"BU VATAN KİMİN!?"


Son yıllarda rüyalarımızda bile görsek inanamayacağımız 'gerçeklerle' yüzleşir olduk!? Neydi bunlar? Bu ülkenin 'Kurucu Partisi CHP'nin Genel Başkanı ve 'Anamuhalefet Partisi Lideri' sayın Kemal Kılıçdaroğlu; önce devletin "Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK)"e bir ziyaret amacıyla gitti, bütün kapılar kilitlendi, yöneticileri ortalıkta yoktu, kapıdaki Güvenlikçiler; "Giremezsiniz, çünkü randevunuz yok!" dediler.

Aynı Kılıçdaroğlu bir gün 'SADAT' denilen, ne için kurulduğunu ve ne yaptığını kimsenin bilmediği şirket kapısına dayandı, 'Randevusu Yok' diye yine içeri almadılar!.. Seçimler zamanından hatırlıyoruz; İYİ Parti lideri sayın Meral Akşener de bazı yerlere alınmamış, parasını ödedikleri mekânlarda toplantı yapmaları engellenmiş, eli sopalı birileri tarafından evi basılmıştı!.. Şimdi de Yüce Meclis'in bir milletvekili, Zafer Partisi'nin genel başkanı olan Prof. Dr. Ümit Özdağ, '09 Temmuz Hatay'ın Kurtuluşu Günü' etkinliklerine katılmak için gittiği Hatay İli sınırından 'Valilik Kararı' ile içeri alınmamış!.. Sebep olarak da, birkaç gün önce attığı bir Twette; "Türkiye-Suriye sınırına temsili bir mayın döşeyeceğim, yarın iktidara geldiğimizde gerçek mayınlarla bu işi tamamlayacağım" diye yazdığı için Hatay'a girmesi engellenmiş.

Peki, bu yapılanlar demokratik bir ülkede 'Normal' gibi karşılanabilir mi? İktidarın bu yaptıkları 'Anayasamıza' uygun işler midir? Bu siyasi partilere böyle yasaklar konulabiliyorsa, bu ülkede demokrasi ve özgürlükten, bir hukuk devletinden bahsedilebilir mi? Açıklama yapan bütün ünlü hukukçular, bu yasak ve engellemelerin hepsinin Anayasa'ya aykırı işler olduğunu söylüyorlar!..

Bir Anamuhalefet Partisi Liderinin, bir devlet kuruluşu kapısından girmesi 'Yasak' ise, onun işlediği bir 'Suçu' olması gerekmez mi? Bu suçun da bir 'Cezası' olmaz mı? Böyle bir şey yok, ama içeri girmesi yine de sakıncalı ve yasak!.. Gene bir muhalefet partisi lideri, bir İlimizin sınırından içeri alınmıyor!.. Neden? Valilik Kararı varmış!? Ben 72 yaşıma geldim, bugüne kadar böyle 'Yasakları' ne gördüm, ne duydum!.. Bunlar olsa olsa, bir yeri işgal etmiş yabancı Orduların ortaya koyabileceği yasaklardır!? Yoksa, bu ülkenin Yüce Meclisi'nde görev yapan, bu ülkeye vergisini verip, bu topraklar için vatanî görevini yapan insanlarımız için, böyle yasaklar mı olurmuş!? Sayın Ümit Özdağ da tepki gösterirken şöyle diyordu: "Bugün Hatay İlimize kaçak yollardan gelen tam 700 Bin Suriyeli sığınmacı var!.. Hatay'a girmek onlara serbest, ama biz ise gerçek 'T.C.' vatandaşıyız, kaçak yollardan gelmediğimiz için içeri alınmıyoruz!.. Şu ülkenin geldiği duruma bir bakınız!? İçişleri Bakanı Süleyman, benim döşeyeceğim mayını gerçek bomba zannetti galiba?" diye tepkisini gösteriyordu.

Biliyorsunuz, tüm dünyada iletişim araçları çok gelişti, dünyanın öbür ucundaki bir olaydan, anında herkesin haberi oluyor!.. Bizim bu durumumuzu elin yabancı ülkeleri nasıl değerlendiriyorlar acaba? Bu tür işleri sayın Bülent Arınç'ın karşı çıkmasını beklemeden, iktidar içindeki bütün aklı başında, makul ve mantıklı olan herkes karşı çıkmalı, ülkemizin itibarı daha fazla zedelenmemelidir diye düşünenlerdenim!? Çünkü bu ülke öyle kolay kurtarılıp, öyle kolayca kurulmadı!.. Herkesi böyle düşünmeye davet ediyorum!..

Şimdi de ünlü şair Orhan Şaik Gökyay'ın "Bu Vatan Kimin?" şiirinin bir bölümünü yazmanın ve bu vatanın kime ait olduğunu iyice düşünmenin tam vaktidir:

"Bu vatan toprağın kara bağrında/ Sıra dağlar gibi duranlarındır/ Bir tarih boyunca onun uğrunda/ Kendini tarihe verenlerindir!..// Tutuşup kül olan ocaklarından/ Şahlanıp, köpüren ırmaklarından/ Hudutlarda gâzâ bayraklarından/ Alnına ışıklar vuranlarındır!..// Ardına bakmadan yollara düşen/ Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan/ Huduttan hududa yol bulup koşan/ Cepheden, cepheyi soranlarındır!..// İleri atılıp sellercesine/ Alnından vurulup tam ERcesine/ Bir gül bahçesine girercesine/ Şu kara toprağa girenlerindir!.."      Sakin KOŞAR.

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI