PROFESÖRLERİMİZİN BAZILARINA BİR HALLER OLDU !?

 

               PROFESÖRLERİMİZİN BAZILARINA BİR HALLER OLDU !?

Gün geçmiyor ki bir Profesör çıkıp da,  görüş ve düşünceleri yüzünden şiddetle eleştirilmesin!.. Aha biirrr:

---Prof. Dr. Yusuf Ulcay: "Fakirlik; haline şükredip, kimseyi de şikâyet etmeden, ihtiyaçlarını gizleyen kişidir!.." demiş. Hemen ilk eleştiri  komedyen Şahan Gökbakar'dan geldi ve dedi ki; "Bunu diyen Rektörmüş ha!? Yarıştığı adaya yenilip, seçilemediği halde tek kişi kararnamesi ile Rektör atanan bey amca, millet açlıktan geberirken sakın sesiniz çıkmasın, çaktırmadan ne yapıyorsanız yapın diyorsun yani" diyordu.

Aha ikiii:

---Prof. Dr. Mazhar Bağlı: "15 Temmuz gecesi bazı kahraman insanlarımız 11 katlı binaya çıkıp, alçaktan uçan FETÖCÜ savaş uçağına kafa atarak şehit oldular!.." demiş. Bir dönem AKP milletvekilliği de yapan Konya Karatay Üniversitesi Öğretim Üyesi Mazhar Bağlı, 'Habertürk Gündem' programında bunları söylemiş. Hemen sosyal medyadan uçak görüntüleri yayılmaya başladı; kiminin önü kafa atmaktan yamulmuş, kimi uçağı burnundan tutup yere indiren insan görüntüleriyle dalga geçilmeye başlandı.

Aha üüççç:

---Prof. Dr. Canan Karatay: "Covid-19 diye bir virüs yoktur, bunun aşısı da olmaz!.. Bu hastalık, grip hastalığının mutasyona halidir!.. Ben ne aşı oldum, ne de maske takıyorum!.." dedi Beyaz TV'deki programda.

İyi de Hocam, beslenme ve gıdalar üzerine herkes size güvenirken, bütün dünya Covid-19 virüsüyle uğraşırken, sizin bu sözleriniz neyin nesi!? Yani, dünyanın bütün sağlık uzmanları Aşı ve Covid ile boşuna mı abes yere yeliyorlar!? Ya bunca ölen insanlar, pisi pisine mi yok olup gittiler yani!? Dünyayı yöneten Amerika, Rus, Çin Başkanları da aşı olup, aylarca maske taktılar!.. Bunlar da abes yere yelip, aldatıldılar mı yani!?

Biliyorsunuz, 1990'lı yıllarda Başbakanlık yapan sayın Prof. Dr. Tansu Çiller de, yaptıkları ve söyledikleriyle basına epeyce malzeme olmuştu!.. Belediye Bandosu'na selâm verip; "Merhaba Asker!" demişti. Trabzon'a gidip; "Akdeniz'in incisi, benim çalışkan ve üretken insanlarım!" demişti. Selçuk Parsadan adlı dolandırıcıyı ünlü ve emekli General zannedip, bir seçim öncesinde (Örtülü Ödenekten) '5 Milyon TL' kaptırmış, o da paranın hayrını göremeden kısa sürede gidip kumarcılara yedirmişti, hatırladınız mı!?

Yani insan oturup biraz düşününce inanamıyor!.. Bunca yıl okuyup, eğitim görüp, 'Profesör' unvanına sahip olan birileri bunları yaparsa, ya 'yetersiz eğitimsizler' neler yapmazlar ki!? Bence bütün Profesörler toplanıp, isimlerini yaralayan bu işlerin neden ve niçin'lerini bir araştırsalar çok iyi olacak!.. Bir değil, iki değil, bunların gafları ve yanlış söylemleri çok dikkat çekiyor, olan da yetenekli ve iyi Profesörlere oluyor, namları kötüleniyor!.. Baksanıza, Kış ayları yaklaştıkça yeni salgın hastalıklar da başımıza belâ olmaya başladı, Sağlık Bakanlığı yeni virüsün yani "Eris Varyantının" ülkemize de giriş yaptığını açıkladı bile... Ya buna ne diyeceksiniz şimdi?

Neyse, bizden bugünlük bu kadar. Yazımızı Orhan Veli Kanık'ın "Kitabe-i Seng-i Mezar" adlı şiirinin ilk bölümüyle bitirelim bari:

"Hiçbir şeyden çekmedi dünyada/ Nasırdan çektiği kadar/ Hatta çirkin yaratıldığından bile/ O kadar müteessir değildi/ Kundurası vurmadığı zamanlarda/ Anmazdı ama Allah'ın adını/ Günahkâr da sayılmazdı/ Yazık oldu Süleyman Efendi'ye!.."                  Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI