"KIZILAY" BİZLERİ ŞAŞIRTMAYA VE KIZDIRMAYA DEVAM EDİYOR!..

 

        "KIZILAY" BİZLERİ ŞAŞIRTMAYA VE KIZDIRMAYA DEVAM EDİYOR!..

Tam 11 İlimizi vuran deprem sırasında, elindeki bütün imkânlarıyla deprem bölgesine intikâl etmesi gereken, depremde 'ilk üç günün' hayati önemini bilerek hareket etmesi gereken 155 yıllık ata yadigârı kuruluşumuz "Kızılay" ın, tüm bu görevlerini yapmadığı gibi, bir de elindeki çadırları yüksek fiyatlarla sattığı ortaya çıkınca; CHP Adana Milletvekili sayın Burhanettin Bulut, bu konuyu Yüce Meclis'in gündemine taşıdı!..

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun yanıtlaması istemiyle Meclis'e sunduğu önergede; "Çocuklarımız kumbaralarında biriktirdikleri paraları, harçlıklarını Kızılay'a bağışlarlarken; vatandaş can derdindeyken, evleri yıkıldığı için sokakta yatmak zorunda kalmışken, tam böyle zamanda Kızılay'ın çadır satıyor olması, en hafif tabiriyle 'Ahlâksızlıktır!..'  Şu ana kadar depremin üzerinden 21 gün geçti, depremzedeler hâlâ çadır beklerken, ülkemizin en köklü kurumu olan 155 yıllık Kızılay'ı, iktidar adeta bir 'ticarethaneye' çevirmiştir!" demiş.

Bu yetmezmiş gibi, yine bu Kızılay; depremin dördüncü günü olan "09 Şubat 2023"te,             -Gayrimenkul ve Girişim Sermayesi Portföy Yönetimi A.Ş. Kamuyu Aydınlatma Platformu'na- bildirim gönderen Kızılay; elindeki yatırımlarını nerede değerlendireceğini duyurdu, iyi mi!? Yahu sizler, böyle zamanda halkın size bağışladığı mal-mülk-paralardan 'nasıl daha fazla kâr ederiz' diye değil; 'bunları ihtiyaç sahibi depremzedelere nasıl ulaştırır da, vatandaşımıza yardımcı olabiliriz?' diye düşünüp de, bütün imkânlarınızı oralara hemen seferber etmekle mükellef bir kuruluş değil misiniz!? Basında çıkan tüm haberlerde; "İlk Üç Günde Kızılay Neredeydi?" sorusu ne diye sorulup duruyor!? Bu 155 yıllık ata yadigârı kuruluşumuz eskiden hiç böyle değildi, her başı sıkışanın imdadına hemen koşardı!.. Aynı günlerde yine bu Kızılay hakkında iki iddia daha ortaya atıldı: "Kızılay, halkın bedava verdiği kanları özel hastanelere satıyor, yardım için beklettiği gıdaları da, talep edenlere ücret karşılığı veriyor!" Eğer bu da doğru ise, vay bu ülkenin bunlardan hizmet bekleyen gariban halkının haline!.. Çok merak ediyoruz; o kuruluşların yöneticileri hâlâ koltuklarında oturuyorlar mı, yoksa utançlarından o koltuklarda 'kar gibi' eriyip gittiler mi, ha!?

Bunları duyunca aklıma ne geldi biliyor musunuz? İmâm-ı Rabbâni hazretlerinin 'Mektubat Kitabı' aklıma geldi. Bu kitap içinde Farsça ve Arapça ile yazılmış tam 536 mektup ve manzumeler vardı. Farsça yazılmış biri de şöyleydi: "Endekî pîş-i tu güftem gam-ı dil tersîdem/ Ki dil, âzurde şevî verne Sühan bisyâr est!.."

Yani Türkçesi; "Az söyledim, dikkat ettim kalbini kırmamaya/ Bilirim üzülürsün, yoksa sözüm çoktur sana!.." İşte bu haberleri duyunca, ben de artık 'Kızılay' için aynen bunları düşünüyor ve söylüyorum!.. Bir başka manzumede ise şöyle diyor: "Eger pâdişeh ber der-i pîr zen/ Biyâyed tu ey hâce seblet meken!.."

Diyor ki; "Dilenci evine gelirse Sultan/ Ey hoca, sen bu işe şaşma hemân!.."

Görüyor musunuz, yüzyıllar önce söylenmiş bu güzel sözler, nasıl da bugünlere de ışık tutuyor, yol gösteriyor!? Gelin  de şimdi olanlara bakınca; "Tarih tekerrürden ibarettir" sözüne inanmayın bakalım!.. Orta Çağın İranlı şairi Ömer Hayyam da, Cumhuriyet Döneminin ele-avuca sığmaz şairi Orhan Veli gibi her konuda ne söylediler ise, bugün de aynen geçerlidir, siz de fark ediyorsunuz değil mi?

Ben, her zaman yardımda bulunan bir vatandaş olarak, eski Kızılay'ımı geri istiyorum!.. Ben bu kurum başında 'Tüccar Kafalı Yöneticiler' değil, insana yardımı öncelikli görev kabul eden yöneticiler istiyorum!.. Bunlar yapılmazsa eğer, korkarım gelecek yıllarda artık bu kuruma beş kuruş yardım yapacak büyükler yanında, kumbarasındaki tasarruflarını hemen verecek bir tek çocuk bile bulamayacaklardır!..

Neyse, bugün de Neyzen Tevfik'in meşhur bir dörtlüğü ile veda edelim: "Kime sordumsa seni, doğru cevap vermediler/ Kimi alçak, kimi hırsız, kimi deyyus dediler/ Künyeni almak için partiye ettim telefon/ Bizdeki kayda göre, o şimdi Mebus dediler!.."             Sakin KOŞAR.

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI