"CAMBAZA BAK!" DEMEKTEN VAZGEÇİN ARTIK !..


Geçen Pazar günü (19 Kasım) öğleden sonra İlçemizin Yeşilbağcılar Mahallesindeki bir 'Zeytinyağı Fabrikasına' ziyarete gittik... Orada gördüğümüz tanıdıklarla, fabrika sahibi arkadaşlarla görüştük, bir süre sohbet ettik!.. Henüz erken olmasına rağmen, akın akın zeytin sahipleri geliyor, sıraya girip, sıkılan zeytinyağlarını alıp gidiyorlardı... Kimisi bu yılın 'Verim Yılı' olmadığından az ürün alındığını söylerken, kimisi de uzun süre çok sıcak seyreden havalar yüzünden zeytinlerin erken olgunlaştığını, bazılarının kurtlanmaya başladığını, bu yüzden erkenden ürünü toplayıp getirmek zorunda kaldıklarını söylüyorlardı...

Evet, en önemli sorunun da şu olduğunu orada öğrendik: Daha düne kadar pazarlarda litresi "120 TL ile 160 TL" arasında alınıp-satılan yerli zeytinyağının, birden fabrikada bile litresinin "220 TL" ye fırladığını orada duyduk!.. Doğru mudur, değil midir bilemem; ama orada bulunan üreticilerden bazıları şöyle diyordu: "Bu yeni zeytinyağının litresi Köyceğiz'de '250 TL'den, Manisa-Salihli'de ise litresi '300 TL'den satılıyor" dediler, iyi mi !? 

Fabrikadan dönerken beni bir düşüncedir aldı götürdü: "Yahu, Temmuz ayında emekli, işçi, memur aylıklarına ne kadar zam verdiler de, bu insanlar sadece zeytinyağına bile en az % 100 zamlı fiyatlarla nasıl satın alacaklar!? Mutfaklarda tencereler nasıl kaynayacak!? Bırakın kilosu 150 TL'yi geçmiş tavuğu, kilosu 400 TL'yi geçmiş balığı ve kırmızı eti de; kilosu 125 TL olmuş fasulyeyi, kilosu 105 TL olmuş nohudu nasıl satın alıp da, bu yemeklerine bu zamlı yağları nasıl katacaklar!? Yeterince beslenemeyen çocuklarımız nasıl gelişecek de, nasıl bizim 'Geleceğimiz ve Irkımızın Devamı' olacaklar!? Bu gıda zamlarına bir 'DUR!' deme zamanı gelmedi mi daha, yeter ama yahu !?"

Peki, bizim mutfaklarımız 'Yangın Yerine' dönmüş haldeyken, başımızdaki iktidar ve onların yandaş basını nelerle uğraşıyor!? Gazze'deki İsrail katliamı, Filistin hakları, şımarık ve sonradan görmelerin sürekli gündemde tutulduğu lânet olası haramzade 'Fenomen Aileleri' ve onların adliyelerdeki serüvenleriyle uğraşıyorlar, aç ve çaresiz insanlarımıza da sürekli bunları haber yaparak "Cambaza Bak!" diyerek uyutmaya çalışıyorlar!.. Peki, bunca piyon fenomen aileleri bugüne kadar göz yuman, çanak tutan arkalarındaki esas suçlular nerede!? Bir de bunları yakalayıp, haber yapıp da deşifre etsenize!.. İşte sıra tam oraya geldiğinde 'Zınkk' diye duruyorlar!.. Bunca servet, siyasi ve bürokratik destek olmadan yapılır mı!?

Aslan TÜİK çıkıp açıklıyor: "Son aylarda işsizlik oranı düşüşe geçti!" diyor... Sayın Çalışma Bakanı çıkıp; "Ülkemde aşırı yoksulluk ve açlık yaşayan kişi bulunmamaktadır!" diyor... İyi de, sadece "Beş Kişi İşe Alınacak" diye sınav açıldığında, neden oraya en az "Beş Bin Kişi Müracaat Ediyor!?" Aç insanımız yoksa, her gün çöp bidonlarında yiyecek arayanların fotoğraflarına ne diyeceğiz? Yoksul insanımız yoksa, bir tarım ülkesi memuru-emeklisi, ne diye artık meyveleri kiloyla değil de, taneyle alır hale geldi? Şu 'Askıda Ekmek' meselesi neyin nesi, bu bize neyi anlatıyor efendiler!? Cambaza bakmaktan hepimize gına geldi gari !..

Sayın Bakan ve TÜİK yöneticilerine bir tavsiyemiz olacak; son model makam araçları içinden halkı ve sokağı seyrederseniz, bu gerçekleri tabii ki göremezsiniz efendim, bir zahmet onlardan bir süreliğine inin de, semt pazarlarında biraz yürüyünüz, esnaf-vatandaş diyaloglarına bir kulak veriniz, yemin olsun o saatten sonra bize siz de hak verirsiniz!..

Neyse... Bugünkü yazımızı da Şair İbrahim Ergin'in "Anamın Mektubu" şiiriyle bitirelim:

"Bu yıl/ Yağdarlık gitti yıl/ Bir yeşil gülümsedi toprak/ Bu yıl ne küllü maraz/ Ne mavi küf/ Bu yıl tütünler deniz/ Ekinler üsküf !..// Bu yıl Ayşe'yi gelin etti anası/ On beşinde var, yok/ El kadar çocuk/ Daha kurumadan elinin kınası/ 'Tutuldu' dediler oğul/ Almanya'ya yazıldı kocası!..// Karın tokluğuna yaşamak olmaz/ Deyip geçiyorsun/ Gerçi köyümüzün yarısı aç/ Bir yarısı fitreye muhtaç/ Ama işte, göresim geldi/ Gözümde tütüyorsun!.."       Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI