MENTEŞE BELEDİYESİ VE DEVRİM GAZETESİ

MENTEŞE BELEDİYESİ VE DEVRİM GAZETESİ

1979 yılından beri çocuklarımın daha iyi eğitim almaları için gelip yerleştiğim İzmir'de yaşıyorum. Bu süreçte çok sevdiğim Muğla'mı her fırsatta ziyaret ettim. Çocuklarım da hep bizimle birlikte geldiler. Eşim de öğretmen olduğu için zaman zaman onlar küçükken Muğla'da babaannelerine belirli sürelerde bırakma zorunlukları oldu. O arada ablam da onlara hep sahip çıktı ve evine aldı. O yüzden rahmetli olan halalarını da çok severlerdi.

Son yıllarda ilerleyen yaşla birlikte ister istemez hareket yeteneğimiz de kısıtlandı ve bir nedene dayalı olarak daha az gelir olduk. Son iki yılda ise Corona engeli çıktı karşımıza ve bir de baktık ki aradan altı yıl geçmiş. Bu yıl kesinlikle Muğla'na gitmelisin Turgut, derken bir de baktım ki Muğla Ticaret ve Sanayi odası bir çalıştay için beni konuşmacı olarak davet ediyor. Daveti severek kabul ettim. Bizi ağırlayacaklardı da. Aile evimiz 1995'ten beri kapalıydı. Sık sık gelemememizin temelinde bu neden de vardı doğal olarak.

Kızım üç gün için bizimle gelmeyi ve bizi arabasıyla getirmeyi severek kabul etti. Çünkü o da özlemişti zaman zaman çocukluğunu geçtiği Muğla'sını.

 "UNESCO Dünya Mirası Temelinde Muğla Kültürel, Doğal Varlıklarının Farkındalık ve Kapasite Oluşturma" adlı eğitim Programı kapsamındaki Konuşmam; 4 Ekim'de Karabağlar'da Süpüroğlu kahvesindeydi.

Duyuru daha çok çalıştaya katılan görevlilere yapılmıştı ama sağdan-soldan az çok yapılan ek duyurular dostlara ve bazı hemşerilerimize de ulaşmıştı ve umduğumun üzerinde bir ilgi ile karşılaşmak beni mutlu etti. Ayrıca programa eklenen kitap imzasında da önemli sayıda okurumun ortaya çıkması ayrı bir sevinç kaynağı oldu benim için.

Görevin ertesi günü olan 5 Ekim'i akraba dost ziyaretlerine ayırmıştım bu arada Muğla'ya gelişlerimin birinde Merkez Menteşe Belediye Başkanımız Bahattin Gümüş'ü ziyaret etmeyi de öteden beri planlıyordum. İşte bu bir fırsattı. Hele Muğla'mızın temizlik ve düzenine bayılmıştık. Anadolu'yu yıllarca dolaşmış biri olarak kentlerimizin durumunu biliyordum. Muğla ortalama standardın üstüne çıkmayı çok iyi başarmıştı.

Bu arada şu anımı da belirtmeden geçemeyeceğim: Babam İl Özel İdare'de memurdu. Yıl 1948, dokuz yaşındaydım. Birgün bana "Turgut, bugün Reisicumhur İsmet Paşa Halkevinin balkonundan halka seslenecekmiş, gelmek ister misin?" diye sormuştu. Severek kabul ettim. Elimden tuttu birlikte söz edilen yere gittik. Ortam oldukça kalabalıktı. Paşa, neler söyledi? Nelere işaret etti hem çocuk yaşımla kavrayamamış hem de unutmuş olabilirim ama o ilk seslenişini unutmam tüm o toplantıya katılan Muğlalılar gibi olası değil. İlk sesleniş Tümcesi şuydu:

"Damlarının kiremitlerine kadar temiz Muğlalılar." Muğlalılar bu seslenişi hiç unutmadılar. Bu geleneklerini sürdürmeyi başardılar.

Merkez Menteşe'de Parkların refüjlerin çimlendirilip çiçeklendirilmesi gerçekten dikkat çekiciydi. Muğla halkının öteden beri herkesin kapısının önünü süpürmesiyle şekillenen temizlik tutkusu yönetimin disiplin ve becerisiyle bütünleşmişti.  Ağaçlandırmaya ve yeşile verilen önem dikkat çekiciydi. Bu görünüm başkanı görme ve onunla tanışmamı artık adeta zorunlu kılmıştı.

Düşüncemi Değerli dost MUSANDER Başkanı Sayın Sabahattin Özbek'e açtım:

"Hocam ben o randevuyu size ayarlarım hatta ben de gelirim." deyince sorun kalmamıştı.

Öğleye yakın randevu saatinde birlikte Sayın Başkanımızın odasındaydık. Beklediğimin çok üstünde bir saygı ve ilgiyle karşıladı. Yanıma piyasada kalmayan "Bizim Yaşadığımız Muğla" kitabımdan çocuklarım ve torunlarım için ayırdıklarımdan birini de armağan etmek için almıştım. Basın Bürosu fotoğrafçısını çağırarak makamında ortak fotoğraflar çektirmesi, ince düşünce ve nezaketinin kanıtıydı.

Sadettin Bey'in de söze katılmasıyla eski Muğla anılarını da kapsayan hoş bir sohbet geçti aramızda ve izin isteyerek ayrıldık. Sözü gene sadettin Dost'a bırakayım:

"Hocam, gelmişken Devrim Gazetesi'ne uğrayalım deyince, rotamızı gazeteye çevirdik, gazetenin sahibi Mahir Bey bizi güler yüzle karşıladı.

Doyumsuz bir sohbetin ardından müsaade isteyip gazeteden ayrıldık.

Bir başka sözlü tarih söyleşisinde görüşmek dileğiyle.

                TURGUT DERELİ

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI