GÖKOVA TOPRAĞINDA YETİŞEN BİR BİLGE: PROF.DR. ŞADAN GÖKOVALI

GÖKOVA TOPRAĞINDA YETİŞEN BİR BİLGE: PROF.DR. ŞADAN GÖKOVALI

HAYATINDA KİLOMETRE TAŞLARI;
1-15 Mart 1939’ da Muğla/Gökova’ da doğdu. İlk üç sınıfı köyünde okuduktan sonra Ula İlkokulunu, Muğla Ortaokulunu, Aydın Ticaret Lisesini ve İzmir İktisadi Ticari İlimler Akademisi(İTİA) bitirdi.

2-01 Şubat 1959’ da İzmir’ de yayımlanmakta olan Ege Expres’ te gazeteciliğe başladı. “Sarı Basın Kartı” aldı. (1961), “Yılını Gazetecisi” (1965) seçildi. Aynı yıl,” Profesyonel, ülkesel Turist Rehberi” sertifika ve kokartı, “Basın Şeref Kartı” (1979) aldı.

3-TRT İzmir Radyosu’ nda yapımcı ve Eğitim Yayınları Müdürü “23 Şubat 1966) oldu: Türk Dil Kurumu “Radyo Tv. Dil Ödülü” nü (1975) kazandı.

4-Knidos/Datça(1967), Efes(1968), Fethiye(1971) ve Bergama’yı (1978)” En iyi anlatan Yazar” seçildi: Türkiye’nin başlıca turistik merkezlerini anlatan kitaplar yayımlamaya başladı.

5-Akademik kariyer olarak “Üniversite doktoru” (1979), Üniversite Doçenti “1994”, ve Üniversite Profesörü hak ve ünvanlarına lâyık görüldü.

6-Ege Üniversitesi BYYO, Çeşme Turizm Yüksek Okulu, 9 Eylül Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi ve Yaşar Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesinde Öğretim Üyeliği görevlerinde bulundu.

7-Muğla vi İzmir kültürüne, Anadolu uygarlığına en fazla hizmet eden kişi: İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Türkiye İletişim Vakfı, İzmir Turist Rehberleri Odası, Onursal Üyeliği “İleri Yaş Dostu” ödüllerine değer görüldü.

8-Akyaka’ da bir sokağa, Gökova’da bir caddeye, Muğla Menteşe’ de 3500 kişilik Açık Hava Tiyatrosu’ na adı verildi.

9-27 Ekim 2018 tarihi Muğla Büyükşehir Belediyesi Ula Gökova Prof. Dr. Şâdan GÖKOVALI Kültür Evi hizmete açıldı.

Değerli okurlar, Şadan GÖKOVALI adının uzun yıllardır Halikarnas Balıkçısı’ nın ismiyle birlikte telaffuz edildiğini biliyoruz. Gökova havalisinde Balıkçı ve arkadaşlarıyla yıllarca birlikte olmuşlar, yemişler, içmişler, oturup kalkmışlar, turizm üzerine, efsaneler üzerine, bölgenin kültürü üzerine yıllarca yazmışlar, çizmişler, istişarelerde bulunmuşlar yetmemiş; BALIKÇI, yazamadıklarını, yetiştiremediklerini Şâdan Hoca’ ya bırakmış tamamlasın diye. Bundan dolayı da Şâdan Hocamız, Balıkçı’ nın üvey evladı olarak bilinir. 10-12 yıl kadar önceydi, Muğla’ da Karabağlar Yaylasında Gazeteciler Cemiyeti 24 Temmuz Basın Bayramı Ödül gecesinde görüştük kendisiyle ilk kez. Sanırım İbrahim ERGİN Hocamızdı, Şâdan Hoca’ yı alarak masamıza getirdi ve bizimle tanışmak ve konuşmak istediğini söyledi. Hocamızla tanıştıktan sonra “Hocam, hiç olur mu? Biz, sizin masanıza gelirdik, bizi mahcup ettiniz” dedik. O sıralar Milas’ ın GÜLLÜK kasabasında geçtiği söylenen ve orada bir de yontusu bulunan “HERMİYAS EFSANESİ” ile ilgili anlatıyı BALIKÇI’ dan alıp biraz da kendi meşrebimizce süsleyerek yeniden yazmıştık. Buna da bir yerde “ Balıkçı, yazılarında biraz kuru kalır, fazla süsleyip püslemez” mealinde bir eleştiriden güç alarak cesaret etmiştik. Sonra da “SÜRÇ-İ LİSAN ETTİKSE AFFOLA!,  olumlu, olumsuz yorumlarınızı bildirirseniz memnun oluruz” diyerek bitirmiştik. Sonuçta Hocamız, bize cesaretimizden dolayı teşekkür ve tebrik etmişti. O gün bu gündür kendisini takip eder ve sık sık da kültürel toplantılarda, şiir günlerde, kitap imza günlerinde birlikte oluruz.  Bu kez de “KÜLTÜR EVİ AÇILIŞI” olduğunu duyunca Beyağaç dönüşü doğruca GÖKOVA KÖYÜ’ ne geçerek 15.30’ da orada hazır bulunarak açılışa katıldık. Yazanından çizenine, fotoğrafçısından, habercisine, yazarına, ilgili, meraklı kültür insanlarına kadar herkes oradaydı. Menteşe Belediye Başkanı Bahattin GÜMÜŞ, ten Büyük Şehir Belediye Başkanı Osman GÜRÜN’e, S.S. Derneği Başkanı Sadettin ÖZBEK ve Yücelen Hastahaneleri sahibi Hamdi YÜCELEN’ e kadar pek çok kişi Şâdan Hoca’ nın GÖKOVA’ da doğduğu evin önündeki sokakta hazırlanan açılış töreninde buluştu. Açılış konuşmalarından sonra topluca kurdela kesilerek KÜLTÜR EVİ ziyaret edildi, fotoğraflar çekildi. İbrahim ERGİN ve Şâdan GÖKOVALI hocamız kitaplarını imzaladılar. Güneşli ve sıcak bir gündü. Güzel ve yaralı bir etkinlik oldu. Kültür Evi’ ndeki kütüphane raflarının kitaplarla dolu olduğu görüldü. Umarız bunca kitap okuyucusuyla buluşur da gençlere yararlı bir hizmet verilmiş olur. Daha önceki yazılarımızdan birinde Şâdan Hocamızın babasının köyün muhtarı Mehmet GÖKOVALI olduğunu ve Marmaris yolundaki SULFATA ağaçlarının dikilmesinde ön ayak olduğunu belirtmiştik.

SAYIN Gökovalı, “GÜNEŞ GÜLLERİ (GÜLDESTE”  adındaki Mehmet KARABULUT şiirleri çalışmasına şu cümlelerle başlıyor. “Sevgili şairlerimizin sese çeviremediği dileği emir saydım. Ona ve Muğla kültürüne bir katkım, çorbada tuzum olsun, bu koca ve yüce yapıya bir taş koyayım istedim.”  “TAŞ” deyince, Loryma (bozuk) kale geldi aklıma. Anlatıla geldiğine göre bu kaleyi inşa etmeye başlayan taşçı ustası, 360 yaşındayken ve duvara 360 taş koymuşken 100 yaşındaki oğlunun öldüğü haberini alınca demiş ki; “Yaşamış idim 360 yaş, koymuş idim 360 taş; bilseydim ölüm olduğunu, koymazdım taş üstüne taş”!... Elinizdeki bu kitap, verilen bu sözün yazıya geçirilmesidir. Yüreklilikle yola koyuldum. Şiir ve Muğla sevgimin yanı sıra; Bahattin GÜMÜŞ gibi Başkanımız, Ünal TÜRKEŞ, Sadettin ÖZBEK, Ahmet GÜRLEK, Necati yıldırım ve Nabide KILINÇ gibi dostlarım vardı. Muğla geleneğince imece yaptık: birlikte bir Muğla türküsü çağırdık. “KALEMİNDEN ALTIN DEĞERİNDE DİZELER AKITAN DAMLA GEÇİTİDİR MENTEŞELİ MEHMET KARABULUT”. KARABULUT’ tan “KADINLAR” şiiri:

Ovalarda, bozkırlarda, varoşlarda,

Kadınlar vardır.

Anadırlar, eştirler, abladırlar,

Şafaktan önce kalkarlar,

Alışıktır elleri işe,

Sırtları yüke.

Kışlarda soğuklar,

Güneş cehennemi yazlar da,

Onlarındır.

Ekmekten çok dayak yerler,

Çocuk doğururlar istemediğin kadar.

Kör kuyular gibi bilmezler,

Düş kurmak nedir.

Onlar yasalara uzaktır,

Yasalan onlara uzaktır.. BAŞKA YAZILARDA BAŞKA GEZİLERDE BULUŞMAK UMUDUYLA HOŞÇA ve DOSTÇA KALIN.

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI