PISA 2018 SONUÇLARI VE İLK DEĞERLENDİRME


 

PISA testleri Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD) tarafından 15 yaş grubundaki öğrencilere uygulanıyor ve Türkiye bu testlere 2003 yılından beri katılıyor. PISA'nın temel amacı öğrencilerin okulda öğrendikleri bilgi ve becerileri günlük yaşamda kullanma yetkinliğini ölçmektir. Bu hafta, 37 OECD ülkesinin de yer aldığı, dünyadaki 79 ülkeden 600 bin öğrencinin ve Türkiye'deki 186 farklı okuldan 6 bin 890 öğrencinin katıldığı ve eğitim kamuoyunun merakla beklediği PISA testinin 2018 yılı sonuçları açıklandı. 2018 PISA sonuçlarına göre üç alanda da Çin en yüksek puanı aldı. PISA 2018 sonuçlarına yönelik ilk değerlendirmede genel başarıda 37 OECD ülkesi arasında 31. sıraya yerleşen Türkiye'de öğrencilerin "okuma, matematik ve fen bilimi" alanlarının tamamında OECD ortalamasının altında kaldığı gerçeğidir. Sonuçlar, 15 yaşındaki çocuklarımızın çok önemli bir bölümünün temel becerilerden yoksun olduğunu ve onların "eleştirel düşünme, sorgulama ve yeni fikirler üretme" becerilerinin zayıf olduğunu gösteriyor.

Geçmiş yıllara göre bir değerlendirme yapılırsa Türkiye'de öğrencilerin okuma, matematik ve fen becerilerinde 2003'ten 2012 yılına dek artan bir eğilim söz konusuydu. Fakat 2015 yılı PISA sonuçlarında Türkiye bir önceki 2012 yılı sonuçlarına göre büyük bir düşüş göstererek matematik ve okuma alanlarında 2003 yılındaki seviyesine, fen alanında ise 2006 yılındaki seviyesine gerilemişti. 2018 sonuçları ise Türkiye'nin okuma alanında yeniden 2012 yılındaki seviyesine yaklaştığını, matematik ve fen alanlarında ise 2012 seviyesinin de bir miktar yukarısına çıktığını gösteriyor. OECD ülkelerinin puanları irdelendiğinde 2015 ve 2018 test sonuçları arasında ortalama başarı 13 ülkede yükseldi. Türkiye de bunlardan biri. PISA 2018 sonuçlarını PISA 2015'le karşılaştırdığımızda ortalama puanların arttığı görülüyor. Ancak bu artışa rağmen Türkiye'nin PISA 2018 sonuçları hala tüm alanlarda OECD ortalamasının altında olduğu gerçeğini değiştirmiyor. Türkiye, bu sonuçlarla 37 OECD ülkesi arasında Slovakya, Yunanistan, Şili, Meksika, Kolombiya ve İspanya'yı geride bırakmış. PISA testlerinde değerlendirme yapılırken öğrencilere verdikleri yanıtlara göre 1'den 6'ya kadar gruplara ayrılıyorlar ve en üst düzey "5 ve 6. seviye" olarak tanımlanıyor. Sonuçlar irdelendiğinde yüksek başarıyı ifade eden 5,6 düzeyine çok az Türk öğrencinin girmiş olmasıdır. Türkiye'de alt yeterlilik düzeyinde yer alan öğrencilerin oranı ise oldukça yüksek olduğu görülmektedir. En en alt düzeyde yeterlilik gösteren (düzey 1 ve aşağısı) öğrencilerin oranı matematikte %36,7, fende %25,2, okumada %26,1'dir.

Önce üç alanda Dünya sıralamasına bir bakalım. "Okuma" alanında Çin, 79 ülke içinde 555 puanla birinci sırada. Çin'i sırasıyla Singapur, Macao, Hong Kong, Estonya, Kanada ve Finlandiya izliyor. Bu alanda Türkiye 466 puanla 40. sırada. "Matematik" alanında Çin 591 puanla birinci sırada yer alıyor. Singapur ikinci, Macao'nun üçüncü, Hong Kong'un  dördüncü sırada yer alırken Türkiye 454 puanla 42. sırada. "Fen bilimleri" alanında Çin 590 puanla gene sıralamanın en üstünde. Çin'i sırasıyla Singapur, Macao, Estonya, Japonya, Finlandiya ve Güney Kore izliyor. Türkiye, 468 puanla 39. sırada.

