaranın girişine yükseliyoruz. Mağara girişi ve çevresi düzenlenmiş, büfeler ve yiyecek satış yerleri bulunuyor. Mağaranın giriş ücreti 25 lira imiş. Ayrıca içeride flaş yakmak değil, fotoğraf çekmek bile yasak. Kapıda yazıyor. Ancak biz, Başkan'ın referansıyla geldiğimiz için hoşgörülü davranıyorlar. Mağaranın içindeki sarkıt ve dikitlerin arası renk renk ışıklarla aydınlatılmış ve esrarengiz bir hava yaratılmış. Her mağarada olduğu gibi içerisi oldukça serin. Ayrıca içeride zararlı bir hava ve herhangi bir canlı yaratık yokmuş. Yani içerisi oldukça temiz ve emniyetli. Mağaranın içini biz size çektiğimiz renkli fotoğraflarla zihinlerinize kazıyacağız. Ancak yine de her tarihi/doğal/coğrafi yerin bir öyküsü olduğu gibi bu mağaranın da bir öyküsü var. Onu da girişteki tabeladan size olduğu gibi aktaralım. Şöyle: KELOĞLAN MAĞARASI

"Dodurgalar Keloğlan Mağarası, Denizli' nin 92 km. güneydoğusunda yer almaktadır. Denizli şehir merkezinden yaklaşık 1,5 saatlik bir yolculukla mağaraya ulaşılabilir. Yatay olarak gelişmiş, geçit konumlu, 145 metre uzunluğunda fosil bir mağaradır. Yakın geçmişte mağarada bazı çökmeler yaşanmış. Ancak yağışlı dönemlerde tavandan sızan su, yeni damlataşları oluşturmuş ve eskileri canlı tutmuştur. Yani bu tehlike ortadan kalkmıştır. Girişten itibaren en derin noktası, -5 metre, en yüksek noktası 5,5 metre olan ve 15 metre kalınlık içinde uzanan mağara, 145 metre yatay uzunluğa sahiptir. Girintili bir yapıya sahiptir. Havalandırma bölgesi olan mağara, yağışlı dönemlerde tavandan sızan  sular dışında tamamen kurudur. İçinde belirli bir hayvan varlığı veya zehirli gaz yoktur. Dodurgalar mağarası ılık(16?C) nemli, (%85 mutlak nem) havaya sahiptir.

KELOĞLAN ADI NEREDEN GELİYOR?

"Yerliler arasında anlatılan bir hikâyeye göre bölgede yaşayan Himmet adında kel ve sakalsız bir çoban, koyunlarını otlatırken yağmura yakalanır. Sığınacak bir yer ararken mağaranın girişini bulur. Kendini yağmurdan korumak için mağaranın girişinde beklerken merakından mağaranın derinlerine doğru iner, ancak daha sonra mağaranın çıkışını bulamaz. Daha sonra çobanın koyunları başıboş kaldığı için köye dönerler. Himmet'in ailesi başıboş koyunları görünce Himmet'i aramaya çıkarlar, ancak O' nu bulamazlar. Bir hafta sonra başka bir çoban, Himmet'in sesini duyar ve ailesini bilgilendirir. Bunun üzerine Himmet' in ailesi, Himmet' i bulur ve Himmet'i n saçı-sakalı olduğunu görürler. Bunun üzerine efsaneye göre mağara saç-sakal uzatırmış. (Kellere müjde!)

DODURGALAR: Dodurgalar, 1071 Malazgirt Zaferi'nden sonra Türkmen' lerin ikamet ettiği bir yerleşim yeridir. Dodurgalar, adını Oğuz Türkleri' nin 24 boyundan biri olan Dodurga boyundan almaktadır.  Eski Türkçede taşra(dışarı/dışarılıklı) sahibi olarak "DODURGA" kelimesi kullanılıyor.

 

               

YAZARIN DİĞER YAZILARI