"DİYANET" BU SORULARIN CEVAPLARINI VERMELİDİR !?

 "DİYANET" BU SORULARIN CEVAPLARINI VERMELİDİR !?

Dünyanın başındaki şu "Coronavirüs Salgını" belâsı yüzünden 5 Kıta'daki 200 civarındaki ülke çeşitli korunma tedbirleri aldılar ve bunları uyguluyorlar!.. Her dinden, her inanıştan 7 Milyar civarındaki insan, bu salgına önce yakalanmama, yakalananların yaymasını önleme, hasta olanların da derhal tedavi edilmesiyle canhıraş çaba sarfediyorlar!..

Aralık -2019 sonlarında başlayan bu salgın, şimdiye kadar binlerce kişiyi öldürdü, binlercesi tedavi altında!.. Ülke yönetimleri bu hastalıkla mücadele için bütçelerinden devasa paralar ayırdılar, uluslararası uçuşlara, deniz ve karayolları ile sınır kapılarını kapattılar!.. Hıristiyanlar kiliselerini, Yahudiler Sinagoklarını, bizim Müslümanlar da başta "Kâbe" olmak üzere, Camilerini toplu namazlara kapattılar!..

Ülkemizin 'Diyanet İşleri Başkanlığı' 18 Mart 2020'de 81 İl Müftülüklerine bir genelge yayımlayarak; "Bu tarihten itibaren Cuma Namazları da dahil olmak üzere, bütün camilerde toplu vakit namazlarına son verilecek, herkes ibadetini evlerinde yapacaktır!" dedi... Bu genelge hükümleri camilerden ve Belediyelerden de halka duyuruldu, 20 Mart 2020 Cuma gününden itibaren uygulamaya geçildi!..

Buraya kadar her şey normal de, 27 Mart 2020 Cuma günü tek bir camide bu genelge hükümleri çiğnendi, Diyanet kendi yasağını kendisi deldi ve "Ankara Beştepe Millet Camii"nde 40 kadar cemaatle, Cuma Namazını bizzat Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş kıldırmış, iyi mi!? Duyduğumuza göre, cemaatte olanlar ise; Ankara'nın İl Müftüsü ile 25 İlçe Müftüsü, bir de camiyi dezenfekte eden görevliler, maskelerini takıp namazlarını orada kılmışlar, bu da iyi mi!?

Yahu kardeşim, bizzat kendi elleriyle gönderdiği bir genelgeyle 81 İlimizdeki tüm camilerde toplu namazların kılınmasını yasaklıyorsun, ertesi hafta kendi yasağını kendin delip, bir camide toplu namaz kıldırıyorsun!? Bu nasıl bir anlayış, nasıl bir uygulama ve nasıl bir devlet adamlığıdır!? Herhangi bir sebeple ve yasalara da uygun görülen bir 'Yasak' konulmuşsa, buna herkes uymak zorundadır değil mi? E buna, bizzat bu yasağı koyan kişi uymuyor ve bozuyorsa, bunun mantıklı savunmasını bu halka yapmak zorundadır!.. Neden bunu yaptınız, neyi amaçladınız, siz bunu yaparsanız, bundan sonra hiç kimsenin bu yasağa riayet etmeyeceğini nasıl düşünemediniz!? Bu sorulara verebileceğiniz mantıklı bir cevabınız yoksa, hâlâ o makamda niye oturuyorsunuz!?

Malûm gazetelerin bazı yazarları bu haberi işlemişler, ama hiç birinden bu tür soruları duyamadık!.. Kendi genelgesine kendisi uymayan bir yöneticiye soracağınız hiç bir soru yok muydu? Siz ne biçim gazetecilersiniz!?

Sayın Başkan Ali Erbaş'ın hutbede okuduklarına bakar mısınız: "...Bu salgın karşısındaki en önemli görevlerimizden biri, yetkili mercilerin uyarılarına riayet etmektir (uymaktır)... Hem hastalığa yakalanmamak, hem hastalığın yayılmasını önlemek için gayret göstermeliyiz... Asla tedbiri elden bırakmamalıyız... Sorumluluğumuzu ihmal ederek, kendimize ve başkalarına zarar vermek, büyük bir vebaldir!.." demiş...

İyi de beyefendi, siz 81 İl Müftüsüne ne emrettiniz, kendiniz neler yaptınız? Yetkili mercilerin uyarılarına 'uymak' bu mu? Tedbiri elden bırakmamak bu mu? Başkalarına zarar vermek büyük bir vebal ise, siz bunu çoktan yaptınız, vebalini de ödersiniz gari değil mi!? Benim başka diyeceğim yoktur; nokta...               Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI