ERZURUM MÜZELERİ (MUSTAFA KEMAL'İN NÜFUS KAYDI).
Değerli okurlar, kış ortasında; karda, kışta, kıyamette hiç Erzurum' a kadar gidilir de kentin ana belleği olan MÜZELER yazılmadan olur mu? Müzeler; bulundukları şehirlerin hafızalarıdır. Yakın ya da uzak geçmişte neler üretilmiş, neler bulunmuş, neler giyilmiş, kullanılmış, yenilmiş/içilmiş hepsi bu müzelerde yaşatılmaktadır. Erzurum Müzeleri için kısa bir araştırma yaptığımızda ülkemiz, hele de yakın tarihimiz açısından irdelediğimizde çok önemli bilgilerin ve belgelerin yer aldığını görüyoruz. İstedik ki, bu bilgi ve belgeleri siz okuyucularımızla da paylaşalım. Üç Müze Bir arada bulunuyor:
1-Erzurum Arkeoloji Müzesi,
2-Erzurum Atatürk Evi Müzesi,
3-Erzurum Türk-İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi.
ERZURUM ARKEOLOJİ MÜZESİ:
Erzurum ve çevre illerden getirilen birçok eserin sergilendiği müze, ilk olarak 1944 yılında Yakutiye Medresesi'nde faaliyete geçmiştir. 1947 yılında Çifte Minareli Medrese' ye taşınan müze, 1968 yılında yeni yapılan binasına taşınarak hizmet vermeye devam etmiştir. 1994 yılında ise Yakutiye Medresesi Türk-İslam Eserleri ve Etnografya Müzesi' nin açılmasıyla birlikte yeni yapılan müze binası, Arkeoloji Müzesine dönüştürülmüştür. Erzurum Arkeoloji Müzesi, 6000 m. karelik alan üzerine bodrum kat üzerinde iki kat olacak şekilde yapılmıştır. Günümüzde ise, mevcut bina, kentin arkeolojik potansiyelini yansıtmakta yetersiz kaldığı için, modern müze anlayışına uygun yeni bir binanın yapımına başlanmıştır. Müze salonlarında bölgede yaşamış toplumların kültürel gelişimi, üretimi, yaşam biçimleri, sanatı, dini inançları ve gelenekleri gibi birçok konuda ziyaretçilere bilgi sunan eserler sergilenmektedir. Kronolojik sıralamayla; tabiat tarihiyle ilgili fosil ve taş aletler, Erken Tunç Çağı (Karaz Kültürü) eserleri, II. Bin Transkafkas boyalıları, Urartu Dönemi Eserleri ile Roma ve Hellenistik Döneme ait eserler sergilenmektedir.
ERZURUM ATATÜRK EVİ MÜZESİ:
Erzurum Atatürk Evi' nin yapım tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte XIX. Yy. sonunda yaptırıldığı tahmin edilmektedir. 1915 -1916 yıllarında 9 ay kadar kısa bir süre Alman Konsolosluğu olarak kullanılan yapı, 12 Mart 1918 tarihinde; Erzurum' un kurtuluşundan sonra, Erzurum Valiliği' nin İkametgâhı olarak işlev görmüştür. Vali, Mahir AKKAYA, 3 Temmuz 1919 tarihine kadar burada oturmuş, O' nun Erzurum' dan ayrılmasıyla da konak boşaltılmıştır. Mustafa Kemal ATATÜRK, KONGRE İÇİN GELDİĞİ Erzurum' da 9 Temmuz 1919 - 29 Ağustos 1919 tarihleri arasında Hüseyin Rauf Bey ve arkadaşları ile birlikte bu konakta kalmışlardır. Erzurum Kongresi çalışmalarını 52 gün boyunca burada sürdürmeleri ile konak, tarihi hüviyetini ve Cumhuriyet Tarihimizdeki yerini ve önemini bir kez daha kanıtlamıştır. Mustafa Kemal Paşa' nın Erzurum' dan ayrılması üzerine ev, yine Vali Konağı olarak kullanılmaya devam edilmiştir. Cumhuriyetin ilanından sonra; 13 Eylül 1924 günü, Belediye Başkanı Nazif Bey tarafından Erzurumlu bir kuyumcuya yaptırılan altın anahtar ve evin tapusu, şehir adına Mustafa Kemal Paşa' ya armağan edilmiştir. 1933 - 34 yılları arasında Erzurum Kolordu Kumandanlarının kullanımına verilen konak, Atatürk' ün ölümü üzerine kız kardeşi Makbule Boysan Hanım' a geçmiş ve tapu kayıtlarından elde edilen bilgiye göre, O' nun da ölümünden sonra isteği üzerine 12 Ekim 1944 tarihinde Çocuk Esirgeme Kurumu' na devredilmiştir. Bu kurum tarafından 1980 yılına kadar kullanılan bina, 8 Mayıs 1984 tarihinde Sağlık Bakanlığı tarafından Kültür Bakanlığı' na devredilmiştir. Bodrum kat üzerine zemin ve birinci kat ile çatı katından oluşan bina, onarılarak 3 Ekim 1984 tarihinde Erzurum Müze Müdürlüğüne bağlı "Atatürk