KİMİLERİN BU KADAR ÇOK YOL GÖSTERİCİYE İHTİYACI VAR
Bir zamanlar Ortadoğu asma bahçeleriyle ünlü bir dönemi yaşamıştır.Öyküleri,efsaneleri bitirilemeyen ünlü üzüm bağları ile dünyanın ilgisini çekmişti varsıllık konusunda..Ünlü asma bahçeleri bu varsıllığı yaratmıştı.Üzüm ürünleri ve şarap ticareti dünyaca ünlü bir uygarlığı getirmişti.Asyada,Avrupada,Afrikanın kuzeyinde büyük bir üzüm pazarı yaratmıştı bu üzüm bahçelerinin varlığı..Bu alanı kullanan Ortadoğu dünyada ikinci büyük uygarlığın gelişmesini sağlamıştı.Bilindiği gibi ilk büyük uygarlık ÇİN-HİND uygarlığı olarak geçiyordu tarihte..
Gün geldi bu büyük uygarlık da yıkıldı.Yerine dünyanın üçüncü uygarlığı geçecekti elbet..Uygarlıkları yaratan da yıkılmasını getiren de insanlığın yarattığı değerlerdir.Bilimde,sanatta,hukukta felsefede yaratılan değerlerdir bunlar.Ancak bu değerlerin aksine olumsuzluklar getiren değerler yaratılacak olursa bu kez o uygarlıkların çökmesi kaçınılmaz olacaktır.uygarlığı getiren değerleri çürüten yeni değerler(yani gerçekte değersizlikler) ortaya çıkarsa elbette uygarlıklar da yıkılır.Nedir uygarlıkları yıkan sözde değerler acaba?Bilime aykırı,sanatı yok sayan veya küçümseyen,hukuk ve felsefe ile uyuşmayan görüşler ,anlayışlar,yaklaşımlar egemen olaya başlarsa uygarlıklar çatırdamaya başlar orada.İşte bu durumda uygarlıklar çatırdamaya ve yıkılmaya mahküm edilir.Bunun içindir ki tarihte Çin-Hint uygarlığı.Ortadoğu uygarlığı,Mısır-Girit uygarlığı.Grek uygarlığı ve Batı uygarlıkarı ortaya çıkmıştır.
Ortadoğu uygarlığının maddi dayanakları şarap ve üzüm ürünleriydi.Ne zaman bu ekonomi bitti o zaman bu uygarlık da sona ermiştir.Yeni bir inanç sistemi olan Yahudiliğin gelişmesi ticaretin el değiştirmesi ve zamanla yahudi tüccarların büyümesi üzüm ve şarap ticaretinin seyrini de değiştirecekti.İslamiyetten sonra da bütünüyle şarap ve üzüm ticaretine yasaklalar getirildi.Bundan sonra asma bahçelerinin olması bir işe yaramayacaktı elbet..
Uygarlıkları kurmak zor ama yıkmak her zaman kolay olmuştur.Uygarlıkları besleyen kaynakları bilim ve sanatı yıkıcı olarak kullanırsanız en kısa sürede orada uygarlık çökecektir.Çöküşler hep böyle olmuştur.Hem uygarlıkların çöküşü hem de toplumların ,devletlerin çöküşü..Bilime,sanata,hukuk ve felsefeye sırtınızı döndüğünüz anda oradaki çöküşü hazırlamış olursunuz.
Son günlerde bir gazetemizde ülkemizdeki TARİKATLAR MANZARASI işlenmektedir.Ne kadar çok tarikatımı z varmış meğer…Bu tarikatlar bilimin ,sanatın.hukuk ve felsefenin gelişmesi için uğraşmıyor.Aksine insanları bu gelişmeden alıkoymak için yapılması gerekenleri yapmakla uğraşıyor..Bunların çoğu da emperyalizmin kurdurduğu anlayışlardır.Emperyalizmin dünya pazarını dilediği gibi kullanabilmek için istediği devlet yapılandırmalarını yaratmak için çıkarılmışlardır ortaya
Dünyanın en büyük ve en ünlü tarikatlarını emperyalistler kurdurmuştur.İşte bunların başında MÜSLÜMAN KARDEŞLER geliyor.İslam ülkelerinde değişik isimlerle faaliyet gösteren bir YOL GÖSTERİCİ bu Müslüman kardeşler örgütü.Acaba hangi yolu göstermek için kuruldu.U.Bin LADİN de dünyada istenilen İslami devlet yapısını yaratmak için devreye sokulmuş bi r tarikatın önderi değil miydi?
..Dünyada geçmişte ve günümüzde ne ünlü tarikat varsa hepsinin bir eli emperyalizmdedir.yani hepsini kurduran ve besleyen emperyalistlerdir.Emperyalizm bu tarikatlardan bazılarına devletler bile armağan etmiştir özellikle Ortadoğuda
Dincilere göre bu tarikatlar yol göstericiymiş.Dinin ne kadar çok yolu var ki inananlar bunu kendi akıllarıyla değil bu yol göstericiler sayesinde buluyor?İnanalranı kaçı bu yol göstericilerin yol göstermelerini muhtaçtır? İnananların kendi akılları yok mu ki ille de bu sakallılardan yol öğreneceklerdir?
İnananların akılları bu kadar kıt mı ki emperyalizmin bulduğu tarikat liderlerinden yol öğreneceklerdir?
Bu tarikatların göstereceği doğrular ve vereceği akıllar hangi bilimsel verilerden deneylerde,laboratuar sonuçlarından esinlenmişlerdir acaba?
Atatürk, gerçek yol gösterici bilimdir derken neyi kanıtlamaya çalışıyordu ki?