Litvanya'daki son NATO Zirvesi'nde alınan bazı kararlar, Rusya'yı ziyadesiyle rahatsız etmiş görünüyor ve peş peşe gelen üst düzey tehditkâr açıklamalarından, bu son toplantıdan epeyce kuşkuya düştükleri gözleniyor!.. İlk çıkış "Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı" ve de Başkan Viladimir Putin'in yıllardır sırdaşı ve karakutusu olan "Dmitriy Medvedev"den geldi!..
Ukrayna'ya yeni silah yardımlarının arttırılması kararı sonrası Medvedev dedi ki; "Bu bir çıkmaz sokak!.. Üçüncü Dünya Savaşı yaklaşıyor!.. Ukrayna'nın hızlı NATO üyeliği ve oraya yeni füzeler, misket bombaları ve uçaklar vermek çılgınlıktır!.. Batı artık, adeta 'aptallık' noktasında işler yapıyor!.. Öyleyse, bizim de 'insani olmayan' silahları ortaya çıkarmamızın zamanı geliyor" dedi.
Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zaharov da; "Elbette NATO, Rusya ile çatışma peşinde değil, ama şimdilerde tam da bu işin içinde!.." diyerek, yeni gelişmelerden tamamen Batı'yı ve NATO'yu suçladı. Onlara göre İsveç'in NATO üyeliği o kadar önemli değil ama; Finlandiya'nın Rusya ile tam 1.300 Km uzunluğunda bir sınırı var, bir o kadar da Ukrayna ile ortak sınırı bulunuyor!.. Rusya şimdilerde, NATO tarafından kendi sınırlarının Kuzeyden ve Batı'dan tam olarak kuşatılmış olarak görüyor ve pek haksız da sayılmaz, bu yeni katılımlar ve yeni alınabilecek kararlar hakkında bunun için çok sert konuşuyor!.. Çünkü yakında bu sınırlar, Amerikan Silah Şirketlerinin sattıkları son model ağır silahlarla doldurulacak, bunu bilmek için kâhin olmaya gerek yok ki!?
Bu açıklamalardan en tehlikeli olanı bence, Medvedev'in söylediği; ".Öyleyse, bizim de 'insani olmayan' silahlarımızı ortaya çıkarmamızın zamanı geldi" sözüdür!.. Bu sözüyle, şu anda kimsenin bilmediği yeni 'nükleer silahlar' tehlikesinden mi bahsediyordu acaba? İnsanın aklına da bundan başka bir şey de gelmiyor ki!? Haa, belki bu bir 'blöf' de olabilir, ama bunlar ortaya çıkmadan da kim işin doğrusunu bilebilir ki?
Peki, bütün bunlar olurken, son yıllarda ABD ile bazı problemler yaşayınca, Rusya ile dostluğu ilerleten Türkiye ne yapacak!? Karadeniz'deki o çok güvendikleri "Tahıl Koridoru" ne olacak? Epeyce artan doğalgaz borçlarımız ne olacak? Rusya ile ortam yaptığımız söylenen 'Mersin Nükleer Elektrik Santralı' ne olacak? Ya bizim 'Karadeniz ile Kuzey ve Kuzeydoğu Sınırı' güvenliğimiz ne olacak? Dış politikada bir adım atarken biz bunları bin defa düşündük mü acaba? Yoksa, son NATO Zirvesi'nde (Veya Zırvasında) ABD ve Avrupalılar biraz güler yüz gösterdiler diye, bütün bunları unutup da keskin bir "U Dönüşü" daha mı yapıverdik, ne !?
Bazıları diyor ki; "Yahu Rusya'yı gözümüzde çok büyütmüşüz, şu Ukrayna'nın hakkından bile yıllardır gelemediler, bu kadar telaşa gerek yok, biz ABD-Avrupa dostluğuna iyi sahip çıkalım, ülkenin güvenliği bu dostluğa bağlıdır!" diyorlar. İlk bakışta öyle görünse de, kazın ayağı hiç de öyle değil!.. Bunu söyleyenler, Uzakdoğu'daki 'Çin Tehlikesini' hiç düşünmüyorlar!.. Artık Çin'in her şeye müdahalesi, anında dünya dengelerini değiştiriverir!.. Çünkü Çin, artık dünyanın en gelişmiş, en güçlü ve en zengin ülkesi oldu!.. Onun da böyle zamanlarda hemen Rusya'nın yanında yer alacağını bilmeyen mi var!? Zaten Medvedev'in çıkıp da, "Üçüncü Dünya Savaşı" tehdidi savurması, onların Çin'e olan güvenlerinden kaynaklanıyor!.. Bunu artık herkesin de düşünmesinde yarar görenlerdeniz.
Dün çok ilginç bir doğa olayı yaşandı: Artvin dağlarına 11 Temmuz günü, Yaz Mevsiminin en sıcak günlerinde oldukça fazla 'Kar Yağdı' millet orada kartopu oynadılar, kayak yaptılar, duydunuz mu? Yani, dünya devletlerinden ve dünya liderlerinden sonra, dünya hava koşulları da mı 'huy ve davranış' değiştirmeye mi başladı!? Tamam, Yaz Mevsiminde bu oluyor da, yarın Kara Kış geldiğinde, örneğin Şubat Ayında 10 gün boyunca sıcaklıklar 30-40 derece olup da, millet bikini ve mayolarını alıp denize-havuza koşacak mı!? Görüyor musunuz şu yaşadıklarımızı, ne günlere kaldık Ulu Tanrım !? Sakin KOŞAR.