"ADAM, İSTANBUL'DA DÖRT YILDIR YAN GELİP YATIYOR!.."

Bu sözlerin sahibi kim biliyor musunuz? En iyisi, ben bu konuya bir fıkra ile başlayayım da mevzu daha iyi anlaşılır belki:

"Ülkenin birinde Başkan olan siyasi lider, aşırı giderlerden tasarruf etmek, böylece ülkesini batmaktan kurtarmak ve yenilikçi fikirler bulmak için hükümet Bakanlarını toplamış, onlara; "Sayın dava arkadaşlarım, başımız biraz belâda; biliyorsunuz artık kimse bize borç vermiyor, yatırım için gelmiyor, bana şu sıralarda tasarruf sağlayıcı ve bu krizden çıkış için bir fikir getiren ilk kişiye, tam 'Bir Milyon Dolar' ödül vereceğim" demiş... 

Bakanlar içindeki az sayıda liyakat sahibi Bakanın biri hemen elini kaldırmış, Başkan da bir umutla sormuş; "Maşallah, bayağı hızlı davrandın, evet nedir senin önerin?" diye sorunca, Bakan biraz da çekinerek; "Efendim, madem tasarrufa başlayacaksak eğer, öncelikle şu ödülü 'Bir Milyon Dolardan'  aşağı çekerek, 'Yüz Bin Dolara' düşürelim de, hemen 'Dokuz Yüz Bin Dolar' tasarrufla işe başlayalım!.." demez mi?

Aslında bir ülkede ipin ucu kaçmışsa, buna sebep olan yöneticiler değişmedikçe, bu probleme de hiç çözüm bulunabilir mi? Bu durum bugüne kadar bütün dünyada böyle çözülmüştür çünkü!.. Osmanlıyı bitiren Atatürk de, bu "Çağdaş Devrimleri" onun için yapmamış mıydı?

Neyse, biz bugün neyi anlatıyorduk? Haa, şu "Adam İstanbul'da dört yıldır yan gelip yatıyor!" sözünü kimin söylediğini sormuştuk değil mi? Evet bu sözü, günümüz Okçularının önderi olan sayın 'Bilal Erdoğan' söylemiş... Kime söylemiş? Durduk yerde ailecek yüklendikleri "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı sayın Ekrem İmamoğlu" için söylemiş!.. Peki, sayın İmamoğlu bu suçlamaya cevap olarak ne demiş biliyor musunuz? Bilemediniz mi? Hadi onu da yine ben söyleyeyim: "Şu gereksiz lâfları söyleyene kalkıp da; 'Hadi git işine bak be kardeşim!' diyeceğim ama; adam '40 yaşına' gelmiş hâlâ hiçbir işi-gücü yok, baba evinden geçinmeye devam ediyor, bu sözü bile ona söyleyemiyorum, çok garip bir durum değil mi?" demiş... İmamoğlu bu kişinin zaman zaman ok attığını unutmuş galiba?

Bildiğimiz kadarıyla Bilal Erdoğan devlet yönetiminde değil, İmamoğlu'na rakip olmamış, seçimlerde bir yere aday olmamış, durduk yerde 'Büyük Bir Oy Farkıyla' iki defa seçilmiş bir Mega-Kent Belediye Başkanı'na lâf çakmaya çalışmakla bu arkadaş neyi kanıtlamaya çalışıyordu acaba? İmamoğlu'nun verdiği çok anlamlı ve usturuplu yanıtı gördünüz işte, böyle bir adama durduk yerde çatarsanız eğer, size layık olan cevabı da işte böyle alırsınız!.. Birkaç gündür İstanbul'a yağan aşırı yağmurlar nedeniyle Başkan zaten evine gidemiyor, oradan oraya koşuşturmaktan uyku bile uyuyamıyor, bir de hiç gereği yokken böyle suçlamalarda bulunmanın kime, ne yararı olacak ki!? Sade bizde değil, bütün dünyada bu 'İklim Krizi' yaşanıyor!.. 30 Eylül Cumartesi günü de New York'u sel götürdü, biliyorsunuz... Sosyal medya deseniz yıkılıyor, bu atışmada bir tek Bilal Erdoğan'ı haklı bulan kişiye rastlayamadık!..

Ya şu halkın paralarıyla yayın yapan ve tarafsız olması gereken, aslan TRT haberlerine ne diyelim!? Akşama kadar haberlerinin arasına illâ İstanbul'u sıkıştırıp; "Büyükşehirdeki ihmaller yüzünden şunlar oldu, şu kadar zarar yaşandı, halk evlerinden dışarı çıkamadı..." gibi yersiz ithamlarla suçlamalarda bulunuyorlar!.. Yahu, İmamoğlu daha 4 yıldır görevde, bu şehri daha önce 34 yıl kesintisiz yönetmiş ve şehri betona boğup da, bugünkü taşkınlara sebep olanları da bir gün olsun anlatsanıza!.. Yerel Seçimler yaklaştıkça, merak edin de bu aslan TRT haberlerini bir dinleyiniz, ne kadar yanlı ve yandaş olarak davrandıklarını siz de gözleriniz ve kulaklarınızla şahit olunuz!..

Neyse, bugün de yazımızı Yatağanlı Şair İlyas DOĞAN'ın 'Temmuza Ağıt' şiirinden bir bölümle yazımıza son verelim:

"Temmuzun ikisiyim/ Kuru dallarımda ölü kuşlar/ Bu kaçıncı yangın/ Bahçemi talan eden/ Perdelerim de tutuştu, baksana/ Gelmek mümkün değil, bağışla beni!.."      Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI