KABATAŞ ERKEK LİSESİ'NDE SKANDAL !?
Geçtiğimiz Cumartesi günü (08. 01. 2022), İstanbul-Beşiktaş'taki tarihi ve ünlü 'Kabataş Erkek Lisesi'nde çok büyük bir skandal yaşandı!.. Görüntüler sosyal medyaya düşünce olaydan herkesin haberi olabildi!.. Tepkiler de çığ gibi yükseldi!..
Olay şuydu: O meşhur, yılların çok başarılı ve tarihi lisesinde, bir gurup yeni yetme, yeni sistemin yetiştirdiği lise öğrencilerinden biri, elindeki kesici bir aleti, önündeki 'Atatürk Posterine' defalarca saplıyor, öfke ve kinle bu işi yaparken de; "Zaten bunun çocuğu yok, ona hiç acımıyorum!.. En az üç çocuk!.." dedikten sonra, bir de küfrettiği duyuluyor, yanındaki arkadaşları da bu hareket ve sözlere engel olacakları yerde, kahkahalar atarak gülüyorlardı!.. Bu çocuklardan birinin anne-babasının, Samsun Milli Eğitim Müdürlüğü'nde Şube Müdürü olduğu öğrenilmiş. Bu çocuk, "En Az Üç Çocuk" sözüyle neyi kastediyordu!?
Olay ülkede bomba gibi patlayınca, hemen Beşiktaş Milli Eğitim Müdürlüğü yazılı bir açıklama yapıp, olaya karışan öğrenciler hakkında derhal disiplin cezası uygulandığını duyuruyordu!.. Ama o açıklamada, İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü'nün bu nahoş olaya ilişkin, bir tek tepki sözü dahi görülmüyordu!.. Ardından, "Kabataş Erkek Lisesi Öğrencileri" adına bir basın açıklaması yapılıp; bu olaya sebep olan öğrenciler şiddetle kınanıp, bu nahoş olayı asla unutmayıp, gelişmelerin de sıkı takipçileri olacakları sözü veriliyordu!.. Milli Eğitim Bakanlığı da okula müfettişler göndermiş.
Olay üzerine açıklama yapan ADD Genel Başkanı sayın Hüsnü Bozkurt, basın açıklaması yapan öğrencilere teşekkür edip, körpe beyinleri bu hale getirenlerden mutlaka hesap sorulacağını söylüyordu!.. CHP Ankara Milletvekili Yıldırım Kaya; "Bu çocukları bu hale getiren, AKP'nin 'kindar gençlik' yetiştirme politikasıdır!.." derken; İYİ Parti Kocaeli Milletvekili Lütfü Türkkan; "Ben Kabataşlıyım!.. Bu şerefsizliği yapanlardan hesap sormayanlar, gün gelecek kendileri hesap vermek zorunda kalacaklar!.." diyordu. (Kaynak: 10 Ocak 2022 tarihli Sözcü Gazetesi.)
Böyle her nahoş olay sonrası, yetkili ağızlardan hep zehir-zemberek açıklamalar gelir, üç gün sonra olay gündemden düşünce de unutulur gider!.. Kimse böyle olayları derinlemesine araştırmaz, gereğini yapmaz, yeni bir nahoş olaya kadar keyiflerine bakarlar!.. Oysa bunlar küçümsenecek, unutulacak, asla yüzeysel şekilde bakılamayacak kadar önemlidir!..
Şimdi soralım bakalım: Liseye kadar gelmiş olan bu öğrenciler, İlkokul ve Ortaokul sıralarındayken Sosyal Bilgiler - Tarih derslerinde Ulu Önder Atatürk'ün bizim ve bu vatanımız için neler yaptığını, bu çocukların öğretmenleri hiç öğretmemişler mi!? Liseye gelene kadar bu öğrenciler hiç İstiklâl Marşımızı okuyup-hatmedip de, '10 Kasım' günlerinde bu ülkemizin kurtarıcısı ve kurucusu için hiç saygı duruşunda bulunup da, O'nun yaptıklarıyla ilgili hiç şiirler okuyup, marşlar filân söylememişler mi acaba? Bunların anne-babaları, bu çocuklarının ellerinden tutup da, bir "23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı", bir "29 Ekim Cumhuriyet Bayramı" törenlerine hiç götürmemişler mi!? İşte böyle bir olay olduğunda, 'ilk sorulması gereken' bunlar değil midir!? Hemen 'ilk sorgulanması gerekenler'; bunların anne-babaları, öğretmenleri, bunların yöneticileri değil midir!? Bu çocuklara Yüce Atatürk doğru şekilde ve yeterince anlatılabilseydi, bu körpe beyinler böyle çirkin davranışları hiç gösterirler miydi!?
ADD Yönetimi ve Muhalefet Partileri, son 10 yılda Atatürk'e yapılan saldırıların sayısını, bu cürmü işleyenlere verilen cezaları hiç araştırdı da, kamuoyuna bunları duyurdu mu? Bu saldırılar rastgele değil; bilinçli, örgütlü ve birileri tarafından korunup-kollanan insanlarca yapılıyor, artık iyice anlaşıldı!.. Gün, sosyal medya aracılığıyla kınama yapma, nutuk atma günü değil; bu saldırılara karşı bilinçli, yasal ve örgütlü mücadele günüdür!.. Sakin KOŞAR.