Bu yazımda az bilinen bir Osmanlı Kürt aydınından söz edeceğim. Yazar, Şair, Mutasavvuf Ahmedi Hani'yi (1651-1707) tanıtmaya çalışacağım. Kürtçe de okunuşu Ehmedi Xani aslen Hakkâri Hani köyünden gelip Ağrı Doğubayazıt'a yerleşen Kürt bir ailenin oğlu olarak dünyaya gelir. Medrese tahsili yapar Doğubayazıt, Van, Ahlat, Cizre, yurt dışında Bağdat, Şam Halep Medreselerine ziyarette bulunur, görevler alır.
Daha sonra Doğubayazit'de kendi Medresesini kurar, eğitim dili Kürtçedir. Ama kendisi Arapça, Farsça, Kürtçe ve Osmanlı Türkçesine hakimdir. Orta Doğuda daha önce etkili olmuş Aristoteles, Farabi gibi büyüklerin fikirlerini benimser. Kürt tarihinde eski Yunan düşüncesini ve Farabi'yi tanıyan tek kişi odur.
Kendisi Kürt edebiyatında çıkmış en büyük şairdir. Kürtçe olarak Mem ü Zin'i mesnevi tarzında şiir olarak yeniden yazar. Mem ü Zin birbirine kavuşamamış bir aşk hikayesidir. Halk arasında bilinmektedir. 1450-1451 yıllarında Şırnak ilçesi Cizre'de Botan Beyinin dillere destan güzel kız kardeşi Zİn ile Mem arasında geçer. Birbirini ilahi bir aşkla seven sevgililer birbirine kavuşamadan ölürler. Bugün Cizre'de onlar adına yapılmış bulunan türbeleri ziyaret yeridir.
Ahmedi Hani bu aşk hikayesini şiir tarzında tasavvuf öğelerini de katarak edebiyata kazandırır. Kürt Edebiyatının ve Ahmedi Hani'inin en önemli eseridir. Onun başka eserleri de bulunmaktadır. Mem ü Zin 20 civarında yabancı dile çevrilmiştir. Türkçeye de çevrilmiştir.
Ahmedi Hani Ağrı iline bağlı Doğubayazıt ilçesinde ölmüş ve Türbesi İshak Paşa Sarayı yakınlarındadır. Doğubeyazıt Osmanlı ve İran arasında bir sınır yerleşimi olup tarihi Urartulara kadar uzanan tarihi ve ticaretin de geliştiği bir ilçedir.
Yazıma internetten Süleymaniye'de Ahmedi Hani büstü ile Doğubayazıt'ta Türbesi eklenmiştir.