Evi Müzesi" olarak ziyarete açılmıştır. Binanın giriş katında Kazım Karabekir, Rauf Dinç ve Kazım Yurdalan' a ait belgeler, fotoğraflar, giysiler ve çeşitli eşya sergilenmektedir. Yine aynı katta Anadolu' dan yayınlanan Türk Gazetesi Envari Şarkıye' nin, Milli Mücadele Dönemi' nin unutulmaz gazetesi Albayrak' ın ve Erzurum Kongre bildirilerinin basıldığı matbaa makinesinin sergilendiği oda yer almaktadır. Müzenin 1. Katında ise Erzurum Kongresi üyelerinin fotoğrafları ve biyografileri bulunmaktadır. Buradan çalışma odası ile kabul salonuna ve yatak odasına da geçilmektedir. 3 Ekim 1984 tarihinde "Atatürk Evi Müzesi" olarak ziyarete açılan konakta yaşanan önemli olaylardan bazıları
1 -19 Temmuz - 29 Ağustos 1919 tarihleri arasında M. Kemal Paşa ve arkadaşlarının bu konakta 52 gün boyunca çalışıp Milli Mücadelenin temelini atmaları,
2- 8 - 9 Temmuz 1919 tarihleri arasında M. K. Paşa' nın çok sevdiği askerlikten istifa etmesi ve sivil hayata bu konakta başlaması,
3- M. K. Paşa' nın nüfus kaydının Selanik' ten Erzurum' a alınması,
4-M. K. Paşa' nın Meclis - i Mebusan seçimlerinde Erzurum' dan aday gösterilmesi ve ilk defa Milletvekili seçilmesi,
5 - M.K. Paşa' nın Erzurum delegesi ve Kongre Başkanı olması,
6-M.K. Paşa' nın Sivas Kongresine katılacak olan Heyet - i Temsiliye' ye Başkan olması,
7 - M. K. Paşa' nın daha Erzurum Kongresi çalışmaları sırasında bu konakta Müfit Kansu' ya tutturduğu not defterine " ZAFERDEN SONRA HÜKÜMET ŞEKLİMİZ CUMHURİYET OLACAKTIR" diyerek yapacağı diğer devrimlerden bahsetmesi oldukça önemlidir.
ERZURUM TÜRK - İSLAM ESERLERİ ve ETNOGRAFYA MÜZESİ:
Erzurum Tük - İslam eserleri ve Etnografya Müzesi olarak kullanılan Yakutiye Medresesi, taç kapısında bulunan kitabeye göre İlhanlı Hükümdarı Sultan OLCAYTO döneminde Gazan Han ve Bolugan Hatun adına Cemalettin Hoca Yakut Gazani tarafından Hicri 710 (1310) tarihinde yaptırılmıştır. Yapı, dikdörtgen planlı, üç eyvanlı, kapalı avlulu ve tek katlıdır. Yapının girişi iki katlı olarak düzenlenmiştir. Medresenin güney eyvanı mescit olarak planlanmış ve bu eyvanın her iki duvarına mermer vakfiye kitabesi yerleştirilmiştir. Doğu eyvanın bitiminde ise türbe yer almaktadır. Bu türbede mezar yoktur. Medresenin en gösterişli cephesi, taç kapının da bulunduğu batı cephesidir. Medresenin taç kapısı, bitkisel, geometrik, figüratif ve yazı kuşaklarıyla bezenmiştir. Taç kapının her iki yüzünde, silme kemerler içerisinde altta ajurlu bir küre ve üst kısmında hayat ağacı ve hayat ağacı altında birbirine bakar durumda verilmiş pars figürleri ve en üstte çift başlı kartal kabartmalı pano bulunmaktadır. Medresenin dışa taşkın taç kapısı ve iki köşesindeki minareleriyle kurulan denge, yapının bütününde de cepheye karşılık kümbet yerleştirilerek sağlanmıştır. İlhanlılar Dönemi' nde geleneksel Selçuklu mimari tarzında yapılan Yakutiye Medresesi, cephesindeki ve hücre kapılarındaki süslemeler ile minaresindeki çini süslemeleriyle yapıldığı dönemdeki sanatın yetkinliğini göstermesi açısından önemlidir. Yakın tarihlere kadar medresenin çevresi kışla olarak kullanılmış ve medrese sonradan yapılan eklerle çevrelenmiştir. 1970 ve 80' li yıllarda çevresi yıkılarak yapı ortaya çıkarılmış ve çevre düzenlemesi yapılmıştır. 1984 yılından 1994 yılına kadar onarımları sürdürülen medrese, Erzurum Müze Müdürlüğü bağlı birimi olarak 29 Ekim 1994 tarihinde Türk - İslam Eserleri Etnografya Müzesi olarak ziyarete açılmıştır. Yakutiye Medresesi içerisinde bölgenin kültür ve sanat özelliklerini geçmişten günümüze taşıyan kadın takı ve giysileri, Erkek takı ve aksesuarı, kemerler, bakır eserler, silahlar, mühürler ve sikkeler gibi etnografik nitelikli eserler, anıtsal yapı ile uyum içerisinde sergilenmektedir.