OSMANLININ BAŞAĞRISI "YENİÇERİLER!?"

 

              OSMANLININ BAŞAĞRISI "YENİÇERİLER!?"

Bazı kaynaklara göre 1362'de Padişah Orhan Gazi, bazılarına göre de yine aynı tarihte Padişah I. Murat'ın kurduğu söylenen "Yeniçeri Ocağı" askerleri, aslında babası Orhan Gazi'nin ölümünden sonra tahta geçen Padişah I. Murat zamanında kurulmuştur...

Çünkü bu askeri birlik, Rumeli'de yeni ülkelerin I. Murat tarafından ele geçirilmesiyle doğan yeni asker ihtiyaçları sebebiyle düşünülmüştür!.. Malkara, Keşan, İpsala, Dedeağaç, Dimetoka, Sazlıdere, Edirne, Gümilcine ve Filibe, I. Murat zamanında ele geçirilmişti... Ordunun güçlenmesi, yeni Avrupa topraklarının korunması için, 10 ile 14 yaş arasındaki güçlü Hıristiyan oğlan çocuklarının toplanıp, onlara topluca sünnet ettirilerek, birer Müslüman gibi askeri birliklerde yetiştirilmesiyle oluşturulmuştu... Evlenmeleri yasak olan bu Yeniçeri Askerleri, ordunun yaya, yani "Piyade" birlikleriydi... Erlere 'Yeniçeri', başlarındaki komutanlara da 'Yeniçeri Ağası' denirdi...

Kuruluş yılı olan 1362'den, Padişah II. Mahmut'un 1826'da ortadan kaldırıp, yerlerine de "Nizam-ı Cedit, Seklan-ı Cedit"  yani "Yeni Nizam" askeri birliklerini kurmasına kadar, aradan tam 464 yıl geçti... Bu süre zarfında çok büyük zaferlere imza atmalarına karşın, devlet yönetiminin zayıfladığı zamanlarda çok sayıda isyan da çıkardılar, bazı çok ünlü Paşaların ve Padişahların bile boyunlarının vurulmasına sebep oldular!.. İlk isyanları, binlerce askerin yemeğinin pişirildiği kazanları devirmeleriyle başladı, bu isyanlara 'Kazan Kaldırma' denirdi... En son teknikle, Yeniçeriler arasından seçilen 'Eşkinci' askerler eğitim görürken, Yeniçeri Ocaklarının tamamen ortadan kaldırılacağını duyan Yeniçeriler bir isyan daha çıkardılar!.. Padişahın buyruğu ile askerler ve halk birlik olup, bu ocak çok kanlı şekilde ortadan kaldırıldı, kaçanlar da yakalanıp öldürüldü!.. Bu olaya da tarihte "Vaka-i Hayriye (Hayırlı Olay)" denir... Bunların yerine de "Asakir-i Mansure-i Muhammediye" adlı yeni bir ordu kuruldu...

Bu tarihten itibaren zaten bütün eski özelliklerini yitirip, önüne gelenin katıldığı bu Yeniçeri Ordusu geleneklerinden Hıristiyan çocukları da kurtuldular, askere sadece Osmanlı çocukları alınmaya başlandı... Fakat devlet yönetiminin üst yönetim kademelerinde çok sayıda "Dönme" görev yapıyordu... Kimisinin gerçek kimlikleri belli, çoğunun da geçmişi hiç bilinmiyordu!.. Bunlar arasında devlet için çok büyük hizmetler yapanlar yanında, en kritik dönemlerde devlete ihanet edenler de çoğunluktaydı!.. Yoksa, bu koskoca Osmanlı boşuna duraklayıp, gerileyip, sonunda çöküp de dağılmadı!.. En son Padişah Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra, eski devlet ciddiyeti ve sadakâti önce hafifledi, sonra zayıfladı ve en nihayetinde de son Padişah Vahidettin ile yok olup gitti!..

Ee, Osmanlıdan bunca söz etmişken, bu yazının sonuna, Kayıkçı Kul Mustafa'nın yazdığı bir "Genç Osman Destanı" iyi gider gari....

"İptida Bağdat'a sefer olan da/ Atladı hendeği, geçti Genç Osman/ Vuruldu Sancaktar, kaptı sancağı/ İletti bedene, dikti Genç Osman!..// 'Eğerleyin kır atımın ikisin/ Fethedeyim düşmanların hepisin'/ Sabah namazında Bağdat kapusun/ 'Allah Allah' diyüp, açtı Genç Osman!..// Sultan Murat; 'Eydür, gelsün göreyüm/ Nice kahramandır ben de bileyüm/ Vezirlük isterse üç tuğ vereyüm'/ Kılıcından al kan saçtı Genç Osman!..// Kul Mustafa karakolda gezerken/ Gülle-kurşun yağmur gibi yağarken/ Yıkılası Bağdat, seni döverken/ Şehitlere serdar oldu Genç Osman!.."

Bağdat, 17. Padişahımız olan IV. Murat zamanında, 1639 yılında yapılan çetin bir savaş sonucunda alındı!.. Büyükvezirliği 'Tabanı Yassı Mehmet Paşa'dan alıp, çok sevdiği 'Tayyar Mehmet Paşa'ya vermişti!.. Bu savaş sırasında alnından kurşunla vurulan Tayyar Mehmet Paşa için; "Ah Tayyar Paşam, sen Bağdat Kalesi gibi yüz kaleye bedeldin!" diye başında çok ağıtlar yakmıştı... Sahi, şimdilerde nerede o Bağdat!?                    Sakin KOŞAR...

 

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI