MİZAH VE HİCİV USTASI NASRETTİN HOCA (1208-1284)

 

Nasrettin Hoca 1208 tarihinde Eskişehir Sivrihisar Hortu köyünde doğduğu kabul edilmektedir. Nadrettin Hoca'nın hayatı konusunda net bilgiler bulunmamakta olanlar da çelişkili bilgilerdir. Nasrettin Hoca Akşehir'de yaşamış ve orada 1284 yılında hayatını kaybetmiştir. Türbesi Akşehir'dedir.

Türk ve Konya tarihinde kahramanlar, yazarlar mutasavvuflar vardır ama tek HİCİVCİ olan Güldüren güldürürken düşündüren başka kimse yoktur. Bu konuda internetten alınan özellikleri şöyledir.

Çok yönlü bir mizah içeren Nasreddin Hoca fıkralarının genel nitelikleri güldürücü, düşündürücü, öğretici, eğlendirici ve şaşırtıcı olmalarıdır. Sözden doğan mizahın durumdan doğan mizahtan fazla oluşu bu fıkraların diğer bir özelliğidir. Hocanın mizah anlayışının dayandığı esasları şöylece sıralamak mümkündür: Güldürücü durum ve sözler, zıtlık, kelime oyunları, şaşırtıcı zekâ oyunları, ölümle alay, şaşırtıcı davranış ve sözler, abartma, taşlama ve çağrışım. Bu fıkraların genel yapısında Türk toplumunun tarihî gelişimi içinde birlikte yaşamış olan karşıt iki sosyal çevre görülür. Biri gelenekçi, ikincisi değişmelerden yana olan çevredir. Her insanda çeşitli ölçülerde bulunan bu iki ruh hali sosyal anlamda yönetenle yönetilen arasındaki kültür çatışmasını içerir.

Nasrettin Hocanın ünü sadece Türkiye'de değil yurt dışında Türk Cumhuriyetleri Azerbaycan, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan, Tacikistan ve Kıbrıs'ta ve daha pek çok ülkede yaygındır. Buralarda Efendi, Hoca, Mulla sıfatları ile anılır ve fıkraları anlatılır.

Aslında Nasrettin Hoca bir şey yazmış değildir. Yaşadığı olaylar onlar karşısında söylediği düşündürücü sözler halk tarafından çok tutunmuş hepsi dilden dile dolaşmıştır. Nasrettin Hoca ve fıkralarından bahseden ilk kaynak 1480 yıllarına tarihlenen "SALTUKNAME" olmuştur.

Uzun yıllar Akşehir'de yaşamış orada ölmüş, yaptırılan Türbede gömülmüştür. Akşehir Belediyesi Nasrettin Hoca fıkralarını toplamış internete koymuştur. Nasrettin Hoca fıkraları maddesinden bilgisayara indirebilir okunabilir. Ellialtı sayfada 142 fıkra bulunmaktadır. Akşehir Belediyesince 1959 yılından bu yana Uluslararası Nasrettin Hoca Şenlikleri yapılmaktadır.

Akşehir Belediyesi tarafından derlenen fıkralarından 3 örneğe yer verilecektir.

12. Ben Zaten İnecektim

Günün birinde Hoca Efendi pazara gitmek için eşeğine biner ve yola koyulur. Bir süre gittikten sonra eşek huysuzlanır ve ardından hoplayıp zıplamaya başlar. Derken Nasreddin Hoca da eşekten düşüverir. Düşer düşmesine de çevresine toplanan çocuklar toplu hâlde bağırmaya başlarlar: "Nasreddin Hoca eşekten düştü, Nasreddin Hoca eşekten düştü." Hoca, şöyle bir sağına soluna baktıktan sonra büyüklerden kimselerin olmadığını görünce eşe dosta rezil olmamak için; "Çocuklar, eşekten düşmedim, ben zaten eşekten inecektim." deyiverir.

15. Bir Gram Bal İçin Birkaç Kilo Odun Yiyemem

Bir dostu Nasreddin Hoca'ya birkaç kilo keçi boynuzunu hediye getirir ve "Hocam, çam sakızı çoban armağanı, bizim oralarda olanlardan sana hediye getirdim." der. Hoca Efendi, keçi boynuzlarını ve dişlerini şöyle bir kontrol ettikten sonra; "Sağ ol komşu, bir gram bal için bir birkaç kilo odun yiyemem." der.

34. Cübbenin İçinde Ben de Vardım

Nasreddin Hoca şehre inmek için evinden çıkar. Bu sırada bahçe kapısında bir komşusuyla karşılaşır. Komşusu Hoca'ya;

"Hocam, geceleyin sizin evden gürültüler geliyordu, merak ettim, hayrola?" deyince

Nasreddin Hoca da "Bir şey yoktu, Hatunla biraz tartışmıştık, demek ki ağız dalaşımızı duymuşsun." der. "Hoca Efendi, öyle küçük bir tartışma gibi değildi sanki."

Bu defa Hoca şöyle bir sakalını sıvazladıktan sonra; "Haa! Hanımın ayağı benim cübbeye girdi, yırtıldı, demek ki o sesi duymuşsunuz." der.

Komşusu ısrarlıdır, sormayı sürdürüp; "Hocam, cübbeden hiç öyle ses çıkar mı?" deyince, Nasreddin Hoca dayanamaz;

"Yahu komşu, ne uzatıp duruyorsun, cübbenin içinde ben de vardım." der.

Yazıya Nasrettin Hocanın Akşehir'deki Türbesi ile Özbekistan Buhara'da Nasrettin Hoca anıtının resmi eklenmiştir.


YAZARIN DİĞER YAZILARI