GAZETECİ GEÇİNEN NAGEHAN ALÇI'NIN AMACI NE !?
İktidar yanlısı tavır ve yazılarıyla, şimdiye kadar en sevilen ve saygı duyulan 'Muhalif Gazeteci-Yazarlara' demediğini komayan Nagehan Alçı, bugünlerde yine evlere şenlik bir Tweet daha atarak, yine kendisinden bahsettirmeye başladı. Bu sefer de demiş ki; "Cumhurbaşkanlığı seçimini % 50.1 veya % 50.2 oyla kazanan bir kişiye bu millet saygı duymaz" diyesiymiş ???
Hanımefendi, hanımefendi!.. Bu seçim kanununu muhalefet getirmedi, senin yıllardır destek verdiğin iktidar getirdi!.. Yani, "50+1" sistemini!.. Yani, "Oyların yarısından bir tek fazlasını alan aday, seçimi kazanır" sistemi!.. Sen bu yasayı bilmiyor musun? Sen yasalara karşı mı çıkıyorsun, yoksa şimdiden milleti de buna karşı çıkmaya mı yönlendiriyorsun!? Senin bu attığın mesajdaki esas amacın ne!? Madem bu işi kafan almıyordu, bu yasalar hazırlanırken, Meclis'te tartışılırken çok yakın olduğun iktidar temsilcilerine o günlerde niye itiraz etmedin de, şimdi yumurta kapıya gelince mi feryadı basıyorsun!?
Geçen seçimlerde mühürsüz zarflar kabul edilirken, trafoya kedi girdiğinde, aynı zarfa atılan dört oydan üçü geçerli-biri geçersiz sayılırken, İmamoğlu'nun 13 Bin oy farkıyla ilk kazandığı seçimler sırasında; AKP Milletvekili Ali İhsan Yavuz; "Hiçbir şey olmasa bile, mutlaka bir şeyler olmuştur?" deyip, seçimler yenilenirken siz nerelerdeydiniz Nagehan Hanımefendi!? Daha oylar sayılırken; "Atı alan Üsküdar'ı geçti" diyerek seçim zaferi ilân edilirken, siz uzayda mıydınız, yoksa Miami'de tatilde miydiniz hanımefendi!?
'Dürüst Gazeteci' diye; bozuk bir saat gibi günde iki defa doğru zamanı gösteren değil, tam 24 saat boyunca doğruları yazan ve söyleyen kişidir!.. Sık sık herkesin gözünün içine bakarak, menfaatinin gerektirdiği gibi, hep "U Dönüşler" yapan, "Z Zikzakları" çizenlerden gerçek gazeteci olmaz!.. Yandaşı oldukları iktidarlarla birlikte, hemen onlar da toz olur giderler, bazılarının isim ve cisimleri hiç hatırlanmaz bile!.. Adam gibi, kadın gibi, 24 saat kimsenin tarafı olmadan objektif ve tarafsız olanlar ise, 'Basın Tarihi' içinde hiç unutulmadan saygı ve hürmetle anılır dururlar; tıpkı Hasan Tahsin, Uğur Mumcu, Çetin Emeç, Bekir Coşkun. gibi. Ya iki-üç gün sonra sizi, sizin gibileri kimler hatırlar da, adlarınızı anarlar ki!?
Yani siz, üç gün sonra yapılacak seçimde, örneğin Recep Tayyip Erdoğan veya Kemal Kılıçdaroğlu'nun, %50.1 veya % 50.2 ile kazanması durumunda, bu seçimin geçerli olamayacağını filân mı imâ etmeye çalışıyorsunuz!? Kardeşim sen YSK'ya paralel bir kuruluşun temsilcisi misin, nesin!? Sana ne yahu!? Yasa böyle diyorsa, sana ne oluyor, başkasını niye ilgilendiriyor bu konu!? Artık herkes haddini bilmeyi öğrenmeli kardeşim!..
Bir de mesajında şunları da söylüyordu bu hanım gazeteci; ". Zaten açık tımarhaneye dönmüş bu ülkede." sözünü sarf etmiş!.. Yaa, öyle mi hanımefendi!? Madem öyleyse, bu açık tımarhanede sen de bizimle berabersin, bizler zırdeliler isek eğer, sen de bu hınzır delilerden birisin, aramıza hoş geldiniz, sefalar getirdiniz efendim!..
Şu halimize bir bakınız dostlar!.. Demokrasiyi özümsemiş elin oğlu, güle-oynaya, bayram havasında seçimlere giderken, şu bizdeki gidişata, başımıza gelen şu nahoş olaylara bir bakınız!.. Bu ülke insanları olarak biz bunları hak edecek ne yaptık!? Eğitimsiz, liyakatsiz, demokrasiden nasibini almamışlar yüzünden mi bu hallerdeyiz!?
Yüce Meclis duvarında ne yazıyor: "Egemenlik, Kayıtsız Şartsız Milletindir!" yazıyor değil mi? Öyleyse patron kim!? Tabii ki bu ülkenin patronu millettir!.. Öyleyse, çok yakında gideceğiniz o sandıklarda bunun gereğini yapınız, hem de eksiksiz olarak giderek bunu yapınız!.. "Atatürk Türkiye'si" insanlarına da zati böylesi yakışır, hadi göreyim sizi. Sakin KOŞAR.