SİNOPLU DİYOJEN'DEN, TUNCELİLİ KEMAL'E !?

 

                SİNOPLU DİYOJEN'DEN, TUNCELİLİ KEMAL'E !?

Milattan Önce (M.Ö.) 412 yılında Sinop'ta doğan ve "Kinik Felsefesi"nin öncü ve en ünlü filozofu olan Diyojen; daha sonra Yunanistan'a geçmiş, M.Ö. 323 yılında da, buradaki Korint şehrinde ölmüştü... Antik Yunan Felsefesi yıllarında Filozof Diyojen medeniyeti reddetmiş, bu medeniyetin içinde ama, o medeniyetten uzak yaşamasıyla çok dikkat çekmiştir!..

Büyükçe bir şarap fıçısını 'kulübe' olarak kullanmış, yıllarca köpeğiyle beraber orada yaşamış, çevresinde devasa binalarda iyi yaşadığını zanneden insanlarla hep dalgasını geçmiştir!.. Sık sık gündüz vakti, lâmbasını yaktığı gemici feneri ile dolaşır, yollardaki kalabalıklar arasına karışır; bazı meraklıların; "Hayrola üstad, gündüz vakti yollarda fenerle ne arıyorsun?" diye soranlara hep; "Adam arıyorum, adam!.." diye cevap verirmiş...

Şu kadere bakın ki, bu güzel ve bereketli Anadolu toprakları üzerinde, aradan tam '2.340 yıl' geçmişti ki; Tunceli İlimizden çıkıp gelen Kemal Kılıçdaroğlu, bu ülkenin 'Kurucu Partisi CHP' lideri oldu ve bundan dört yıl önce Başkent Ankara'dan yollara düşüp, 420 Km'lik yolu yaya olarak tam 25 günde katederek, İstanbul-Maltepe'ye ulaştı, orada bir de miting düzenledi!.. Tıpkı Sinoplu Diyojen gibi ona da yolda hep sordular: "Eyy Kılıçdaroğlu, bu yollarda sen ne arıyorsun ki!?" diyenlere, O da; "Adalet arıyorum, Adalet!" diye cevap verdi...

Bazıları unutmuş olabilir ama, ben dallamanın 'unutamama' gibi kötü bir huyu olduğundan, bu yolculukta neler oldu bir hatırlayalım: Her düşünceden insanlar sayın Kılıçdaroğlu'na yol boyunca veya zaman zaman eşlik ettiler!.. Ülkede 'Adalet' olduğunu iddia eden bazıları yol kenarlarında pusuda bekleyip, konvoydakilere çok 'lâf ve taşlar' attılar, tepki pankartları açtılar!.. İktidar partisine mensup bazı yerleşim yerlerinden geçerlerken, kimisi yollara kamyonlarla hayvan pislikleri döktüler, kimileri şehir çöplerini döküp, bazı yerlerde suları ve gece vakti elektrikleri kestiler!.. Kılıçdaroğlu, mütevazı karavanında hiç rahatsız olmadı, her şeyi sessizce göğüsledi...

Aradan dört koca yıl geçti, kimi yeni işe başladı, kimi emekli oldu, kimi evlendi çocukları oldu, bizler dörder yaş daha ihtiyarladık ama, ülke adaleti iyileşeceğine, daha da kötüye gitmeye başladı!.. Bazı CHP ve İYİ Parti Milletvekilleri Anadolu şehirlerini geziyorlar, çoğu vatandaşımızın onlara; "Biz dört yıl önce yollara düşen sayın Kılıçdaroğlu'na gülmüştük ama, 'Adaletsizlik' bizim başımıza da gelince, ne kadar önemli bir iş yaptığını şimdi anladık!" diyorlar, bu haberler basında her gün yer alıyor!..

Gezdiğim yerlerdeki koca koca, devasa boyutta 'Adalet Sarayları' görüyorum, çoğu da yeni yeni yapılıyor!.. İçinde kaç Hâkim, kaç Savcı, kaç Adalet Bakanlığı mensubu çalıştığını tahmin etmeye çalışıyorum; nereye gitsem salonları davacılar ve davalılarla dolu görüyor, onlara baktıkça dışarıda 'Davalık olmayan insan kalmamış galiba?' diye düşünüyorum? Hapishanede günden güne katlanarak artan mahkûm sayılarını öğreniyorum, büyüklerimizce muhalefete açılan devasa tazminat davalarını okuyor, benim de yollara düşesim geliyor!..

Gençler bilmezler ama, 1970'li yıllarda 'Demirel İktidarlarına' karşı da çok yürüyüşler yapılmıştı. Bir gün gazeteciler merhum Demirel'e bu yürüyüşlerin sonuçlarını sormuşlar, Demirel de her zamanki boşvermişliği ile; "Yürüsünler bakalım, yollar yürümekle aşınmaz!" demişti... Şimdilerde durum nasıl bilemiyorum (!) ama, görüyorsunuz, o yıllarda gazeteciler Başbakan ve Cumhurbaşkanlarına her soruyu açıkça sorabilir, açıkoturumlarda sık sık her türlü konuyu tartışırlardı!..

Neyse... "Yollar yürümekle aşınmaz, kalburla su taşınmaz" denilse de, bakınız aradan geçen 50 yıla rağmen, sadece bu konular hatırlanıyor, asla unutulmuyor ve hâlâ da tartışılıyor!.. Bugün de sözümüzü Orhan Veli'den alıntı yaparak bitirelim: "Neler yapmadık şu vatan için/ Kimimiz öldük/ Kimimiz nutuk söyledik!.." Kimimiz de yorgun Anadolu yollarına düşerek, asırlardır kâh 'adam' aradık, kâh 'adalet' aradık!..                              Sakin KOŞAR...

 

 

YAZARIN DİĞER YAZILARI