EGEMEN ANLAYIŞLARIN FELSEFE DÜŞMANLIĞI
Dünyanın her yerinde egemen anlayışların en büyük korkusu felsefe olmuştur. Antik çağdan beri süre gelen bir korkudur bu..Çünkü felsefenin öngördüğü insan modeli DÜŞÜNEN,ARAŞTIRAN,SORGULAYAN İNSANDIR her zaman..Değerlerine bağlı ve tüm önceliklerini değerlere vermiş bir insandır bu model..Egemen anlayışların öngördüğü insan ise koşulsuz BİAT ve İTAAT kültürüne uygun duyan düşünen,söyleyen insandır.Onun için felsefenin öngördüğü insanla bu insan anlayışı asla uyuşmamaktadır.
Felsefenin öngördüğü düşünen,duyan,sorgulayan insan aklına özgürce kullanmasını beceren insandır.Buna göre aklını kullanamayan ise hiçbir zaman özgür düşünme ve davranmasını beceremez.Felsefenin insanı kul değil BİREY dir.Çünkü kul,biat ve itaat dışına asla çıkamaz.Felsefe bu zinciri kırmak için önceliklerini kullanır..
Egemen anlayışların istediği insan modelini üretmek için felsefenin tüm anlayışlarına aykırı olan bir eğitimden yanadır egemen anlayışlar.Tarihin her döneminde ve toplumunda bu kural değişmemiştir.Tüm eğitim proğramlarını tüm eğitim düzenlemelerin i bu doğrultuda yapar egemenler. Özelllikle ilk olarak felsefeye saldırılar.Felsefenin kendi anlayışlarına uygun insan yetiştirmesini sağlamak için çalışırlar.Ders proğramlarını düzenlemeye kalkıştıkları zaman önce felsefe derslerine saldırılar.İktidarlarını değiştirdikleri zaman da il olarak felsefeye el atarlar kendilerine uygun değişikliklere yönelirler
Şili’de darbeden sonra ilk yapılan düzenleme felsefe derslerinin üniversitelerden bile kaldırılması olmuştu.sonra kendi anlayışlarına uygun bir felsefe eğitimine yönelinmiştir.İranda da Humeyne iktidarında ilk ele atılan konulardan biri olmuştur felsefe.hatta psikolojiyi bile yasaklamışlardır başlangıçta.Sonra kendi anlayışına uygun bir düzenleme getirmiş lerdir.Bizde de Köy Enstitülerinin kapatılmasndan sonra sürekli felsefe dersleriye oynanmıştır
Egemen anlayışların felsefeye itirazlarından biri de onun ahlaük öğretilerine olmuştur.Ahlak hukuk gibi,din gibi bir kurumdur ama egemenler bunu asla kabul etmezler.Onları için ahlak başlıbaşına bir kurum değil din motifleriyle bezenmiş bir bakış şeklidir.Bu yüzden ahlakyerine sürekli DİN VE AHLAK birlikteliğini kullanırlar.Oysa felsefede ahlak dinden bağımsız ayrı bir kurumdur..Bağımsızlıktan kasıt kendi başına var olmasıdır.
Ahlakın olabilmesi için insanın özgürlük,vicdan,tutarlılık,sorumluluk,duyarlılık özelliklerinin olması ve gelişmesi gerekir.Dinlerin ahlak anlayışlarında ise bunlara asla yer yoktur.Bunlardan biri eksik veya yoksa orada ahlaktan söz edilemez. Bu özelliklerdir ki insanı insan yapan,insanın birey olmasını sağlayan temel ahlak kavramlarıdır..
Felsefenin bu anlayışı ile egemenlerin ahlak anlayışları asla uyuşmadığı içindir ki onlar onlar felsefeye her zaman düşmandırlar.
Egemen anlayış dediğimiz şey nedir ki/Kendi anlayışından,bakış açısından farklı olan ve bununla uyuşmayan,örtüşmeyen anlayışlardır egemen anlayış dediğimiz..Kendi doğrularından başka doğru kabul etmeyen kendi anlayışını ve değerlerini mutlak gören bunlara koşulSUZ biat ve itaati isteyen anlayışlardır egemen anlayış.Bunun için demokrasiye tümüyle aykırı bu.Çünkü demokrasinin olmazsa olmazı ANLAYIŞ,SAYGI,HOŞGÖRÜDÜR.