Türkiye'nin okuma becerileri alanında 2015 yılında 428 olan ortalama puanı, 2018 değerlendirmesinde 38 puanlık artışla 466'ya yükseldi. 2015 yılında 420 olan ortalama matematik puanı 34 puanlık artışla 454'e çıktı. 2015 yılında 425 olan ortalama fen puanı 43 puanlık artışla 468 oldu. PISA 2018 değerlendirmesinde Türkiye, okuma becerilerinde 40., matematikte 42., fen alanında da 39. sırada yer aldı.

Okuma alanında üst düzeyde yeterlilik gösteren çocukların oranı 2012 yılında %4,3 idi, 2015'te %0,6'ya gerilemişti, 2018'de %3,3 olduğu görülüyor. OECD ortalamasına göre okuma alanında yüksek başarı gösteren öğrencilerin oranı ise yüzde 9. Türkiye'de öğrencilerin yüzde 74'ü okumada seviye 2 ve üzerine erişebilirken bu oran OECD ortalamasında yüzde 77. Okuma alanında en başarılı öğrencilerin oranı hala 2012 testinin gerisinde. Okuma alanında üst düzey beceri göstermek demek ne anlama geliyor? Öğrencilerin bir veya birden fazla metindeki bilgileri birbirleriyle ilişkilendirerek yorumlamak, eleştirel bakışla değerlendirebilmek gibi yetilerini içeriyor. Bu nedenle Türkiye'de 15 yaşında olan ve okula devam eden öğrencilerin çok düşük bir oranının bunları yapabildiğini söyleyebiliyoruz. Okuma becerisi alanında en yüksek başarıyı 583.4 puanla fen liselerinde eğitim alan öğrenciler oluşturdu. Anadolu liselerinde eğitim alan öğrencilerin ortalama puanı 495, imam hatip liselerinde 444.8 olarak belirlendi. Sosyal bilimler liselerinde eğitim alan öğrenciler de okuma becerileri alanında 516.8 puanla fen liselerinden sonra en yüksek başarıyı elde etti.

PISA sonuçlarına göre Türkiye'deki öğrencilerin yüzde 63'ü matematikte seviye 2 ve üzerine erişebilirken bu oran OECD ortalamasında yüzde 76. Türkiye'de öğrencilerin yalnızca yüzde 5'i matematikte seviye 5 ve üzerine çıkabilirken, OECD ortalamalarında bu oran yüzde 11 olarak karşımıza çıkıyor. Fen alanında ise Türkiye'deki öğrencilerin yüzde 75'i seviye 2 ve üzerine ulaşabilirken, OECD ortalamasına göre öğrencilerin yüzde 78'i fen bilimlerinde seviye 2 ve üzerine çıkabildi. Türkiye'de öğrencilerin yüzde 2'si fen bilimlerinde en yüksek performansı gösteren seviye 5 veya seviye 6 gruplarına dahil olabilirken OECD ortalamasında aynı oranın yüzde 7 olarak gerçekleştiği görülüyor. Matematik alanında da en yüksek başarı 593.9 puan ortalaması ile fen lisesi öğrencilerinin oldu. Sosyal bilimler lisesi öğrencileri 490, Anadolu liselerinde eğitim alan öğrenciler de 484.9 puan ortalaması yaparken, imam hatip liselerindeki öğrenciler ise 425.8 puan ortalamasında kaldı. Fen lisesi ve sosyal bilimler lisesinde eğitim alan öğrenciler, matematik alanında OECD ortalamasının üzerinde performans gösterdi. Fen alanında da 584.9 puan ortalaması ile fen lisesi öğrencileri ilk sırada yer alırken, sosyal bilimler lisesi öğrencileri 512.7, Anadolu lisesi öğrencileri de 498.6 puan ortalaması yakaladı. İmam hatip liseleri ise 446 puanda kaldı. Anadolu lisesi, fen lisesi ve sosyal bilimler lisesinde eğitim alan öğrenciler fen alanında OECD ortalamasının üzerinde performansları ile dikkat çekti.

Sonuçlar Türkiye'nin sosyoekonomik koşullarından bakılarak irdelenirse durum nedir? Sosyoekonomik olarak avantajlı öğrencilerin dezavantajlı olanlara göre okuma alanında 76 puan daha fazla yaptığını ortaya koyuyor. OECD ortalamasına göre avantajlı ve dezavantajlı öğrenciler arasında okuma alanında 89 puan fark bulunuyor. Türkiye'de avantajlı öğrencilerin yüzde 9'u, dezavantajlıların ise yüzde 1'i okuma branşında yüksek başarı gösterdi. Raporda Türkiye'de en az ve en çok başarılı öğrencilerin, OECD ortalamasına göre daha yüksek oranda aynı okulda kümelenmiş olduğu ifade ediliyor. Türkiye'de sosyoekonomik düzey ile başarı arasında anlamlı bir ilişki olduğu görülüyor. Sosyoekonomik olarak en üst %25'lik dilimde yer alan öğrencilerin ortalama okuma puanı 513 iken en alt %25'lik dilimdekilerin 437 olduğu görülüyor. Türkiye'deki avantajlı öğrencilerin yaklaşık yüzde 9'u, dezavantajlı öğrencilerin ise yaklaşık yüzde 1'i okuduğunu anlama konusunda en üst seviyede yer aldı. Bir öğrencinin aldığı eğitim kalitesinin en temel göstergesi öğrencinin sosyoekonomik durumu. En avantajlı yüzde 10'luk grup ile en dezavantajlı yüzde 10'luk grup arasında okuma sınavında 141 puanlık bir fark var ki bu aşağı yukarı 3 yıllık bir eğitime karşılık geliyor Türkiye'nin eğitim kalitesi açısından doğusu ile batısı arasındaki fark da PISA 2018 de belirgin olarak yansıdı. Buna göre bölgelerin ortalamaları "Güneydoğu Anadolu Bölgesi: 430, Orta Anadolu Bölgesi: 423, Kuzeydoğu Anadolu: 437, Marmara Bölgesi: 481, Ege Bölgesi'nde: 488, Akdeniz: 468" şeklindedir.

Cinsiyete bağlı değişkenlerle sonuçlar irdelenirse PISA 2018'e katılan tüm ülkelerde ve ekonomilerde, okuma alanında kız öğrencilerin erkeklerden daha iyi bir performans sergilediği görülüyor. OECD ülkeleri ortalamasına göre okuma alanında kız öğrenciler erkeklerden 30 puan fazla aldı. Türkiye'de ise kızlar okuma branşında erkeklerden 25 puan ileride. Türkiye'nin matematik sonuçlarında kız ve erkek öğrencilerin puanlarıysa benzer. Fen bilimleri alanında OECD ülkeleri ortalamasında kızlar erkeklerden iki puanlık daha iyi bir performans ortaya koyarken, Türkiye'de kızlar fen bilimlerinde erkeklerin yedi puan önünde.

NE YAPMALI?

PISA-2018 sonuçları Türkiye'nin, ülkenin çocuklarına nitelikli bir eğitim veremediğini, eğitim sisteminin eşitsizlikler ürettiğini net bir şekilde ortaya koyuyor. Nitelikli eğitim için Türkiye nitelikli öğretmen eğitimini öncelikli olarak ele almalıdır. Eğitimde bölgesel eşitsizlikleri giderecek adımları atmalı ve okul öncesi eğitimi zorunlu ve ücretsiz hale getirmelidir. Türkiye eğitimde akıl ve bilimi temel almalıdır. Daha çok imam hatip okulu eğitimde başarı getirmiyor ve ülkenin önünü tıkıyor.  İmam hatiplerin PISA sonuçları da ortalamanın çok altında. Siyasal iktidar akademik eğitimi öne çıkarmalıdır.  Unutulmamalıdır ki dünyanın Endüstri 4.0' a koştuğu, bilim ve teknolojinin hayatın her alanını etkilediği bir dönemde akıl ve bilimi temel alan bir eğitim reformu arayışı zorunluluğa dönüşmüştür. Ne dersiniz?

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI