RUS SALDIRISININ AMACI NEYDİ !?

Aslında bu yazıya "Savaşınız batsın!.. Kim savaşa sebep olduysa Allah'ından bulsun!.." gibi söylemlerle başlayacaktım ama, bugün iyi tarafımdan kalktığım için yazıma 'Bodoslama' girmek istemedim!.. Peki neden? E canım, dün gece iyi bir haber alıp, uykuya öyle yatmıştık ya? Karadeniz'de demirli olan 4 tane 'Ayçiçek Yağı' yüklü gemimize, sayın Cumhurbaşkanı'nın ricası üzerine Putin'den özel izin çıkmıştı ve bu gemiler iki gün sonra ülkemizde olacaklardı, kuyruklar bitecekti ya?.. Bir Allah'ın kulu da çıkıp; "Yahu biz bir tarım ülkesiyiz, ne diye ayçiçek yağını elin çiftçilerinden satın alıyoruz?" diye sormamıştı ya?

Sahi, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ne diye Ukrayna'ya saldırı emri vermişti? Ukraynalılar, tıpkı 1974 öncesinde Kıbrıs'ta olduğu gibi; Kıbrıs Rum Kesimi zorbalarının bizim Türk kardeşlerimize yaptığı kıyımları mı yapıyordu? Geceleri evleri basıp, çocuk-kadın-genç-ihtiyar demeden, onları banyo küvetlerinde hunharca katlediyor, evlerine ateşe mi veriyorlardı!? Genç kızlarını kaçırıp, yol kenarlarında sırayla kirlettikten-öldürdükten sonra, bacaklarından çıplak olarak ağaçlara mı asıyorlardı!? Ukraynalılar, Rus insanlarına ne yapmışlardı da, 165 Bin kişilik tam donanımlı orduyla saldırıya geçmişlerdi!?

Hayır, bunların hiçbiri olmadığı gibi, Ukraynalılar ile Rus halkı, sanki tek bir millet gibi birbirlerine gidip geliyor, alışveriş yapıyor, birbirlerine kız dahi alıp-veriyorlardı!.. Ortada tek bir sebep vardı; Batı'nın kışkırttığı eski şovmen Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenky'nin, illâ NATO üyesi olma hevesiydi!.. Rusya, burnunun dibinde bir NATO üyesi ülke istemiyor, bunun bir 'NATO Kuşatması' olduğunu her platformda söylüyordu!.. Peki, bir gün olsun Zelensky'i davet edip de, bu işten vazgeçmesini, kendisine saldırmayacağına dair bir devlet garantisi verip, iki devletin dost kalması yolunda bir çaba sarf etti mi? Biz hiç duymadık!..

Bu arada, 22 yıllık iktidarı sayesinde, özellikle 'Enerji' konusunda çok büyük gelire ulaştığını gören Rusya Lideri Putin, eski 'Çarlık Dönemi' hayalleri kurmaya başlamıştı!.. Çevresindeki yalaka gurubunun da gazına gelen Putin, NATO bahanesiyle topraklarını genişletmek, eski Çarlık Dönemi hayallerine kavuşmak için bu harekâtı başlattı, bu işin kısa özeti budur!.. Siz, görkemli Rus Başkanlık Sarayı salonlarında Putin'in o havalı yürüyüşlerini görmediniz mi? Tek başına ve adeta; 'küçük dağları ben yarattım' havasındaki yürüyüşleri neydi öyle!? Ondan daha büyük Devlet Başkanları var, örneğin Amerika ve Çin!.. Siz hiç onların Devlet Başkanlarını böyle hava atarken gördünüz mü? Gücünün farkında olan bu mevkideki insanlar, ne kadar mütevazı olurlarsa, tüm dünyadan da o derece fazla saygı ve sevgi görürler!.. Herkese tepeden bakarsan, bir gün gelir, haddini de bir güzel bildiriverirler!.. İşte şimdiki çaresiz Putin hayalperesti gibi!..

Bakınız, dün KİEV yakınlarında bir 'Doğum ve Çocuk Hastanesi'ni savaş uçaklarıyla defalarca bombalayan Ruslar, Ukraynalı ve dünya uluslarından, ömürlerinde hiç duymayacakları kadar beddualar aldılar!.. Görüntüler çok korkunçtu!.. Bombalama sonunda sağ kalan, yaralanan bütün kadın ve çocuklar çaresizlik içinde hastane bahçesinde kan-revan içinde ağlıyor, inliyor, bir yardım bekliyorlardı!.. Kimi hamile kadınların doğum sancıları tutmuş, doğum yaptıracak hemşire, doktor arıyorlardı!.. Kimisi ameliyatla doğum yapacak, kimisi de sezaryenle!.. Ama ortada doğum yapacak ne hastane, ne doğum odası, ne ilâçlar, ne doktor, ne de hemşire kalmıştı, şiş karınlarını tutarak sadece acıyla ağlıyorlardı!..

Her zaman derim; işgal amacıyla saldırı yaparak savaşa sebep olanlar, bu dünyanın en cani yaratıklarıdır!.. Bu tür savaşa sebep olanların iki dünyada da yatacak yerleri yoktur!.. Vatan savunması olmayan her savaş bir yıkım, bir soykırım, adice işlenmiş cinayetlerdir!.. Yukarıda anlattığım hastane olayı, bu yıkımın sadece bir tanesidir!.. Buna sebep olan Putin, 21. Yüzyılın en eli kanlı katili olarak tarihe geçecektir!.. Hiçbir sebep onu haklı çıkarmayacak, sadece çocuk ağlamaları ve gözyaşları onu Cehennemlik etmeye yetecektir!..       Sakin KOŞAR.

YAZARIN DİĞER YAZILARI