Daha çok yeni olduğu için, öncelikle şunu belirtmeliyim ki; 14 Mayıs 2023 tarihinde yapılan Milletvekili Genel Seçiminin hemen öncesinde, Meclis'te bulunan tüm milletvekillerine 'Üçer Aylık Maaşları' peşin ödenmişti... Seçimden sonra yapılan yeni tespite göre, bu peşin maaş alan Milletvekillerinin sayısının "314 kişi" olduğu belirlendi ve maaşları geri istendi... Ancak, bunlardan sadece '4 tanesi' -149 Bin TL- tutarındaki bu maaşları geri ödedi, tam '310 tanesi' yani toplamda "310x149.000TL= 46.190.000TL" tutarındaki maaşları geri ödemediler, iyi mi?
Bu paralar; çocuklarına mama-ilâç alamayan, ay sonlarında kiralarını ve Bağ-Kur aidatlarını bile ödeyemeyen, kooperatif ve banka borçları yüzünden traktörünü-tarlasını satan çiftçilerin verdikleri vergilerdir!.. Hangi hakla getirip de devlet hazinesine bu paraları ödemiyorsunuz!? Her zaman katmerli şekilde arttırdığınız Milletvekili maaşları size yetmedi de, bir de hiç hak etmediğiniz bu paralara mı göz koydunuz!? Hiç lamı-cimi yok bayanlar baylar, bu maaşları hemen ve kulaklarınızı sallayarak gelerek ödeyeceksiniz, başka hiçbir sebep geçerli değil!..
Madem kamuda tasarrufa gidilecekse, önce bu işe 'Yüce Meclis'ten başlamalıdır!.. Bir dönem seçilen bir Milletvekilinin, sadece 'iki yılda emeklilik kazanması' hakkını, siz kime sordunuz da o Meclis'ten yasasını çıkarttınız!? Böyle önemli konularda millete gidip de, bir "Kamuoyu Yoklaması" yapmanız gerekmiyor muydu!? Hak, hukuk, demokrasi bunu gerekli kılmıyor mu!? İstediğiniz zaman halka gidip de bu konuda bir 'Referandum' yapınız, eğer halkın en az '% 95'i bunu reddetmezse, gelin de beni bulunuz, hesabını da benden sorunuz!.. Elin zengin Avrupalıları bile mevcut 20-25 yıllık emeklilik süresini üç-beş yıl daha uzatmaya uğraşırken, bizimkiler Meclis'te hep birlikte anlaşıp, bir 'torba yasa' ile beş dakikada "iki yılda Milletvekili emekliliği" çıkartıyorlar!.. Oh oh ooohhhh, suyundan da koyun bari efendiler!..
Birçok hukukçumuz çıkıp, bu yasa sonrası çok itirazda bulundular, dediler ki; "Bu yeni yasa, Türkiye Cumhuriyeti 5434 Sayılı Emekli Sandığı Kanununa ve 5510 Sayılı Sosyal Sigortalar Kanununa aykırıdır, derhal uygulamadan kaldırınız!" dediler... Hiç birini dinlemediler ve halkımızın hiç birinin içine sinmediği halde uygulamaya aynen devam ediyorlar, bu kafayla kamuda tasarruf yapılması mümkün mü!?
Bizim ülkemizde en küçük bir 'Müdürlük' veya 'Başkanlık' ele geçiren kişiye hemen şoförüyle beraber özel araç, Özel Kalem Müdürü, Danışman ve hatta bazılarına 'Koruma' tahsis ediliyor!.. Biz çok mu zengin ülkeyiz, nedir bunca savurganlık, sonuçta devlete maddi olarak ne katkıları oluyor bu lüzumsuz personelin!? Hani halkımız da bu saltanat için boşuna; "Bir yere Baş ol da, istersen Soğan Başı ol!" diye boşuna dememişlerdir...
Sayın Saygı Öztürk'ün 19.07.2023 tarihi verilerine göre Türkiye'de 125 Bin, Fransa'da 65 Bin, İtalya'da 29 Bin ve Almanya'da 9 Bin tane 'Makam Aracı' bulunuyor... Bu rakamlar bile bizdeki devlet saltanatını göstermiyor mu? Bizim borcumuz paçamızdan akarken, Almanya'nın bütçesi her yıl fazla veriyor, adamlar o parayı harcayacak yerler bulamıyorlar, şu bizdeki makam aracı sayısına bakınız!? Bu halimizle kamuda nasıl tasarruf sağlayacağız!? Ayranımız yok içmeye, ithal araçlarla gideriz 'manda yoğurdu' yemeye!..
Neyse, bugün de yazımızı bizim deli Orhan Veli'nin 1945 tarihinde yazdığı 'Giderayak' şiiriyle bitirelim bari:
"Handan, hamamdan geçtik/ Gün ışığındaki hissemize razıydık/ Saadetinden geçtik/ Ümidine razıydık/ Hiçbirini bulamadık/ Kendimize hüzünler icat ettik/ Avunamadık!../ Yoksa biz/ Biz bu dünyadan değil miydik!?" Sakin KOŞAR...