MUSTAFA KEMAL

TURGAY  MUTLU                                                                                     MUTLU   KÖŞE

                                         MUSTAFA  KEMAL

                     Kırmızı Kedi Yayınevi tarafından yayınlanan Yılmaz Özdil’in ‘’ Mustafa Kemal’’ adlı kitabını merakla okudum. Bazen keyif aldım, bazen hüzünlendim, bazen de sinir oldum. Aslında bu kitabın adı, ‘’ Gazi Mustafa Kemal Atatürk’’ olmalıydı. Çünkü: Ailesi tarafından ‘’Mustafa’’, okulda Mustafa adlı öğretmeni tarafından adın benden farklı olsun diyerek ve Namık Kemal’e hayranlığında dolayı ‘’Kemal’’, Trablusgarp’ta İtalyanlara karşı savaşta yaralandığı ve Çanakkale ve Sakarya’daki savaşta gösterdiği kahramanlıklardan dolayı ‘’Gazi’’, 1934 tarihinde ise son olarak Türk Milleti Atasına ‘’ATATÜRK’’ adını verdi. Değerli Gazeteci Sayın Yılmaz Özdil’in yazılarını her daim Sözcü Gazetesinden severek okurum, beğenirim. Kıvrak, akıcı ve vurucu yazı dilini iyi kullanır. Bu kitapta da öyle kulanmış ama nedense biraz magazine kaçmış. Can Dündar’ın 232 sayfalık Mustafa’sı ve Sarı Zeybek’ini andıran yönleri de var. Elinde sopasıyla bakla tarlalarında karga kovalayan Mustafa, bu kitapta Zsa Zsa Gabor ve uşağı Cemal Granda’nın tanıtımlarında dansözlerle ve kadınlarla anlatılıyor. Çok üzüldüm. Tarihi yalanları ortaya çıkaracağım diye keşke bu kadar kendini yormasa ve bu konuları yazmasaydı. Onun yerine Laiklik ve Devrim konusundaki çabalarını biraz daha fazla değinseydi? Atatürkçülük anlatılırken ilkeler ve aydınlanma devrimleri fazlada vurgulanmamış. Amasya Genelgesi, Sivas ve Erzurum Kongresi, İnönü ve Sakarya savaşları, Dumlupınar, Büyük Taarruz, Büyük Millet Meclisi’nin açılması ve harf devrimi çok önemlidir. Dil Bayramı genişçe yazılmalıydı. Bunları pek göremedim. Çanakkale şöyle bir değinilmiş. Atatürk, emperyalizm ile mücadele eden büyük bir liderdir. Kemalizm (Tam Bağımsızlıktır) yok. Şimdi bazılarınız bu eleştirimi, zaten okul kitaplarında bunları okuduk, biliyoruz ne gerek var diye de düşünebilirsiniz ama Ulusalcılık ilkesine ve Devrimlerine  daha fazla yer verilmesi gerekirdi.  Atamızın köpekleri (Köpeği Foks), hayvanları çok sevdiğini ve günde 30 fincan sade kahve içtiğini de bilelim, okuyalım ama bir yerde de ‘’Ne Mutlu Türk’üm Diyene’’ deyişiyle ulusal kimliğimizi de bilelim. Bunu bu kitapta da görmek isterdim. Yılmaz Özdil, Mustafa Kemal’e Türk ulusunun verdiği ‘’ ATATÜRK’’ adını öne çıkaracağı yerde, ‘’ M. Kemal’’ demekle yetiniyor ve hata ediyor. Özellikle bu iktidarın, bu dönemde ders kitaplarında Atatürk ilkelerini kaldırarak yeni bir tarih anlayışı yaratmak istediğini görüyoruz, biliyoruz. Atatürk, laiklik ve kadın ders kitaplarından siliniyor. Bunu lütfen görelim. Bu 500 sayfalık kitabı alıp okuyunuz. Yine de yararlı bir çalışma yapmış. Emeğine ve kalemine sağlık diyelim.  İki günde okuyup bitirdim. Yılmaz Özdil ile yazın Bodrum- Yakaköy Dibekli Han’da, yazar abim Hamdi Topçuoğlu’nun düzenlediği ‘’Günbatımı’’ söyleşisi konuğu aktör İzzet Günay’ın etkinliği sonrası ayaküstü sohbet etme fırsatı buldum. Kendimi tanıttım ve çıkaracağı bu kitabı için okuru bol olsun temennisinde bulundum. Hatıra fotoğrafı çekildik.

Kitapta en çok 282. Sayfadaki ‘’Nutuk’’ bölümü ilgimi çekti. Atamızın, siyasi vasiyetnamesi olan ‘’Gençliğe Hitabe’’ alıntı yapılarak yazılmış. Hoşuma gitti. Atatürk, 1927 tarihinde Nutuk’u yazdı. Kurtuluş Savaşı’nın başından beri Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş belgesini bizzat kaleme aldı. Tamamlanması üç ay sürdü. Nutuk’un hem yazarı hem hatibiydi. TBMM kürsüsünden okudu. Hem Milli Mücadele’yi resmi olarak kayda geçirmek hem de halka hesap vermek duygusuyla yazmıştı.

1O Kasım Atatürk’ü anma haftasına girdiğimiz bu günlerde Atamızı, saygı ve özlemle anıyoruz. Her daim yüreğimizdedir. Işıklarda uyusun. O bizim ATATÜRKÜMÜZDÜR…

YAZARIN DİĞER YAZILARI