GİZLİ TANIKLI HUKUKTAN BU KADAR


                             GİZLİ TANIKLI HUKUKTAN BU KADAR

 Hukukta  “gizli tanık”  uygulaması sıkça  görülmese  bile rastlanan bir uygulama şeklidir.

Türk toplumu özellikle Ergenekon sürecinde tanıdı bu uygulama örneklerini tanıdı ama ne kadar yanlı ve yanlış uygulandığını da öğrendi. Bunu düşündüren ise çok yanlış tanık seçimleri olmuştur. Toplumun hiç bir kesiminde değer görmesi mümkün olmayan insanları en kirli işleri-ilişkilere bulaşmış insanları tanık olarak kullanmak mantıksızlığını yaşadık hepimiz. Hele en kirli ilişkilerde adı geçenlerin tanık olarak kullanılması ayrı bir soru ve sorgulama olarak kaldı belleklerimizde. Çünkü tanık diye kullanılan kişilerin en karanlık işlerde adı geçiyordu ve yasalarca bu işlerden mahküm bile edilmişler vardı aralarında.

Siz yasaların suçlu diye gösterdiği bir kişiyi gizli tanık olarak kullanmaya kalkarsanız kimse sizin hukuka bağlılığınızı ve üstünlüğüne inandığınızı düşünemez .Kimse sizi hukuk adına adalet adına karar vermek için çabaladığınızı söyleyemez.

Düşünün ki bir gizli tanık geçmişin en çirkin ahlaksız örneklerini sergilemiş.

Öz yeğenini fuhuş sektöründe pazarlamış.

Hata bundan dolayı da mahkûmiyet almıştır.

Nasıl olur da böyle bir yaratığı adaleti sağlamak adına tanık olarak görebilirsiniz.

Bu  fuhuş pazarında  mal alıp veren kişinin doğru söyleyeceğine dair hangi yemini ettirebilirsiniz? Hangi değer adına söz verebilir bunun gibi gizli tanıklar?

Kaçakçısından tutun da her türlü sahtekarlıklarda adı geçen fuhuş sektöründe adı geçen bir adamın tanıklığı kendi alanı dışında nasıl kabul edilebilir.

  Edilemez ama birileri bunu hukuk adına yapmaya kalkıştı Ergenekon sürecinde.

Öyleyse bu tanıklardan beklenen bir şey olmalı.

Bu kadar kiri ilişkiler içinde boğulmuş bir tanıktan hangi doğru hangi adalet değeri çıkarılabilir. Olsa olsa bu tür tanıklar mahkûm edilmesi önceden istenen zanlıların mahkûmiyetini sağlamak için “şunları şunları söyleyeceksiniz. Diye tutulmuştur. O zaman ona söylenmesi istenenler hazır olarak verilmiştir. Bu gizli tanıkların hiç bir olayların içinde kıyısında-köşesinde yer almış değillerdir.

sadece istenenleri söyleyen kişiler olmuştur  

   Ancak o tanıkları hukuk adına kullananların sorgulanması yapılmalıydı. Onları tanık olacaksın diye ileri sürenlerin sorgulanması gerekirdi. Ne karşılığında onların tanıklığı istenmişti. Yani onlara nasıl bir söz verilmiş ki ilgileri olmadığı bir olayın tanıklığı istenmiştir? Örneğin adres göstermesi istenen bir gizli tanık bir türlü adresi gösterememişti sokak sokak dolaştırıldığı halde..

   Papaz olayında da gizli tanıklar kullanılmıştı. Üstelik bu gizli tanıklar önceden söylediklerini sonradan yadsımışlardır. Hatta yargıçları suçlayarak bizi yanlış anladınız  türünden sözler bile kullanmışlardır. Bu tanıkları yanlış anlayanların “!” doğru karar vermesi beklenebilir mi/Bu tanıkları yanlış anlayanlardan doğru adalet beklenebilir mi?

İşte onun için papaz olayı tam da onun istediği gibi bitirilmiştir..

   Gizli tanık uygulamaları önceden mahkûm edilmek istenenlerin mahkûm edilmesini sağlamak için yapılmıştır. Başka bir anlamı olabilir mi bu uygulamanın? Hele Ergenekon sürecindeki işleyişe bakınca  amacının sadece mahkûmiyete hazırlamak olduğu kesindir.

 

 

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI