"TAKSİM TAKSİM OLALI, BÖYLE ZULÜM GÖRMEDİ !?"


Hani atalarımızın ünlü bir sözü vardır; daha % 10'u bile okuma-yazma bilmeyen Bayburt'a, aklı evvel yöneticilerimizden biri "Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrasını" getirtip, daha 'Klâsik Batı Müziğinin' adını bile duymamış halkımıza, saatlerce 'Beethoven, Çaykovski, Mozart eserlerini bunlara dinletmiş, konser sonrası da Nasrettin Hoca torunlarından olan o günkü atalarımız hiç düşünmeden o yöneticilere teşekkür edeceklerine; "Bayburt, Bayburt olalı böyle zulüm görmemişti!.." demişler, bu tepki sözü de bugünlere kadar kulaktan kulağa gelmişti, hatırladınız mı?

Nihayetinde bir işçi-emekçi bayramı olan '01 Mayıs'ı yıllar sonra İstanbul-Taksim Meydanı'nda kutlamak isteyen sendika ve emekçilere, 'Anayasa Mahkemesi'nin 12 Ekim 2022 tarihinde verdiği olumlu karara rağmen, başımızdaki iktidar yine müsaade etmedi!.. Sayın İçişleri Bakanı ve sayın Vali; "Oraya izin veremeyiz, bu yasalara aykırı" dediler!.. İyi de, bunun yasalara uygun veya aykırı olduğunu hangimiz Anayasa Mahkememizden daha iyi kim bilecekti ki!? Bu size hiç mantıklı geliyor mu!?

Peki, sonra neler oldu: Taksim Meydanı çevresi binlerce çelik gergilerle kapatıldı, tam 42 Bin Polis görevlendirildi, tam 29 Cadde ulaşıma kapatıldı, toplu taşıma araçları durdurulup, araç geçişleri yasaklandı!.. Bina ve saraç başlarına 'keskin nişancılar' yerleştirildi!.. Sabah saat 05.00 civarında depoları dolu Tomalar yolları kesti; ellerinde kalkanları, biber gazları, plastik mermili silahları, bol miktarda kelepçeleriyle, yürüyüşe geçecek 'Emekçiler' beklenmeye başlandı!..

Peki, bunca korudukları Taksim Meydanı Anıtı'nda ne vardı? Türkiye'nin modern çehresini yansıtan tarafta; kurtarıcımız ve kurucumuz Mustafa Kemal Atatürk heykeli, sağında İsmet İnönü heykeli, solunda Mareşal Fevzi Çakmak, arkasında ise Türk Milletinin milli mücadelesinde bize yardımcı olmuş Sovyetler Birliği'nin iki ünlü Generaline bir vefa göstermek üzere yer verilmiş heykelleri vardı... Bu anıt heykellerini ünlü heykeltıraş 'Pietro Kanonika, çevre düzeni de 'Giulio Mongeri' yaptı... 84 Ton ağırlığındaki taş ve bronz heykeller, 45 sandık içinde '08 Ağustos 1928' yılında yurda getirildi, buranın açılışını da, zamanın TBMM Başkanı Kâzım Özalp tarafından yapıldı... Anıtın Cumhuriyet'in çehresini yansıtan bölümünde ise, ellerinde Türk Bayrağı ve Sancak olan iki Mehmetçik vardır!..

Eee, 01 Mayıs 2024 günü ne oldu? Ülkemiz Türkiye Emekçilerinin sembolü haline gelen bu tarihi anıtın önünde bu işçilerimizin '01 Mayıs Emekçi Bayramı' kutlamalarına engel olundu!.. Sebep olarak da; "taa 1977 tarihinde, yine böyle bir bayram günü kargaşa çıktı, katliam oldu, marjinal guruplar yine olay çıkarabilir?" diye izin vermediler!.. Peki, 1977 sonrası, belli yılların yasakları sonucu, 2013 yılına kadar izin verildi, böyle nahoş bir olay yaşanmadı da, şimdi niye izin verilmiyordu!? Sebep "Gezi Direnişi" miydi acaba!? Sebep buysa eğer, bunca hazırlığa göre; koca devlet, üç-beş kıçı kırık marjinal gurubun hakkından gelemiyor mu!? Emekçilerin bayramını engelleyeceklerine, bunca hazırlıkla marjinal gurupları engellesenize!?

Sonuçta ne oldu? Bir bayramı daha kutlamaya çalışan Emekçilerimizin hakkından gelmeyi başardık; onları yine copladık, kalkanlarla ezdik, tekmeledik, biber gazı sıktık, plâstik mermiler attık, Tomalarla ısladık, ters kelepçelerle yüzlercesini yine gözaltına aldık!.. Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Oktay Saral çıkıp, bayramını kutlamaya çalışan işçilere; "Vandallar!.." diyerek, ağır bir suçlamada bulundu...   

Bu arada görevini yapmaya çalışan Gazetecileri de bir güzel benzettik, sık sık yollarını kesip kimlik sorduk, süpürdük; elin ülke emekçileri neşe içinde bayramlarını kutlarlarken, biz yine güzel ülkemizi dünyaya rezil etmeyi çok güzel başardık!.. Sağ olsun büyüklerimiz, bu kargaşa içinde de, sosyal medyadan Emekçilerimizin bayramını kutlamayı ihmal etmediler, evlerine ve iş yerlerine sağ-salim dönen emekçiler ve sendikacılar da, yarın bu büyüklerimize yüce minnet duygularını iletirler zaar !?                               Sakin KOŞAR...

YAZARIN DİĞER YAZILARI