Her Yönüyle "Yunus Emre"yi Tanımak !?

 

         Her Yönüyle "Yunus Emre"yi Tanımak !?

Aziz Anadolu topraklarının yetiştirdiği en önemli insanlardan biri olan Koca Yunus Emre'yi ne kadar tanıyoruz? Hakkında neler biliyoruz? Bu önemli insanımız için hangi kalıcı bilgilere sahibiz: Nerede ve ne zaman doğdu? Nerede eğitim gördü? Nereleri gezdi, neler yaptı ve kaç yaşındayken, nerede öldü ve nereye gömüldü?

İnsanoğlu ne kadar eğitimli ve bilgili olursa olsun; herkes çok iyi bir şair, yazar, ressam, heykeltıraş, artist, yani 'Sanatçı' olamaz!.. Örneğin; birkaç üniversite bitirmiş biri, bugün bile şu sözcükleri art arda getirip de, bir 'Yunus Emre Şiiri' yazabilir mi? Meselâ şunları:

"Şol Cennetin ırmakları/ Akar Allah deyu deyu/ Çıkmış İslâm bülbülleri/ Öter Allah deyu deyu." Veya şunu; "Aşkın aldı benden beni/ Bana seni gerek, seni/ Ben yanarım dün-ü günü/ Bana seni gerek, seni!..// Sûfilere sohbet gerek/Ahîlere ahret gerek/ Mecnunlara Leylâ gerek/ Bana seni gerek, seni!.." Veya şunu; "Kuru iken yaş olduk/ Ayak iken baş olduk/ Kanatlandık kuş olduk/ Uçtuk elhamdülillah!..// Dört kişidir yoldaşım/ Vefakâr arkadaşım/ Üçüyle hoştur başım/ Birine küsüp geldim!.." Veyahut da şunu: "Canım kurban olsun senin yoluna/ Adı güzel, kendi güzel Muhammed/ Şefaat eyle bu kemter kuluna/ Adı güzel, kendi güzel Muhammed!.." Bu dizeleri her babayiğit bu şekilde dizebilir mi? Tam 8 asırdır dilden dile, nesilden nesle, aynı hayranlıkla bu harika dizeleri aktarılır durur mu? İşte unutulmaz halk ozanımız Yunus Emre farkı budur!..

Daha önceki bazı ünlü Türk büyüklerinin başına gelen, Yunus Emre'nin de başına gelmişti: Biz Türklerin arşiv tutma alışkanlığı olmadığı için, bu büyük ozanımızın da ne zaman, nerede doğduğu, nerede gömülü olduğu çok tartışılmıştı. Herkes O'nu sahiplenmiş, değişik yerlerde doğum ve ölüm yerleri vardır!.. Ancak, Prof. Dr. Adnan Erzi'nin 1950 yılında bulduğu ve yayımlanan resmî bir belgeden; Yunus Emre'nin Hicrî - 720, (Milâdî - 1320) yılında 82 yaşındayken öldüğü, köyünün de Sakarya Nehri kenarındaki Türkmenlerin yaşadığı 'Emre Köyü' olup, orada 1238 yılında doğduğu, mezarının da orada olduğu kesin olarak ispat edilmişti!.. Halbuki daha önce Prof. Fuat Köprülü'nün "İlk Mutasavvıflar" adlı eserinde Yunus Emre'nin gömülü olabileceği 5 yeri işaret etmişti.

Tabii, elimizde resmi arşiv belgeleri olmadığı için, yine rivayetlere göre Yunus Emre'nin 'Tapduk Emre'ye 40 yıl kadar müritlik ettiği, o zamanlar Anadolu'nun ilim merkezleri olan Konya, Kayseri, Sivas, Eskişehir'e sıkça gittiği, Hz. Mevlâna'nın meclislerine katıldığı söylenir. Her gittiği yerde sevgi ve saygıyla karşılanan bu halk ozanının, 1299 yılında kurulan "Osmanlı Devleti" kuruluşunda, ilk Padişahımız Osman Beye çok büyük destek verdiğini, 'Anadolu Birliğinin' oluşmasında ona en büyük yardımı yaptığı da bilinmektedir.

Yunus Emre, Arapça ve Farsça yanında, eski Rumca ve Grekçe (Yunanca) dillerini de çok iyi bilirdi. Kutsal dört kitabı Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an-ı Kerim'i de çok iyi hatmetmişti. Medrese ve dergâhlarda pişmiş, bu engin bilgilerini şiirleriyle anlatıp, halkımıza bırakıp gitmişti. O çok iyi biliyordu ki; insanoğlu doğuştan içinde iyilik ve kötülükle, kin ve nefretle birlikte doğar, kişi bu davranışlarını aldığı eğitime, gördüğü muameleye göre az veya çok şekilde çevresine gösterirdi. Onun için, eğitime ve ilime çok değer verirdi. İşte bir örnek:

"İlim, ilim bilmektir/ İlim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsin/ Ya nice okumaktır!?// Okumaktan murad ne/ Kişi Hakkı bilmektir/ Çün okudun bilmezsin/ Ha kuru bir ekmektir!..// 'Okudum, bildim' deme/ 'Çok tâat kıldım' deme/ Eğer Hak bilmez isen/ Abes yere yelmektir!.."

Din, Allah, Peygamberimiz, Ahiret, Cennet ve Cehennem üzerine de çok şiiri vardır, işte çok az bilinenlerden buna da bir örnek:

"Sırat kıldan incedir/ Kılıçtan keskincedir/ Varıp anın üstüne/ Evler yapasım gelir!..// Altında gayyâ vardır/ İçi nâr ile pürdür/ Varıp o gölgelikte/ Biraz yatasım gelir!.."

Yunus Emre gibiler anlatmakla bitmez de, bugünlük bu kadar bilgi ve örnek yeter, sağ olursak eğer, ileride bunlardan yine bahsedeceğiz inşallah!..                         Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI