Bugün, Tarihten Silinesi "06 ŞUBAT 2023 !.."

 

           Bugün, Tarihten Silinesi "06 ŞUBAT 2023 !.."

Günlerden Pazartesi, saat da sabahın 04'ünü 17 dakika geçiyor, yine bir soğuk Kış günü, herkes en derin uykuda!.. Merkez üssü Kahramanmaraş-Pazarcık olan ve 10 şehrimizle birlikte Suriye-Irak-Lübnan-Mısır'da yıkımlara, yeni acılara ve gözyaşlarına sebep olan "7.7 ve 7.6" şiddetinde, peş peşe olan depremlerle sarsılıyor!..

Evet, güzel Anadolu'muz en büyük ve en tehlikeli deprem kuşağında!.. Evet, bunu bütün insanlarımız, yöneticilerimiz, mühendislerimiz ve müteahhitlerimiz de biliyorlar!.. Evet, bu ülkenin son yıllarda yetiştirdiği en değerli Deprem Uzmanlarımız olan sayın Prof. Dr. Celal Şengör, Prof. Dr. Naci Görür, Prof. Dr. Övgün Ahmet Ercan, Prof. Dr. Şener Üşümezsoy ve merhum "Deprem Dede" lâkaplı Prof. Dr. Ahmet Mete Işıkara, yıllardır ekranlara çıkıp herkesi uyardılar, bilimsel ve teknik olarak nelerin yapılması gerektiğini bir bir anlattılar, devlete ve hükümetlere raporlarını sundular!..  Evet, hepsinin ortak bir görüşü vardı ve adeta sloganları olmuştu; "Deprem Öldürmez, Çürük Binalar Öldürür!.." dediler. Sadece bugün, Sözcü Gazetesi yazarlarından sayın Murat Muratoğlu yeni bir slogan daha icat etti ve dedi ki; "Deprem Öldürmez, Hırsızlar Öldürür!.." dedi. Kimdi o 'Hırsızlar?' Tabii ki malzemeden çalan arsız Müteahhitler, bu binalara rüşvetle 'Sağlam Raporu' veren hırsız Yöneticiler, hırsız Mühendis ve Mimarlardı!..

TV'lerde hepimiz izledik işte; daha geçen yıl 'Malatya'da inşaatı tamamlanıp, müşterilere; "12 Şiddetindeki Depremlere Dayanıklıdır!" palavra reklâmlarıyla satılan, zincir halindeki sıra sıra apartmanlar, peş peşe çökmediler mi!? Nerede o hırsız müteahhitler, nerede bu ayıplı apartmanlara 'Sağlam Raporu' veren rüşvetçi mühendis, mimar ve yöneticiler, nerede bunlara ruhsat veren Belediye görevlileri !? Hiç olmazsa bu sefer bu rüşvetçilerin tüm mal varlıklarına el konulup, kendilerine de binlerce kişiyi bile bile öldürmekten, en ağır 'Cinayet' cezaların verilmesi gerekiyor!.. Çünkü, bundan sonra gelecek nesil şu olanları ve cezaları görüp, bir daha aynı adice ve aşağılık haltları işleyemesinler!..

Bakınız, bizimle aynı nüfusa sahip Almanya'da sadece "3 Bin" tane müteahhit varken, bizdeki müteahhit sayısı kaç biliyor musunuz!? Gözlerinize ve kulaklarınıza inanamayacaksınız ama, bizde de tam "330 Bin Tane" müteahhit var!.. Tüm Avrupa ülkelerindeki toplam müteahhit sayının tam 13 Katı kadar sadece bizde müteahhit var, bizimkiler doğuştan mimar-mühendis miymiş yahu !? Yani; her canı sıkılan, her ipini koparan, yukarılarda her torpili bulan terzisi-manavı-ayakkabıcısı-çöpçüsü-hırlısı-hırsızı bizde müteahhit olmuş, koca binalar dikiyor!.. İşte sıra sıra Apartmanlar, işte Devlet Hastaneleri, işte birçok Okul, işte Polis Lojmanları, işte devletin köprüleri, tünelleri, yolları!.. Hepsi de en ufak sarsıntıda yıkılıp gidiyor, altında binlerce insanımız kalıyor, her seferinde yeni acılar ve gözyaşları bizleri mahvediyor!..

Artık bugünden sonra bunlara bazı devlet büyüklerimizin dediği gibi "Kader, Ölüm Bu İşin Fıtratında Var, Depremi de Önleyemeyiz ya!?" sözlerini duymak istemiyoruz!.. Bakınız; geçen yıl Japonya'nın Fukuşima kentinde de "7.3 Şiddetinde" bir deprem oldu!.. Kaç kişi öldü biliyor musunuz? Sadece "İki Kişi" öldü!.. Ya bizde olsaydı kaç kişi ölürdü acaba, bunu düşünmek bile istemiyorum!? Japonlar uzun yıllardır akılla, bilimle, teknolojik gelişmelerle tedbirlerini aldılar, binalarını 'Raylı Sistemlerle' yapıyorlar ve orada bizden çok daha sık depremler olmasına rağmen, zayiatları ve ölümleri çok asgarî düzeyde kalıyor!.. İşte tam burada sormak gerekiyor: Yıllardır toplanan deprem yardımları, sırf bu iş için konulan 'ÖTV Gelirleri' nerede!? Bunlar depreme dayanıklı binalar için kullanılmayacak mıydı, ha !?

Yukarıda saydığım ünlü deprem uzmanları ve "Deprem Dede" lâkaplı merhum Ahmet Mete Işıkara, bizlere 'Binbir Gece Masalları' anlatmadılar, ya ne yaptılar; bu ülke topraklarının gerçeklerini ve bilimsel olarak kurtuluş çarelerini anlattılar!.. Peki, biz ne yaptık? Sadece deprem sonraları ağlayıp, sızlayıp, dualarla birbirimizi kandırıp, üç gün sonra da hepsini unuttuk!.. İşte bugünkü halimizin özeti bundan ibarettir canlarım!..        Sakin KOŞAR.            

YAZARIN DİĞER YAZILARI