FİLOZOF SOKRATES: HAYATI VE YAPTIKLARI ?

 

                FİLOZOF SOKRATES: HAYATI VE YAPTIKLARI ?

Dünyadaki 'Batı Felsefesi Kurucusu' olarak bilinen eski Yunan filozoflarından Sokrat, Milattan Önce (M.Ö.) 470 yılında Aloveke'de doğduğu biliniyor. Annesi Fenarete bir 'Ebe' ve babası Sophorniskos da bir 'Heykeltıraş' idi.

Kendisi ve yaptıkları arasında yazılı bir kaynak bırakmayan bu ünlü filozof, yetiştirdiği çok ünlü öğrencilerinden, başta 'Platon' olmak üzere, onların bıraktıkları yazılı metinlerden hayatını öğrenebiliyoruz. Orta yaşlardayken 'Ksanthippi' adlı güzel bir kadınla evlenip, üç çocuk sahibi olmuştu. Kimi kaynaklar güzel eşinin çok kavgacı ve adeta bir 'Cadı' olduğunu yazıp, bu ünlü Filozof Sokrat'ın da, eşinin bu huysuzluğu yüzünden sıkça evden uzakta olmayı tercih ettiği, daha çok okulu ve öğrencileri ile vakit geçirdiğini, iki defa evlendiğini yazıyorlar.

Fransızca bir sözcük olan Filozof demek; "Felsefe ile uğraşan, felsefenin gelişmesine katkıda bulunan kimse" demektir. Günümüzde bu işi yapmaya çalışan bizim arkadaşımız, gazetedeki köşe komşumuz sayın Ramiz Şencan gibi.

Filozof Sokrates için şu anısı anlatılır durur: Bir gün evinden yine erkenden çıkmak isterken, karısı önünü kesip, bugünü evde çocuklarla geçirmesini ister!.. Sokrat itiraz eder, okuluna gitmek isteyince, karısından binbir hakaret duyar, ama yine de gider. Bir türlü siniri geçmeyen karısı okula gelir, öğrencilerinin önünde Sokrat'a demediğini bırakmaz, ama Sokrat ona hiç cevap vermez. Daha da sinirlenen karısı, okul önünde atların su içtiği su dolu kovayı alıp, Sokrat'ın kafasından aşağı döker, söylenerek oradan uzaklaşır, Sokrat yine cevap vermez, sadece buna gülümser.  

Gözleri önünde geçen bu olaylara çok şaşıran öğrencileri hemen Sokrat'ın etrafını sarıp, neden eşine bir cevap vermediğini, bu şiddet içinde bu evliliğini nasıl sürdürebildiğini ve bazıları da bu koşullarda kendilerine evlilik üzerine ne gibi tavsiyelerde bulunmak istediğini Hocalarına sorarlar!? Sokrat şu ünlü sözünü söyler: "Bize bakıp da yılmak yok, tabii ki hepiniz evleneceksiniz!.. Ancak, karınız güzel ve size saygılı ise 'mutlu' olursunuz, ama benimki gibi 'Cadı' çıkarsa da tıpkı Sokrat Hocanız gibi ünlü bir' Filozof' olursunuz!.." der.

Milattan Önceki eski Yunan Tanrılarına halk ölümüne inanırken, uğurlarına kurbanlar adarken, Filozof Sokrat bunların hiç birine inanmazdı!.. Sokrat yaşamı boyunca Atina dışına da pek çıkmadı. Bir kere Tanrı Zeus Tapınağı'na gezmeye gitti, kapısındaki 'Kendini Bil!..' yazısını görüp, oradan geriye döndü.

Kayıtlara göre Filozof Sokrates; uzunca boylu, koca göbekli, patlak gözlü, basık burunlu, sakallı bir adamdı. Herkese sakin görünürdü ama, aklı hep karmakarışıktı!.. Yıkanmayı sevmez, olayları izah için hep şu üç metodu kullanırdı: 1-Soru, 2-İroni, 3-Maiotik metotlar. Sık sık öğrencilerine; "Ben de annem gibi Ebeyim!.. Her insanda doğuştan var olan bilgi, beceri ve yetenekleri ortaya çıkartıp, doğurtuyorum!" derdi. Yani, doğuştan gelen 'Maiotik' özelliklere çok önem verirdi.

Son yıllarında zamanın Tanrılarına inanmadığı için idamla yargılandığını biliyoruz!.. Dünyada düşünce suçundan ilk idama mahkûm olan kişi Sokrates'tir!.. M.Ö. 399'da Atina'da öldü, ama nasıl öldüğüne dair net bilgiler bulunmamaktadır.

Bugün de size Cahit Sıtkı Tarancı'nın 'Odamda Sükût' şiiriyle veda edeyim:

"Tavan bir anne gibi eğilmiş üzerime/ Duvarlar etrafımda kardeşlerim gibidir/Sır dolu gözlerini vermişler gözlerime!..// Söylemek istiyoruz, çıkmıyor ki sesimiz/ Benim mi, onların mı? Atan kimin kalbidir/ Birbirine karışıp gidiyor nefesimiz!.."           Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI