HAK EDİLMEMİŞ HER KURUŞ İNSANA HARAMDIR

    Neden böyledir, çünkü o kuruşu gerçekten hak etmiş olanların hakkını yemiş veya çiğnemiş olur insan. Başkalarının hakkını çiğneme hakkını da hiçbir değer vermez insanlara.

     Dedem, bir kazancın, bir lokmanın helal o6labilmesi için insanın onu HAK ETMİŞ OLMASI gerekir. Sonra onu elde etmek için gerekli EMEK karşılığı kazanılmış olması gerekir. Bunun yanında bir BİLGİ bir BECERİ, YETENEK karşılığı olması gerekir. Osmanlı, Balkanlarda bu sayede tutunabilmiş bu değerin verdiği güçle toplumda bir iz bırakabilmiştir. Böyle bir inancı böyle bir geleneği yaratmayı başardığı için yıllarca egemenliğini sürdürebilmiştir. Bu güveni yitirmeğe başladığı andan itibaren çöküşünü hazırlamış oldu.

       Kendilerine  "Osmanlı torunu" diyenlerin bunu bilip bilmediklerini merak ediyor musunuz? Haberlere bakılırsa bildiklerini sanmıyoruz. Ya da bilmek işlerine gelmiyor diyebiliriz. Çünkü onların reddettikleri yasa ile "ÇİFTER MAA Ş "  var olmasından hiç rahatsız olmadıklarını görüyoruz. Çünkü bu çifter maaş alanların hiç birisi ne BİLGİ, ne EMEK ne YETENEK ne de HAK-EDİŞ ölçülerine göre alıyor bu hak edilmeyen kazançlarının Ölçüsü sadece egemen siyasetin YANDAŞ KABUL ETMESİdir. Yani bu çifter maaşların alınma gerekçeleri yandaşlıktır, kendinden yana görünmektir. Bu çifter maaşlar devletin kasanından alınmaktadır. Birileri kendi ceplerinden vermiyor bu paraları. DAHA DOĞMAMIŞ ÇOCUKLARIN HAKLARINDAN KESEREK VERİLİYOR BU PARALAR. O bebelere gelecekte sunulacak olan MAL VE HİZMETLERİN paralarından veriliyor o maaşlar. Bu gün bile onlara sunulacak hizmetlerin kısıtlanmasını getiriyor o verilen maaşlar.

  Gerçekte bu paraları verenler kadar alanlar da suçludur. ÇÜNKÜ BİR SÜRÜ İŞİZ İNSAINIMIZ. GENCİMİZ DURURKEN BİRİLERİNİN BU PARALARI ALMASINI HAKLI GÖSTERECEK BİR ANLAYIŞ BİR TEK DEĞİR YOKTUR. Hak etmediği paraları alanlar bununla sadece kendilerini değil çocuklarını da beslemektedir. Ülkenin özellikle içinde bulunduğu durumda bunu kendine hak sayması orada insanların insani değerlere sahip olmak istememesini gösteriyor. O seçkin denilen yandaşlar bu paraları nasıl geriye ödeyeceklerini başkalarının haklarından kısılmış kazançlara nasıl sahip olabiliyorlar? Bu soruyu herkesin sorması ve incelemesi gerekir.

 Bu örnekler aslında egemen anlayışların devleti nasıl gördüğü ve kullandığını kanıtlamaktadır. Aynı zamanda onların değerlere nasıl sözde bağlı göründüklerini de  göstermektedir.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI