İNSANLARIN CAN GÜVENLİĞİNİ KİM SAĞLAR !?
Her medeni ülkede olduğu gibi, her ülkenin insanlarının can güvenliklerini öncelikle 'Devletler' sağlar!.. Arapça bir sözcük olan "Devlet" nedir; "Toprak bütünlüğüne bağlı olarak, siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel (yani hukuki) varlık" demektir...
Yıllarca başıbozuk halde yaşayan insan ve topluluklar, epeyce can kayıplarından sonra, nihayet 'Devlet' denilen bu tüzel varlığı oluşturarak, aileleriyle birlikte refah ve huzur içinde yaşamasını bilmişlerdir!..
Peki, bu devlet nasıl yaşar? Bu devlet, o ülke insanlarının yasalar çerçevesinde belirlenen vergilerle yaşar!.. Her insan, her yıl belli geliri karşılığında devletine vergilerini verir, karşılığında da sağlık ve güvenliğinin korunmasını ister!.. Her devlet, kendine özgü yasalarla yönetilir!.. Demokratik ülkelerle seçimle iş başına gelen siyasi partiler, belli bir süre bu devleti ve ülkeyi yönetirler, süreleri dolunca yeni bir seçime gidip, halkın isteği doğrultusunda yeni iktidarlar iş başına gelirler...
Demokratik olmayan (Kral, Kraliçe, Padişah, Han, İmparator) yönetimlerinde ise, yönetim belli ailelerin elindedir, yönetim babadan oğula veya kızına geçerek yönetilirler!.. Ancak, Osmanlıdan sonra bu konu bizim ülkeyi pek ilgilendirmediği için, bu konuda fazla bir şey yazmak istemiyorum... Çünkü bizler Yüce Atatürk sayesinde 29 Ekim 1923 yılında 'Türkiye Cumhuriyeti'ni kurmuş, laik ve bir hukuk devletiyiz artık!..
Şimdi ne diye böyle bir konuya girdim? Tabii ki durduk yerde girmedim!.. Son günlerde intiharlar ve kadın cinayetleri aldı başını gidiyor!.. Birkaç yılda öldürülen kadın sayımız binleri aştı, intihar eden insan sayılarımız "Günde Ortalama 9 Kişi" olmaya başladı!.. Bu bir felâket, bu bir ekonomik ve sosyal çığlık, bu bir S.O.S., bir patlama noktası göstergesi değil midir!?
Daha birkaç gün önce, Ankara'da 16 yıllık bir matematik öğretmeni olan "İnan Avşar (38)" sosyal medya hesabından "Bu Ülkede Adalet Yok, Çocukların Yüzlerine Bakamıyorum!" diye not düşerek intihar etti!.. Aynı gün Antalya-Manavgat'ta garsonluk yapan "Halit Yılmaz (48)" da, küçük bir kâğıda; "Bankalara olan '26.450 TL' borçlarımı ödeyemedim, kimseye kızgın değilim... Herkes hakkını helâl etsin" notunu bırakarak intihar etti, eşleri dul ve çocukları öksüz kaldılar!.. (Korkusuz Gazetesi-20 Şubat 2020...)
Böyle haberler her çıktığında millet de hep soruyor: "Bizim vergilerimizi verdiğimiz ve karşılığında güvenliğimizi sağlayacak olan Devlet nerede!?" diyorlar!.. Haksızlar mı yani!?
Geçmişte bu intihar vakalarını defalarca yazmıştım, biliyorsunuz!.. Hatta birinde, üniversitemizin birkaç yıl önce yaptığı bir araştırmada, ülkemizde nüfus oranına göre en fazla intihar vakasının görüldüğü kentin, bizim Muğla olduğunu açıklamışlardı, bunu da hatırladınız mı!? Halbuki ekonomik durum ve eğitimli insan yönünden en önde gelen İllerden biri olan Muğla İlimizin, böyle bir konuda birinci olması hepimizi şaşırtmıştı değil mi!? Ama matematiksel sonuç olan rakamlar da, biz insanlar gibi asla yalan söylemiyor, tıpkı bir ayna gibi, durum neyse karşımıza da hep o çıkıyor!..
Görüyorsunuz, her konuda olduğu gibi, birçok üniversitemiz de bütün bu olanlar karşısında yine suskunlar!.. Koca koca eğitimciler de, koca koca sosyolloji-psikoloji profesörleri de suskunlar!.. Niye bunları adam gibi araştırıp da, sonuçları bütün halkımıza adam gibi açıklamıyor, çarelerini yetkili mercilere iletmiyorsunuz ki!? Üzerinizdeki şu 'Ölü Toprağını' ne zaman açıp, gözlerinizdeki o Perdeleri ne zaman yırtıp atacaksınız sizler!? Bu halk sizi affetmeyecektir, hepinize yazıklar olsun, e mi!? Sakin KOŞAR...