Kendi deyimiyle medrese eğitiminden geçmiş.. Tüm eğitim süreci bundan oluşuyor gibi. Ama onun bu eğitimden geçtiğini söylediği yıllarda Türkiye’de medrese eğitimi diye bir kurum yoktu.Bu yalanla çıkıyordu toplumun huzuruna bu kişi.Bu eğitim nasılsa ona laik devletin kapılarını açmıştır.Ona vaiz hocalığı vererek bir gün İzmirde MERKEZ VAİZİ olmasını getirmiştir”!”.Hangi bilgi hangi deneyim hangi hak ediş hangi yetenek ve becerisiydi onu medrese eğitiminden alarak merkez vaizi olmasını sağlıyordu/.Eğer meclis soruşturması yolu açılsaydı bunların hepsi ortaya çıkarılabilirdi belki..
Onun askerlik yıllarını anlatan komutan sıkça gezmelere gittiğini çoğu akşamları birliğinde yer almadığını bile anlatmıştı ..Demek ki olacak çocuk belliydi de o zamandan kendini göstermeye başlamıştı..Demek ki onun askerlik süresinde nerelere gittiğini gösteren belgelere birileri kol-kanat gerebiliyordu..
Yıllar geçtikçe birileri ona yol açıyordu belki de yol gösteriyordu.Dersaneler açmasını okullar açmasını, yurt dışında aynı okulların açılabilmesini sağlıyordu.Ayrıca bu okullar vasıtasıyla da Türkçe olimpiyatları düzenlemesine sağlıyordu.
O artık eski bilinen vaiz hocası değil bir topluluğun” hocaefendisi” olmuştu. Ona hoca efendi demeyenler mecliste bile neredeyse linç edileceklerdi.Hatta bir Anadolu basınında ilk kez ona FETO dediği için bir yazar mahküm bile edilmişti.Onun arkasında artık büyük bir koruma gücü duruyordu.Bu güç sayesinde bankası bile olmuştu.Hatta bir yol futbol adına bir ligi sezonunun verildiğini görüyoruz.Bilmem hangi banka ligi olarak geçiyordu tarihte.Bu ligin başlamasında tüm okullarında ve dersanelerinin açılışlarında olduğu gibi önemli devlet adamlarımız boy gösteriyor.Onun karelerinde görünebilmek için neredeyse birbirini eziyordu.
Şimdi düşünün ki sıradan bir köylü çocuğu üstelik okul görmemiş ama medreseden”!” yetişmiş bir köylü çocuğu birden bire dünyaca ünlü bir kişi oluyordu.Geçmişte onun açılışlarında ve toplantılarında görünebilmek için yarışanlar birden büyük bir pişmanlık göstererek düşman oluyordu. Hatta sonradan birbirlerini suçluyordu ben değil o Fetöcü idi diyerek..
Bu adam 12 marttan ve 12 Eylülden sonra kent kent dolaşarak vaizler veriyordu.Her hafta ayrı bir kente topluyordu yandaşlarını.. Devletin bunlardan haberi yoktu sanki..
Şimdi takkeyi önümüze koyarak düşünelim. Meclis araştırmalarından kaçarak bu adamın korunması sağlanmıyor mu? Yoksa ipin ucunun nerelere uzandığının anlaşılmaması için mi meclis sorgulamalarından kaçırılıyor?