ŞU 'DÖRT AYAKLILARA' BİR HALLER OLMAYA BAŞLADI !?

Son bir hafta içinde bize ulaşan şu haberlere bakar mısınız?

Vaka 1.---Gümüşhane İli, Kelkit İlçesi-Dayısı Köyü ormanına resmi izin alarak 'Domuz Avı' için giden avcı Ali Demirsoy (44), heyecanla domuzların peşinden giderken, arkasından sessizce yaklaşan bir Boz Ayı'nın saldırısına uğradı!.. Genellikle boyun ve yüz kısmından ağır yaralanan avcı, helikopter ile hastaneye yetiştirildi, yoğun bakımda tedavisi süren avcının hayati tehlikesi devam ediyor...

Vaka 2.---Bolu İlinin Mamatlar Köyünde dikenli tellere dolanan bir Boz Ayı, kendisini bu tellerden kurtaran 'Bolu Doğa Koruma ve Milli Parklar Ekibi' ne saldırdı... Yaralarını pansuman etmek için geride kalan bir kişi, son anda aracın içine kendini atıp, ani olarak camı kapatmasıyla saldırıdan kurtulmuş!..

Vaka 3.---İtalya'nın Başkenti Roma yakınlarındaki bir sirkten kaçan erkek Aslan, şehir sokaklarında saatlerce dolaştıktan sonra, polis ekiplerinin uyuşturucu iğneleriyle yakalanıp, sirke geri götürülmüş... Belediyenin yerinde anonsları ile sokaktan kaçan insanlardan hiç biri saldırıya uğramadan tehlikeyi atlatmışlar!..

Vaka 4.---Mersin İlimizde 5 katlı apartmanın 3. katında 'Adaklık Keçi' besleyen bir aile, Keçinin ipinin yıprandığını fark etmeyince, ipi kıran Keçi, 3. kattan yola atlayınca lüks bir otomobilin üzerine düşüp, arka camı kırmış, bagaj tarafını çökertmiş, sonra da hiçbir şey olmamış gibi ortalıktan toz olmuş!.. Dikkatsiz aile, Keçiyi görenlerin 'insanlık namına' haber verilmesini istiyorlar, araç sigortası da ailenin ödeyemeyeceği paralar istiyormuş, iyi mi!? Bir çürük 'İpin' sebep olduğu zararları gördünüz mü!?

Geçtiğimiz Mayıs ve Temmuz aylarında peş peşe 'Ayılarla'  ilgili yazılar yazmış, yetkililerden bunların dağdan inmelerini önleyecek tedbirleri almalarını istirham etmiştim, hatırladınız mı? Hani, peş peşe gelen bu kaçışlar ve 'Ayı Saldırıları' herkes gibi bizi de epeyce düşündürüyor? Onları aç mı bıraktık, çok mu insancıl davrandık, düzdeki bizim özgür yaşantılarımıza (!) mı özendirdik, yoksa bu dört ayaklı keratalara 'cesur olmaları' yolunda telkin eden birileri mi var, vallahi anlayamadık!? Bu kaçıncı vukuatları kardeşim, yeter ama yahu!..

Tamam, 'dört ayaklılar' böyle de, ya şu habere ne diyelim: "İstanbul-Beyoğlu İlçesinde epeydir işsiz olan bir baba 'Özgür Nayman (36)', eşiyle yaptığı son kavga sonrasında ruhsatsız tabancasını çekip; önce eşini, sonra üç çocuğunu başından vurarak öldürdü, kendisi de intihara kalkıştı ve ağır yaralı olarak tedavi altına alındı!.." Bu kaçıncı ölümlü haber böyle!? İşsizseniz ve eşinizle geçinemiyorsanız, medeni insanlar gibi ayrılır, o evden cehennem olup gidersiniz!.. Üç tane minicik yavrularınızı öldürmek niye!? Onarın ne suçu-günahı vardı!? Bu toplumun anne-babaları ne hallere geldiler böyle, o masum yavruları bir gün öldürmek için mi dünyaya getirmiştiniz!? Yazıklar olsun sizin insanlığınıza da, ebeveynliğinize de !..

İşin bir başka boyutu da şu: Son yıllarda bu tür olaylar çok fazla arttı!.. İşsizlik, ekonomik zorluklar, geçim derdi, her ay katmerlenerek artan masraflar, insanları çok zora soktu!.. 20 milyonu aşan İcra Dosyaları, katlanan kredi kartı borçları, güdük kalan gelirler, insanları çileden çıkartıyor, psikolojilerini bozuyor; en olmadık konularda 'boşanma-kavga-dövüş-yaralama-öldürme' vakaları kat kat arttı!.. Dolandırıcılık, gasp, hırsızlık, çete, mafya, uyuşturucu satışı ve kullanımı zirveye çıktı!.. Başımızda 'başarısız bir iktidar' varsa eğer, kesinlikle 'Yetersiz ve Yeteneksiz' de bir Muhalefet vardır!.. Bu işin 'Aması, Fakatı' asla olmaz, olamaz da!.. Tam burada şunu da sormamız gerekiyor: Böyle bir ortamda, herkesin önceliği bizim kendi çocuk ve kadınlarımız mı olmalı, yoksa 'Gazzeli' çocuk ve kadınlar mı olmalıdır!? Kendi insanlarımız bu haldeyken, uğruna mitingler düzenlenen başka insanlar mı hep öne çıkarılmalıydı!?

Yazımızı Orhan Veli'nin "İçinde" şiiriyle bitirelim bari, bu yazıya iyi gider:

"Denizlerimiz var güneş içinde/ Ağaçlarımız var yaprak içinde/ Sabah akşam gider gider geliriz/ Denizlerimizle ağaçlarımız arasında/ Yokluk içinde!.."                Sakin KOŞAR...

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI