HERKES SÖZDE HAKTAN-HUKUKTAN YANA AMA

                               HERKES SÖZDE HAKTAN-HUKUKTAN YANA  AMA

          Başlığa göre düşünürsek bizde ve dünyada haksızlık, hukuksuzluk diye bir şeyin olmaması gerekir. Oysa bunun aksini görüyoruz çoğu kez. Demek ki herkes böyle olduğunu söylüyor ama.Tıpkı bizdeki değerlere bağlılık söylemleri gibi..hele hele siyasi söylemlere bakılırsa öylesine bir bağlılık sunuluyor  ku.tüm olumsuzlukların nereden kaynaklandığını bir türlü anlayamıyor insan.Siyaseti değerlere bağlılık üstüne oturtmuş insanlar için başkaları asla bu bağlılıkta değil sadece kendileri bağlıdırlar.sıkça sorduğumuz gibi,herkesin böylesine değerlere bağlı olduğunu söylediği koşullarda değerlere aykırı görüntüler nereden ve nasıl oluşabiliyor?

   O zaman ne kalıyor geriye biliyor musunuz? Bu bağlılıklarıyla övünenlerin çoğu yalan söylüyor.

Onun için onlara kuşku ile bakmamız gerekiyor.Hele siyaseti değerlere bağlılık göstergesi üstüne yapanların asla sözlerine güvenilmemesi gerekir  .Geri kalmış ülkelerin başta demokrasi, hukuk  yolsuzluk,rüşvet konularında neden ilk sıralarda yer aldığını bu bağlılıkla nasıl açıklayacağız? Bunlara,siz bu kadar bağlı olmayın da değerler kirlenmesin demekten başka ne diyebiliriz ki?

  Bir TV kanalında, geçenlerde ayın M.Akşener  konuk edilmişti..Bir yerde Nazımdan M.Akiften,N.Fazıldan şiirler okumuş.Nazımın "Bir ağaç gibi tek ve hür? Bir orman gibi kardeşçesine   şiirin okumuş.Dizede geçen  "bir orman gibi kardeşçesine" sivri akıllının biri itiraz etmiş ve köşesinde "Kürtlerle de mi" diye yazmış bu üstün zekalı..

    İşte size klasik bir geri kalmış kafa yapısı..İşte size insan denilemeyecek bir anlayışın sözde eleştirel bakışı..Böyle bir anlayışı böyle bir kaşı bu yaratıkların beyinlerine sokan kim acaba?

   Bu muhterem anlayışa hemen şunları sormak gerek..Senin beynine bu düşünceleri sokan efendilerin kim acaba? Senin beynine   Kürt ile PKK yı aynı sayan zihniyeti sokan kim acaba?

Senin beynine Kürdü potansiyel suçlu olarak yerleştiren kim acaba?

   Hemen  şu soruları düşünmesi gerekir bu muhteremin.

 Senin adamların Osloda bir masanın etrafında birileriyle oturup.çay-kahve muhabbeti mi yaptı yoksa? O masanın etrafında oturduğu kişileri uzaylıların temsilcileri miydi yoksa?

O masanın etrafında oturduğu kişilerle neden görüşme ihtiyacı duymuşlardı? Onlarla birlikte yaşamayacaksa hangi konuları müzakere etmek için bir araya gelmişlerdi sezin adamlarınız?

     Dolmabahçede yapıldığı söylenen bir başka görüşmeyi kimler ve niçin yapmışlardı/kimlerle yapılmıştı bu görüşmeler? Mademki birlikte yaşanmayacaktı neden böyle bir görüşmeye ihtiyaç duyulmuştu? Yoksa orada mı Kürtlerle değil uzaylılarla mı oturulmuştu?

    Habur Sınır kapısında davullu  zurnalı gelenler  uzaylılar  mıydı yoksa_Onlara kapıların açılmasının gerekçeleri birlikte yaşamak isteği değilmiydi sayın beyim?Yoksa o kapı uzaydan gelenlerin rahatça sınırlarımızın içine girmesini sağlamak için mi açılıyordu?

    Birde en son yaşanan bir örnek olmuştu son İstanbul belediye seçimlerinde..Bölücü başının kardeşini ekranlara taşımıştı birileri.Neden Kürtlerin oyunu alabilmek için mi?Birlikte yaşamak istemediğiniz insanların oyuna neden ihtiyaç duydunuz beyim?

 Anlaşılan o ki bu kafayı değiştirmeden bu toplumda birlikte yaşamak hep bir düş olarak kalacak.Bir yanda Kürt yurttaşlarımız bir yanda PKK denilen örgüt aynı olarak görünürse  bu asla mümkün olmayacaktır.Kürt demek pkk demek değildir sivri zekalı vatandaş..

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI