KARADENİZLİDİR, NE YAPSA YERİDİR !?

 

                 KARADENİZLİDİR, NE YAPSA YERİDİR !?

Daha önce sizlere harika ve çok inatçı Karadeniz insanlarımızın bazı yaptıklarını yazmış, sizler de o anıları çok beğenmiştiniz…

Biri, yemeği biraz ısıtma kavgası yüzünden eşine kızmış, aynı evin içinde tam 26 senedir dargın şekilde yaşadıklarını yazmıştım… Aynı sofrada yiyorlar, aynı çaydanlıktan çay içiyorlar, aynı odada yatıyorlar, aynı tarlaya çalışmaya gidiyorlar, ama küslerdi, konuşmuyorlardı…

Trabzonlu bir amcamız, 1990 yılında “Dodge” marka yepyeni bir kamyonet almış, 6 ay sonra tarlaya gidecekleri sırada çalışmamış, kamyonetine küsmüş ve tam 29 yıldır damın içinden kamyoneti çıkarmamıştı!.. Rizeli bir teyzemiz de, topladığı çay yapraklarını evine götürürken ayağı kayıp da düşen eşeğine küsmüş, 4 yıldır zavallı eşeği komşuları bakıyormuş!..

Geçen günü de (11 Temmuz 2019 tarihli Posta Gazt.) yine Rize’den bir haber vardı, okuyunca donup kaldım: Rize’de babalarından kalma 150 metrekarelik evi bölüşemeyen iki kardeş mirasta anlaşamayınca, ahşap evi elektrikli testere ile tam ortasından ikiye bölerek mirası paylaşmışlar… Biri ahşap evi aynı muhafaza ederken, biri de yıkıp, bitişiğine üç katlı beton ev dikmiş, tam bir tezat görüntü ortaya çıkmış, iyi mi? Yani, inadın bu kadarına da pes!..

İlkokul Okuma Kitaplarındaki “İki Keçinin İnadı” hikâyesini hepiniz bilirsiniz… Birinin, diğerine saygısı olmayan iki keçinin, uzun süren inatları sonunda, ikisi de ırmağa düşüyorlardı ya? Arapça bir sözcük olan İnat; “Bir konuda sonuna kadar direnme, ayak direme” demektir… En çok bilinen inatlar; keçi inadı, eşek inadı, gâvur inadı, katır inadıdır.. Bir de İnayet vardır; “İhsan, lütuf, iyilik” demektir… Biz insanlar inat yerine, biraz da ‘inayet’ etsek nasıl olur acaba?

Geçenlerde Muğla yerel gazetelerinde yer alan ilginç bir haber vardı: “Muğla’da Ebabil Kuşu Bulundu!” diye… Kutsal kitabımız Kur’an-ı Kerim’de de bahsedilen, “Fil Sûresi” nde adı geçen Ebabil Kuşu, ilk defa basınımızda yer alıyordu… Yemen Valisi Ebrehe, 570 yılında Kâbe’yi yıkmak için ordusundaki fillerle saldırınca, sürüler halinde oraya akın eden bu Ebabil Kuşları da, gagalarında taşıdıkları küçük taşlarla Ebrehe ve ordusuna saldırırlar, bu direnç karşısında geri çekilmek zorunda kalırlar…

Ebabil Kuşları ilginç kuşlardır, mecbur kalmadıkça yere inmezler, harika kanat yapılarıyla sürekli en yükseklerde uçarlar, hatta uçarken uyurlar, yuvalarını da hiç kimsenin erişemeyeceği en yüksek yerlere yaparlar, sadece üreme zamanlarında yere konarlar… Onlar kimsenin düşmanı olmadıkları gibi, onların da pek düşmanları yoktur, zaten erişilmez yüksekliklerde yaşarlar…

Dikkat ettiniz mi bilmem, son günlerde yerel basında “Uyuşturucu Ot (Esrar)” haberleri sıkça yer almaya başladı… Ummadığımız köy ve mahallelerde “Hint Keneviri” yetiştirildiğini görür olduk!.. Yahu buraları köpeksiz köy mü? Bu konuda halkımız duyarlıdır, hemen emniyet güçlerine bilgi verirler, böyle insanları aralarında barındırmazlar!.. Artık aklınızı başınızı toplayınız, çocuklarımızı olmadık kötü alışkanlıklara alıştırmaya kalkışmayın!.. Görüyorsunuz ya, bu yapılanlar kimsenin yanına kâr kalmıyor, hepsi de birer birer yakalanıyorlar!.. Artık biz yerel basın da, bu yasal olmayan ve ayıplı haberleri yapıp durmayalım!.. Buraları başka yerlere benzemez baylar!..       Sakin KOŞAR…

YAZARIN DİĞER YAZILARI