"Sırtımdaki Hançer!?" Meselesi Orta Yerde Kaldı...

 

           "Sırtımdaki Hançer!?" Meselesi Orta Yerde Kaldı...

CHP'nin 38. Kurultayında, adaylardan mevcut Genel Başkan sayın Kemal Kılıçdaroğlu kürsüye çıkıp da; "...Ben Cumhurbaşkanlığı seçimlerine sırtımdaki hançerle girdim, o seçimleri de böyle kaybettim!.." demişti ya? Onu dinleyenlerden herkes gibi, bizleri de bir telaş almış-yürümüş, bu hançeri O'nun sırtına kimin saplamış olabileceği soruları gözlerimizin önünden film şeridi gibi akmaya başlamıştı!..

Bazılarının ilk aklına gelen isim; o meşhur 'Altılı Masadan' bir öfkeyle kalkıp gidip, Bay Kemal'in Cumhurbaşkanlığı adaylığına ilk karşı çıkan, saatler sonra tekrar geri dönen sayın Meral Akşener oldu... İkinci isim, kapı arkalarında sürekli adaylıkta ismi geçen sayın Ekrem İmamoğlu ve sonra da, Kurultay'da Bay Kemal'in karşısına 'Aday' olarak çıkan sayın Özgür Özel düşünülmeye başlandı!.. Ancak, bizzat Kemal Beyin ısrarı ile Divan Başkanlığı'na getirilen Ekrem İmamoğlu ismi listeden çıkarıldı, geriye Meral Akşener ve Özgür Özel kalmıştı... Özgür Özel de son adaylık konuşmasında çıkıp; "Ben bu hançer suçlamasını hiç üzerime alınmadım!.. 100 yıllık bu ulu çınar CHP'de ne birilerini hançerleyecek, ne de hançerlenecek birileri vardır!.. Birbirlerine kılıç hediye edenleri biliyoruz, bu işi kılıçla yapacak biri çıkarsa da, ben onun alnını karışlarım, alnını!.." diye restini çekince, bu işten Özgür Özel ismi de çıkarıldı... Geriye sadece Meral Akşener kalmıştı...

08 Kasım Çarşamba günkü haftalık parti grup toplantısında o da çıkıp; "Ben bugüne kadar çok suçlandım, ama Allah'ıma hamt olsun ki, bugüne kadar kimseyi arkadan hançerlemedim, herkesin yüzüne karşı tepkimi gösterdim, hak edeni de göğsünden ve tam kalbinden mertçe hançerledim!.. Sırtından hançerleyenleri arıyorlarsa, dün yanında olup da, bugün tam karşısında olanlara bir bakması yeterlidir!.." dedi, o da bu suçlamadan yırttı, kanlı hançer de orta yerde kalakaldı!..

Yok yookkk... Bunları yazıyorum diye öyle yüzüme manalı manalı bakmayın, yemin olsun bu işi ben yapmadım!.. Ben iki yıldır ne Ankara'ya gittim, bu sürede ne de Bay Kemal'i gördüm!.. Ben zati 'hançer-bıçak' denilen o sivri ve keskin aletten çocukluğumdan beri çok korkarım, soğan doğrarken bile elim-ayağım birbirine dolanır!.. Daha ilkokuldayken, bir arkadaşımızın babasını, köy düğününün birinde gece vakti boğazından hançerleyip öldürmüşler, üç çocuğunu öksüz bırakmışlardı, ben o günden beri kesici aletlerden hep uzak dururum!.. Yani, o hançerli hain ben de değilim arkadaşlar!..

Hani, son günlerde her şeyden huylanıp, o koltukta kalabilmek için kulağına söylenen her şeye inanan biri olup çıkıvermişti ya Bay Kemal, sonuçta da koltuğunu kaybetmişti ya!? Düşündüm de, bu suçlamasının aslında gerçek olmadığını, aşırı endişesinden ve 'yaşlılıktan dolayı' bazı halüsinasyonlar gördüğü kanaati oluştu bende? Olur mu, olur!.. Bu meseleyi ilk önce 1996'da sayın Tansu Çiller dile getirmiş, bir türlü de bu "Halüsinasyon" sözcüğünü denk getirip de bir çırpıda söyleyememiş, kekelemiş, basının diline düşmüştü, hatırladınız mı?

Ama, sayın Özgür Özel'in dile getirdiği ve Bay Kemal'in danışmanlarının kendisine hediye ettiği kılıçla, 'Partide Değişim' isteyenleri doğramasını kulağına fısıldamışlardı ya? Bence bu olay ciddiye alınmalı, bu işin peşi bırakılmamalıdır!.. Çünkü 'Kılıç' dediğin, öyle hançere filân da benzemez, çok daha keskin ve çok daha tehlikelidir, maazallah adamı ikiye ayırıverir!.. Bu konuda sayın Faik Öztrak ve sayın Oğuz Kaan Salıcı'ya gizli bir görev verilip, Genel Başkanlığı kaybeden sayın "Kılıçdaroğlu"nun evinden bu kılıç, ikna yoluyla veya gizlice alınıp, CHP'lilerin olduğu yerlerden derhal uzaklaştırılmalıdır!..

Görüyorsunuz işte, koskoca Kurultay bitti ama, böylesi "Çok Mühim (!)" konular hâlâ bitip de, koskoca parti Yerel Seçimlere bir türlü odaklanamadı!.. Sadece 4 ay kalan bu seçimler nasıl kazanılacak acaba, hiç bunu düşünen var mı, ha!?                    Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI