İNSANLARIMIZ NEDEN AVRUPA'YA KAÇIYOR !?
--Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) verilerine göre; sadece -2021-Mart ayında 973 şirket, 42 kooperatif, 2027 adet gerçek ticari işletme kapısına kilit vurmuş, yani kapanmış!
--2.002 yılından bu yana, Ziraat Odalarına kayıtlı 700 Binin üzerinde çiftçi işini bırakmış, 3 Milyon hektarın üzerindeki araziler nadasa bırakılıp, işlenmez olmuş!..
--Son verilere göre tam 2 Milyon çiftçimiz borç batağında, 150 Milyar TL ödenmesi gereken vadesi gelmiş borçları var!..
--Mahalle ve Köy Muhtarları, yönetim bölgelerine yağmur gibi gelen 'İcra Dosyalarını' dağıtmaktan, aslî işlerini yürütemez hale gelmişler!.. Denizlili Mahalle Muhtarı Tülay Celte, her hafta en az 300 tane icra dosyasının kendi mahallesine geldiğini söylemiş!.. (Sözcü Gazt.-17 Nisan 2021-Başak Kaya haberi...)
--Birçok iktidar partili Belediyenin, bazı karşılıklar alarak, (adam başı 7 Bin Euro deniliyor), pasaportla yurt dışına insan kaçırdığı ortaya çıktı, soruşturmaları ve savunmaları devam ediyor!..
İyi ama, her gün TV'lere çıkan büyüklerimiz bize; "Avrupa bizi kıskanıyor!.. Bizdeki demokrasinin dünyada eşi benzeri yok!.. Hiç bir basın mensubu, bizdeki kadar özgür bir ülke bulamaz!.. Covid-19 mücadelesinde ve aşılamada, dünyada örnek gösterilen ülkelerden biriyiz!.. Biz en gelişmiş ülkelere bile maske gönderdik, bazılarına da aşı gönderiyoruz!.. Salgın döneminde işsizliği de azalttık elhamdülillah" diyorlar!.. E, buna rağmen, üstelik de iktidar partisine mensup Belediyeler, kendi partisi insanlarını ne diye yurt dışına iş için kaçırırlar ki!? Bu işte bir terslik, başka bir oyun yok mu sizce!?
Bu ülke insanları, o meşhur 1918-1922 yıllarındaki düşman işgalinde bile yurt dışına, komşu ülkelere, şu "5 Milyon Suriyeliler" gibi asla kaçmadılar, yabancı topraklara sığınmadılar!.. Bu ülkede kalıp, düşmanla ölümüne dövüşerek bu aziz vatanımızı kurtardılar!.. Şimdi bu Belediye pasaportuyla kaçanlara ne demeli!? Siz kendi parti büyüklerinize inanmıyor musunuz!? Onların her gün neler dediklerini duymuyor musunuz!? Ülkede her şey güllük-gülistanlık iken, ne halt etmeye elin gâvurlarına sığınıyorsunuz ki!?
Artık son yıllarda her ağzınız açıldığında 'Ötekiler' dediğiniz bizlerin gidecek yerimiz yok!.. Her şeye rağmen bu aziz Anadolu topraklarında kalarak, kendi yurtlarımızda yaşam mücadelesi vermeye devam edeceğiz!.. Bizler, 'elin ekmeğinin kanlı olduğunu' çok iyi biliriz, herhalde siz yeni yetmeler bunu dahi bilmiyorsunuz galiba!?
Soruşturmalar sonunda nasılsa gerçek ortaya çıkacak ama; bu pasaportla kaçanlar, sakın daha önce FETÖ'cü hainlerle iş tutup, mesele ortaya çıkmadan yurt dışına önceden tüyenler olmasınlar sakın!? İnşallah öyle değildir de, biz neler gördük bu tiplerden şimdiye kadar, şüphe etmeyelim de, ya ne halt edelim ki!? Velhasılı, bu iş biraz karışık yani...
Neyse... Bugün de size Orhan Veli ve İbrahim Ergin'in bazı dizeleriyle veda edelim:
"Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/ Nasırdan çektiği kadar/ Hatta çirkin yaratıldığından bile/ O kadar müteessir değildi/ Kundurası vurmadığı zamanlarda/ Anmazdı ama Allah'ın adını/ Günahkâr da sayılmazdı/ Yazık oldu Süleyman Efendi'ye!.."
-Madımak: "Ah Cahit Külebi ah!../ Sivas, senin bildiğin Sivas değil/ Şimdi Sivas yollarında geceleri/ Birtakım adamlar tutmuş yolları;/ Dişleri kirli, sarı/ İrin gibi suratları/ Bir oteli yakacaklar/ Ve içindeki aydınları!.."
Sahi, bu insanlarımız durduk yerde ne diye yurt dışına kaçıyorlar ki!? Sakin KOŞAR...